5.Bölüm

104 6 5
                                    

"Bir sokakta sevdiğiniz biri yaşadığı zaman, orası bir dünya olur."

"Bana dokunma!"

"Şşt bakalım." Diyip işaret parmağını dudağına götürdü.

"Sesini çıkartmazsan sana istediğin kadar para vereceğim." Dedi iğrenç gülüşünün ardından. Ağlamam bir türlü dinmiyordu.

Dudaklarını göbeğimden yukarı doğru ilerletti. O miğde bulandıran ıslak öpücüklerini devam ettirdi. Daha fazla dayanamadım. Dudaklarımdan yüksek bir çığlık yükseldi. Ardından dudaklarımdan dökülen son cümlem.

"Bedenime dokunma Yusuf!"

Gözlerim yanıyordu. Korkuyordum gözlerimi açmaktan. Anlımda hissettiğim elle seslice 5'ten geriye doğru saymaya başladım.

"5"

"Bir şey yok, Korkma Hiran!"

"4"

"Geçecek!"

"3"

"İyisin"

"2"

"Kimse yok, korkma"

"1"

"Kimse sana bir şey yapmaz, güçlüsün sen.." diye fısıldadım kendi kendime.

"Ve..."

"0" dedim. Gözlerimi aralarken. Karşımda onu gördüm. Gözlerine bakarak tekrar bir çığlık attım. Oydu işte. Yine gelmişti! Bana tekrar o anları yaşatacaktı. Korkuyla gözlerimi kapattım. Ellerimi kulaklarıma kapattım. Bağırmaya başladım. Kendi sesim kulaklarıma doluyordu. Canım yanıyordu.

Bedenime sarılan ellerle ağlamam daha da şiddetlendi.

"Korkma ben burdayım." Duyduğum sesle ağlamam durdu. Bu ses o değildi!

Kafamı kaldırdım. Gülmeye başladım. Gördüğüm yüzün boynuna sarıldım. Kaybolacakmışım gibi hissediyordum. Sımsıkı sarıldım Atay'a.

Kendimi onun kokusunu çekerken buldum. Bu adam huzur kokuyordu sanki. Sarıldığım boyundan, bellime sarılan ellerden güven alıyordum.

Boynuna daha sıkı sarıldım. Ne yaptığımın farkındaydım.

'Ama sığınacak başka bir limanım yoktu.'

"Senin artık bir limanın var."dedi. Bir kez daha istemsizce dışımdan konuşmuştum. Ama bu defa bir pişmanlık duymuyordum.

"Hani? Nerede benim limanım" dedim. Ağlamaklı sesimle.

Ellerimi boynundan uzaklaştırdı. İçimde bir şeylerin alevlendiğini hissettim. Neden ellerimi çekmişti ki?

Elimi tuttu ve alıp kalbine götürdü. Elimin altında atan kalbin atışlarını hissettim.

Gözlerine baktım. Göz gözeydik.

Daha fazla bakamadım gözlerimi kaçırdım. 17-18 yaşındaki ergenler gibiydim.

Ama o tapılası gözlere saatlerce bakmak cesaret isterdi. Bende o cesaret var mıydı bilmiyorum. Şuan kendimde bilgi sahibi olduğum tek şey o gözlere bakmaktan utandığımdı. Tekrar ürkekçe gözlerine baktım.
Gülümsedi ve o konuşurken bile belli olan gamzesi meydana çıktı. Gülümsedim.

"Senin liman'ın artık burası" dedi. Elim hala kalbinin üzerindeydi. O elimin altındaki atan kalp beni benden alıyordu. Her güm güm edişinde daha fazla heyecanlanıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Büyük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin