~FAHİŞE’NİN OĞLU~
DİKKAT!!BÖLÜMÜN BİR YERİNDE SMUT VAR!!! OKUMAK İSTEMEYENLER İÇİN SMUT SAHNESİ BAŞLAMADAN UYARACAĞIM!!!
***5. BÖLÜM***
>>Kris’in AĞZINDAN;<<
Ona istediğimi yaptım,ona zorla,o istemese de sahip oldum.Aslında aşırı zevk aldım.Hatta o kadar direnmesine,çığlıklarına ve göz yaşlarına rağmen şu ana kadar yaşadığım en iyi sex deneyimimdi.
Ama bir yanım rahatlayıp daha fazlasını isterken,diğer yanım huzursuz,neden böyle? Sanırım daha hıncımı alamadığımdan.Ömrüm boyunca da alamayacağım ama onun hayatını zehir etmeden kesinlikle rahatlayamayacağım.
O ve ailesi benim hayatımı zehir ettiklerinde ben daha 9 yaşında bir çocuktum.Kahretsin!Annemin kendi kafasına sıkmış kanlar içindeki halini gördüğümde 9 yaşında,lanet olası bir velettim.
\\\FLASHBACK///
‘’Annemi yahat bıyakın,onu itemecçiniz!Beni de yeye indiyin!’’ Luhan küçücük bedeniyle Bayan Wu’nun korumalarının ellerinde acımasızca tutularak,koca ve ihtişamlı evden kapı dışarı edilirken,çırpınarak bağırıyordu.
Aynı zamanda adamlar Luhan’ın zavallı annesini de büyük giriş kapısından fırlatarak yere düşmesini sağlamışlardı.Bu sırada Bayan Wu ve Kris evin büyük terasından onları izliyordu.
Kris ağlayarak,Luhan’ı götürmemeleri için yalvarıyor ve ona doğru koşmaya çalışıyordu.Ancak buna ne dadısı ne de bu dramı yaşlı gözlerle izleyen,evde kalmış hizmetçiler izin vermiyordu.
Luhan annesinin yanına götürülürken adamın omzundan sarkmış ve minik ellerini sanki yetişebilecekmiş gibi uzatıp ağlıyor ve bağırıyordu. ‘’Wufaaan!Bıyakın onunla daha şaykanbaç oğnucattık’’ küçük bebek bağırırken annesi kapının önünde,düştüğü yerden kalkamamış ve suratına atılan kıyafetlerinin arasında ağlayarak Luhan’ına ve bu evde,en yakın arkadaşının evinde,hizmetçi olarak geçirdiği geçmişine bakıyordu.
Luhan’ı annesinin yanına fırlattıktan sonra Luhan adamların bacaklarını iterek içeri koşmaya çalıştı ve ‘’Bıyakın neden böğle yapıyoyçunuz? Wufan benim aykadaşım onunla oğnamaya söz veydim.Söz biy daha yayamaslık yapmıcam hem oğuncaklayım da içeyde kaldı’’ elinden geldiğince düzgün konuşarak bağırdı.
Adam acımadan çocuğu itip annesine bakarak,yüzündeki iğrenç sırıtmayla ‘’Bundan sonra eğer bir sike ihtiyacın olursa bana gel fahişe!Hem merak etme benimki de tatmin eder,böylece elinden ekmek yediğin insanlara ihanet edip,kocalarını kandırarak koynuna girip,yuvalarını yıkmazsın Fahişe!’’ bunları söylerken yerde perişan bir halde oturmuş ağlayan kadının çenesini sertçe tutmuş ve sonra tekrar sertçe yana savurmuştu.
‘’Al bu da kartım’’ yüzündeki iğrenç sırıtışla kadının suratına bir kart fırlattıktan sonra bacağını,annesini rahat bırakması için yumruklayan küçük Luhan’ı tekmeleyip yere düşürdü. ‘’Sende çekil ayağımın altından fare.Şimdiden sülük gibi yapıştığına göre gelecekte ananı iyi temsil edeceksin,seni fahişenin oğlu’’ deyip içeri girdi ve koca ikili kapıyı büyük bir gürültüyle çarparak suratlarına kapattı.
--Luhan’ların evden atılmasından 1 sene sonra;--
Kris artık 9 yaşındaydı.Annesi 1 yıl boyunca ona,Luhan’ın ve annesinin ne kadar iğrenç insanlar olduğunu ve babasının onlar yüzünden kendilerini terk ettiğini söyleyip bu düşünceyi,8 yaşında hiç bir şeyin farkında olmayan oğluna işlemiş,alttan alttan intikam duygusunu da aşılamıştı.
Yine bir gün Kris kendi kendine oynamaktan sıkılmış ve annesini bunaltmaya başlamıştı. ‘’Anneee benimle oyun oyna’’ elindeki oyuncaklarla neredeyse yarım saattir yalvarıyordu.Kadın bıkıp ‘’Tamam ne oynayalım?’’ anlayışla sorduğunda Kris somurtarak ‘’Saklambaç oynayalım.Fahişenin oğlu Luhan gitmeden önce bana söz vermişti ama sözünü tutmadı.O günden beri oynamadım,benimle oynar mısın?’’ annesi oğlunun bu sorusuna gülümseyerek cevapladı ‘’Ahh tabi oynarım’’ başıyla onayladıktan sonra,Kris sevinçle bağırdı. ‘’Oleeey! Bir de anne ‘’Fahişe’’ ne demek?’’ merakla sordu.Kadın ‘’Boş ver bebeğim,sadece kötü bir şey’’ dedi gülümsemeye çalışarak.
Ancak normalde gülümsediğinde ışıldayan gözleri şimdi yaşlardan dolayı ışıldıyordu. ‘’Hadi başlıyorum.Sem burada say ben saklanayım’’ kadın söyledi ve odadan çıkıp üst katta bir odaya girip kilitledi.
Bir kasaya şifre girerek babasından kalan tarihi silahı aldı. Gözünden yaşlar akıyordu. ‘’Ç-çok özür dilerim bebeğim,ama daha fazla yaşayabilecek kadar gücüm kalmadı,annenin intikamını almalısın.Seni hep izleyeceğim’’
‘’28-29-30 Önüm,arkam,sağım,solum saklanmayan ebe’’ arkasını dönmesiyle bütün evi esir alan o korkunç sesle irkildi.
Bütün hizmetçiler yukarı doğru koşarken Küçük Kris’i unutmuşlardı.Kris,kısa bacaklarıyla merdivenleri koşarak çıkmaya başladı.O arada Kahya,kapıyı kırmıştı bile.
Kris elleri ağzında,pörtlek gözlerle ve hepsi bir ağızdan ‘’Aaağ’’ diye koro gibi bağırarak kapının önünde duran bir avuç hizmetçinin arasından atlayıp ‘’İşte buldum seni…’’ çocuk zaferle gülerken,annesinin zayıf bedenini bir çarşaf gibi örten kanla beraber hareketsiz bir şekilde yattığını görünce suratındaki gülümseme kaybolmuştu.
‘’A-anne?’’ çocuk annesinin yanına çömerken yerdeki onun gözünde ‘katil’ damgası yiyen silahı alıp,ne olduğunu anlamaya çalışır gibi evirip çevirmeye başladı. ‘’Anne k-kalk hadi.Ben b-bu oyunu sevmedim başka bir şey oynayalım…Anneeeğ!’’ çocuk yerde yatan annesinin cansız bedenine çaresizce seslendi.
\\\END OF FLASHBACK///
Kris,o gün doyamadığı annesiyle bir daha asla oyun oynayamayacağı ve artık hiç oyun arkadaşı kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmiş ve annesine,geri dönmeyeceğini anlayabileceği yaşa kadar geri dönmesi için yalvarmıştı.
Yıllarca annesinin ve evdeki diğer insanların anlattığı gerçek beynini bir tümör gibi kaplamış büyüdükçe,Luhan’dan ve ailesinden nefret etmiş,intikam isteğiyle dolup taşmıştı.İşte şimdi de intikamını alıyordu.
