quatre

2.8K 343 178
                                    


Louis: günaydın!!

Babacık: Günaydın :)

Louis: okula gitmek istemiyorum... yıllar geçti ama hâlâ sabah kalkmaya alışamadım

Louis: daha kötüsü yıllardır birbirinin kopyası olan kişiliklerinde karşıma çıkmasına alışamadım pfff

Louis: bie şey sormak istiyorum

Babacık: Bir*

Babacık: Çoğu kişinin yakındığı klasik bir durum. Herkesin senin istediğin gibi olmasını bekleyemezsin. Birileri dünyayı mahvetmeli. Ve sor.

Louis: voah

Louis: kimse dünyayı mahvetmek zorunda değil. ben onların yaptıklarının sonuçlarına katlanmak zorunda da değilim

Louis: bencilce

Babacık: İnsanları değiştiremezsin Louis. Sadece asıl olmaları gerekeni fark ettirirsin o kadar. Her neyse. Araba sürerken mesajlaşmak doğru değil.

Louis: senin araban vardı değil mi... ben bisiklet ile geliyorum. görüşürüz noah

Louis telefonunu cebine sıkıştırırken omzundaki çantasını düzeltip bisikletine bindi. Bugün hava parlak ve güzel gözüküyordu. Güneşli olmasına rağmen bunaltıcı değildi. Rüzgarın iki yana salladığı ağaçların arasındaki park yolundan sürüp ana yola ulaştı. Okulun bahçesine girdiğinde bisikletini her zaman ki yerine koymak için sürerken ani bir korna sesi yankılandı. Ardından ise tekerleklerin çıkardığı o tiz ses. Louis'nin kalbi deli gibi korkuyla ve heyecanla atarken, neredeyse ona çarpmak üzere olan arabayı gördü. Louis bisikleti ile yan durmuş, arabanın birkaç milim önündeydi. Eğer duramasaydı, Louis şuan yaşıyor olur muydu bilmiyordu.

Yutkunarak hâlâ bisikletin üstündeyken arabanın kapısının açılışını ve ardından çıkan kişiyi gördü. "Tomlinson! Delirdin mi sen?!"
Arabadan inen Bay Styles öfke ve yüzündeki endişeli ifade ile ona bakıyordu. Louis'nin gözleri irileşirken bir küfür savurdu içinden. O kadar kişi arasından bu adamla muhattap olmak zorunda mıydı!

"U-Üzgünüm efendim, geldiğinizi görmedim." Bay Styles'ın kaşları olabilirmiş gibi daha fazla çakılmıştı.

"Eğer sürmeyi bilmiyorsan kullanmanı tavsiye etmem! Ölebilirdin." Louis'nin sinirleri gerilmişti. Sürmeyi bilmemek mi? Louis yedi yaşından beri bisiklet kullanıyordu. Her zaman okula bu şekilde giriş yapardı ve yeterince de temkinliydi. Asıl araba kullanmayı o bilmiyordu.

"Bana çarpmak üzere olan sizdiniz. Ehliyetinizi marketten mi aldınız?!" ağzından çıkan kelimelere engel olamazken, bahçedeki öğrenciler bu sahneye kendilerini kapatırmış, kendi aralarında fısıldaşıp bir öğrencinin bir öğretmene -hele de en sinirli öğretmene- bağırışını şaşkınlıkla izliyordu. Ama Louis kendine engel olamamıştı. Titreyen bacaklarından korktuğunu net hissedebiliyordu. Neredeyse araba çarpacaktı, sakin olması imkansızdı.

Bay Styles arabasının kapısının arkasından çıkıp tamamen görüş alanına girdi. "Sen nasıl konuşuyorsun benimle?!" Bu sırada işaret parmağını havada sallamıştı öfkeyle. "Zil çalınca odamda ol!"

Louis olayı yeni yeni şoktan çıkıp kavrayabilmişti. Resmen Bay Styles'a hakaret etmişti. Kesinlikle mahvolmuştu. "Özür d-dilerim efendim bir anda-"

"Kes sesini. Zil çalınca seni odamda göreceğim." arabasına binip sertçe kapıyı kapatmıştı. Ardından ses çıkartacak kadar gerileyip dönüş yaparak park alanına sürmüştü. Louis alnına vururken, sıkıntıyla nefesler bıraktı. Neden en kötü şeyler sabahın bir saatinde başına gelmek zorundaydı. Kendine kızdı bir yandan da. Çenesini bir türlü tutamamıştı.

"Aferin Louis, Aferin." kendi kendine mırıldanıp üzerindeki bakışlar altında utançla bisikletini bir here kilitleyip okula girdi.

Louis: insanları değiştiremezsin derken kesinlikle haklıydın :(

Louis: styles'ın bozuk karakteri asla düzelmez

Louis: gördüğüm en gereksiz kişilik

Louis: okulumuza geldiği güne lanet ediyorum

Louis: nefret ediyorum ondan!!

Louis: nefret ediyorum ondan!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Louis'nin elleri *.*

oh my god, it's math teacher! → larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin