"Sevin, çünkü hayat sevgisizliğe yer bırakmayacak kadar kısa."
Bu bölüm senin için güzelim 😍Gursan221
Mutfağa gidip dolaptan bir ağrı kesici aldım. Ağrı kesiciyi yutup kendimi rahat koltuğa bıraktım... Başım çatlıyordu.
Telefonum çalmasıyla masanın üzerindeki telefonuma kaydı bakışlarım.
Ayhan!
Ayğğ hayır ama kaç gündür onu unutmuştum. Şimdi kaç gündür beni aramıyorsun diye triplere girecekti.
Açıp açmamak arasında kaldım.
En sonunda masaya uzanıp telefonu alıp, kulağıma koydum."Efendim Ayhan."
"Nasılsın Aşkım" demesiyle derin bıkkın bir nefes verdim.
Sevgilimdi.
Onu seviyordum. Ama arkadaş babında!
İyi biriydi. Ama iyi olması evlenmek için yetmiyordu.
"İyiyim Ayhan sen?"
"Bende iyiyim aşkım akşam seni yemeğe çıkartmak istiyorum. Müsait misin?" demesiyle mecburen evet demek zorundaydım. Benim içinde iyi olurdu. Uzun zamandır evde tıkılıp kalmıştım.
"Olur. Nerede buluşuyoruz?"
"Ben sana mesaj atarım hayatım"
"Peki" diyip telefonu kapattım. Ayhan varlıklı bir aileden geliyordu. Büyük sayılan Bir şirketleri vardı. Dış ülkelere ihracat yapıyorlardı sanırım. Beni ilgilendirmiyordu..
Ayhan ilgi alanıma giriyordu.Önceden çok beraber vakit geçirirdik. Ama şimdi benim işlerimin yoğunluğundan onun işlerinin yoğunluğundan kendimize ayıracak vaktimiz kalmıyordu. Onunla Arkadaş olarak vakit geçirmeyi seviyordum...
Bugün işe gitmiyordum. Kendime biraz izin vermiştim. Yukarı çıkıp bu boş günümü uyuyarak geçirecektim.
Uyandığımda saat 06.00 idi. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Telefonuma gözüm kaydı. Mavi ışık yanıyordu. Bu da demek ki mesaj gelmişti. Telefonu açıp baktığımda Ayhandı.
Mekanı ve saati atmıştı.
Mekan yine çok lüks bir mekandı. Zenginlerin olduğu bir mekân. Daha önce de beraber gitmiştik. Gösterişli mekanları sevmiyordum. Ama yine de onu kırmak istemiyordum.
Dolabın karşısına geçtim. Beyaz bir dar paça alıp altıma geçirdim. Üstümdeki askılıyı çıkartıp üstüme giyecek sade bir tişört baktım. Yeşil sevdiğim tişörtü üzerime geçirip makyaj masama oturdum. Maşa'yı prize takıp ısınmasını bekledim. O arada hafif bir makyaj yapıyordum yüzüm solgun duruyordu. Fondöten sürüp üstüne pudra'nın beziyle yedirdim. Gözüme ince bir eyliner çekip turuncuya kaçan allığımı sürdüm. Son bir parlartıcı sürüp makyajımı bitirdim. Isınan maşayla saçlarımı kalın kalın alıp tersten çevirdim. Bir dakika dan az tutup serbest bıraktım.
İşim bittiğinde çantamı da alıp arabama yöneldim.
Mekana geldiğimde arabadan inip restorant'a girdim. Hafif kulağı rahatsız etmeyen slow bir müzik vardı. Boydan boya abiye ve kısa elbise giyen insanlar vardı. Umursamadım. Ben rahat giyinme taraftarıydım.
Ayhan'ın "Hiran" diye seslenmesiyle bakışlarım onu buldu. Gülümseyip yanına doğru ilerledim.
Üzerim de bakışlar hissediyordum. Bakışlarımı etrafa gezdirdim. Koyu kahverengi gözleri görmemle olduğum yerde dumura uğradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Oyun
ActionDikkat! Bir yanda güçlü, güzel bir kadın polis! Diğer tarafta yakışıklı, acımasız suçlu bir adam! Belimdeki silahı çıkartıp, bizimkilere işaret verdim. Beni onaylamalarıyla grubun icine dalarak "Yat yere yat yat yat" diye gürledim. Ateş etmemle uyu...