Aklına önce Luhan’ın gidiş anı gelip,daha sonra annesiyle en son,en acı ve en gerçekçi oyunları gelince annesini ne kadar özlediğini fark etti.Yıllarca içine akan göz yaşları şimdi istemsiz olarak dökülüyordu.
Kris bunları düşünerek akan göz yaşlarıyla uyuya kaldı.Ancak daha uykusunu alamadan sabahın köründe yan odadan gelen çığlıklarla irkilerek gözlerini açtı. ‘’Bu ne lan böyle? Daha kargalar bokunu yemeden…’’ uykusunun dağılmasını sağlayan sese söverken kendi adını duyduğunu sanarak sustu ve dinledi.
‘’YALVARIRIM BIRAAAK.WUFAAAN! KURTAR BENİ…’’ duyduğu şeyle gözleri nerdeyse yuvalarından fırlayacaktı.’’Wufan yemin ederim ben istemedim!Gitme yalvarırım,kurtar beni! Yine beni bırakma’’ ne yani aradan o kadar yıllar geçmesine rağmen hala ondan mı yardı istiyordu?
Kris sinirle yatağından kalkarak yan odanın kapısını açtı.Çocuk hala dün bıraktığı şeklinde ama dün ki kızarıklıklar yerine,mor ve siyaha dönük çürükler vardı.Çocuk kendini kasmış,yatakta çırpınıyor,ağlıyor ve bağırıp,sayıklıyordu.
Kris,Luhan kendi ismini söyleyip,yalvararak yardım istedikçe sinirlenmişti.Daha fazla onun ağzından gerçek ismini duymaya tahammül edemeyip kapıyı çarptı ve çıktı.
Evet,gerçek ismi Wufan’dı.Ama o günden sonra hiç kimsenin kendisine Wufan demesine izin vermemiş nüfus cüzdanını bile değiştirerek ismini Kris Wu yapmıştı.Sonra Kanada’ya taşınmış ve orada kardeşim dediği iki insanla tanışmıştı.
Park Chanyeol ve Kim Jongin…Zaten gerçek ismini de sadece onlara söylemişti ve şu an sadece onlar kullanıyordu.Bu yüzden Luhan’ın ağzından Wufan ismini duyunca aklına annesi geldi ve hızla odasına gidip üstünü değiştirdi.Eğer burada daha fazla kalırsa yandaki veleti gebertebilirdi.
Ondan nefret ediyordu.O zamandan beri ona sadece en yakınları ‘Wufan’ demişti.Bir sürtük nasıl olurda ona gerçek ismiyle seslenebilirdi.Bunu düşündükçe onu gebertene kadar beceresi geliyordu.Evden çıkıp hızla ve sinirle arabasına bine şirketine doğru yol alma başladı.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Yatakta perişan bir halde yatan Luhan arkasındaki dayanılmaz derecedeki ağrıyla uyandı.Sadece arkası acımıyordu.Her yeri acıyordu ve göz yaşları suratında kuruduğu için suratı,kanaması olup bacaklarında kuruduğu için de bacakları gerilmişti.
Yatakta doğrulmaya çalıştıkça canı acıyor ve göz yaşları sel gibi akıp yatağı ıslatıyordu.Acısından zorla ayağa kalktı.Ancak adım atmayı denediğinde arkasından kan boşaldı ve kendini yerde buldu.
Acı içinde zorla ve uzun sürede banyoya ulaştı.Durmadan ağlıyor ve acıyla inliyordu.Küveti zorla doldurduktan sonra çelimsiz kollarıyla gücünün yettiği kadar kendini kaldırıp küvetin içine girdi.
Luhan suya girdiğinde yaraları yanıp,canını daha çok yakmıştı.Ama daha çok kalbindeki yara acıyordu.Onun artık bütün saflığı gitmişti.Hem de tanımadığı bir tarafından,zorla…
Evet,Luhan da eşcinsel olduğunu kabullendiği zamandan sonra her genç kız gibi bekaretinin nasıl gideceği,saflığının ‘’Sevdiği Adam’’ tarafından ve ‘’Aşkla’’ nasıl alındığı gibi bir çok hayal kurmuştu.Ama her şey bitmişti.
Her şey bu kadar basit miydi?Hayatında hiç olmadığı kadar kirli hissediyordu kendini.Eline lifi alıp o adamın dokunduğu her yeri yok etmek,parçalamak ve koparıp atmak istercesine,soyulana kadar vücuduna sürüyordu.
Göz yaşları hala akarken dün gece gözünde tekrar tekrar canlanıp duruyordu.O hiç böyle hayal etmemişti ki…Bağırarak ağlamaya başladığında lifi daha sert sürmeye başladı.
Bağırarak ağlıyor ve isyan ediyordu. ‘’T-tanrım *hıgk* b-ben b-bu-nu *hıgk* h-ha-hak e-ed-edecek n-ne yapt-tım? *hıgk* O k-kadar mı *hıgk* k-kö-kötüyüm?’’ Birkaç saat geçmişti ama o hala küvette kendini keseliyordu.Aklına küçükken Bayan Wu ve annesinin,kendisini ve Wufan’ı aynı küvette yıkadığı zamanlar gelince gözünden akan yaşlara rağmen gülümsedi.
\\\ FLASHBACK ///
‘’Anne Wufan benim mikime bakıyoy’’ Luhan mızmızlanarak söyledi. ‘’Dedim be çana ağnı anda manyo yapmayalım diye’’ deyip somurttu.Luhan gözlerini büyüterek küçük Kris’in penisini göstererek ‘’Anneeeğ! Wufan’ın mikisi niye benimkinden büyük?’’ diye sordu.Annesi güldü.
Wufan ise sanki karşısında ki minik İbranice konuşuyormuş gibi ona baktı ve sonra annesine ‘’Anne miki ne demek? Neden benim penisime miki diyor?’’ Bayan Wu soru üzerine gülerek arkadaşına baktı. ‘’Eun Hye çocuğa penisini ‘miki’ diye mi öğrettin?*ahahah*’’ deyip kahkaha attı.
Luhan hala şaşkınca bir kendi ‘miki’sine bir de Kris’in ‘penis’ine bakarken Kris utanarak elleriyle önünü kapatmaya çalıştı. ‘’Yah! Anne Bambi sürekli benim penisime bakıyor!’’ kızgınca söyleyince Luhan annesine ‘’Anne bende pinis istiyoyum.Neden benim yok?’’Luhan’ın gözleri dolmaya başladı ve kendi penisini tutup kopartmak istercesine çekiştirdi. ‘’Ben bu mikiyi istemiyoyum bu küçük,ben onu istiyoyum,o daha büyük’’ hala kendi penisini çekiştirirken anneleri kahkahayı bastı ve masum küçüğe ‘’Miki’’nin aslında zaten penis olduğunu anlatmadan yaptığından vazgeçmesi gerektiğini yoksa onu çekiştirdiği için düşeceğini söyledikten sonra zorla ikna ettiler.
Sonra hep beraber annelerinin onlara öğrettiği ‘özel’ şarkılarını söylemeye başladılar,her ne kadar Luhan söyleyemesede…
‘’Bu çirkin dünyada
Bir tek sen kalmışsın kanatlarınla
Saf,güzel ve beyaz kanatları da
Kirlendirmemek lazım bu dünyada
Bu çirkin dünyada
Sen saf ve temiz bebek
En zifiri karanlıkta bile,en parlak gülümsemeni kullan
Sen hep saf kal bu çirkin dünyada’’
\\\ END OF FLASHBACK ///
Luhan o zamanlar hem ezberleyemeyip hem de telaffuz edemediği şarkıyı şimdi söylüyordu.Söylerken Kris’in eve geldiğini bile fark etmedi.
Kris eve girdiğinde dün ona yalvaran çocuğun sesini işitti ve sesi takip etti.Banyonun kapısını araladı.Küvetin içine oturmuş kıpkırmızı bir beden gördü.Mosmor çürüklerle kaplı bedeni sanki daha bir küçülmüştü.
Kris,dinledi.Küçükken söyledikleri şarkıyı mırıldanıyordu.Dün bütün evi çığlıklarıyla inleten sesi bugün,fazla bağırmaktan kısılmış ve zor duyuluyordu.Ağlamaktan titreyen sesi,arda bir hıçkırma sesi,iç ve burun çekme sesleri…
Çocuk bitmiş bir şekilde şarkıyı mırıldanırken aklına gelen görüntülerle daha çok ağlıyordu.
\\\ FLASHBACK ///
‘’Anne ne oluyoy? Neyeye dideceğiz? Hem babam Neyede?’’ küçük çocuk mızmızlanarak sorduğunda kadın kıyafetleri toplayıp minik oğlunu kucağına oturttu.Pislenmiş ellerini umursamadan hiçbir şeyden haberi olmayan ve en iyi arkadaşından,yaramazlık yaptığı için ayırdıklarını sanarak ağlayan minik meleğinin anlının üstüne düşmüş sarı,her biri onun için ayrı ayrı birer altın değerinde olan saçlarını geriye doğru iterek ve göz yaşlarının arasında zorla bebeğine umut vermek için gülümsemeye çalışarak ‘’B-bebeğim…s-siz saklambaç mı oynayacaktınız?’’ sorduğunda Luhan burnunu çekerek kafa salladı.
‘’Şimdi b-bir oyun oynayacağız t-tamam mı?’’ miniğin gözleri parlayarak ‘’Nee?Oğun mu?’’ sordu. ‘’Evet o-oyun,birtanem.Şimdi biz kaçıp saklanabileceğimiz en iyi yere s-saklanacağız ve Wufan’la,Sang Ri teyzen (Wufan’ın annesinin adı) bizi bulacak…A-ama bu oyun sizinkinden b-biraz daha uzun sürecek,bu yüzden mızıkçılık yapmak yok t-tamam mı?’’ kadın tutmaya çalıştığı hıçkırıkları arasında ancak bu kadar konuşabilmişti.
Luhan ‘’Tamam ben aytık büğüdüm hem, mızıcıkçılık yapmam ki’’ umutla söyledikten sonra park halinde duran bir arabanın tekerinin yanına koştu ve küçük bedenini toplayıp oturarak ‘’Annee buyaya çalkanalım mı?Ama şessic ol tamam?’’ masumca söylediğinde kadın bir eline kıyafetlerin olduğu çantayı alıp diğer eliyle Luhan’ın elini tutarak ‘’Hayır bebeğim,burada b-bizi bulurlar,daha uzak bir yere gideceğiz’’ söyleyip nereye gideceğini bilmeyerek yürümeye başladı.
Minik bebek ise oyun oynadıklarını sanarak her 10 metrede bir,bir yer bulup arkasına geçerek ‘’Buldum,buyası’’ diye bağırıyor annesi olmayacağını söyleyince ise kaşık kadar olan tatlı suratını asıyor ve geri annesinin elini tutarak yürümeye devam ediyordu.
\\\ END OF FLASHBACK ///
Luhan hala küvette oturup bunları düşünürken Kris’in onu izlediğini görmemişti.Şarkıyı kesip yalvarır gibi bir ses tonuyla ‘’Hadi ama Wufan,bu oyun sıkmadı mı?*hıgk* Bul artık beni…H-hani s-saklambaç oynuyorduk *hıgk*…Hani bulacaktın b-beni’’ tekrar hıçkırmaya başladı.
Kris yine sinirlendi ve hışımla kapıyı açtı.Küvetteki çocuk korkuyla arkasını döndü.Kaçabilecekmiş gibi küvetin en dibine gitti ve çığlık atmaya başladı. ‘’D-DOKUNMA BANAA…RAHAT BIRAK,YALVARIRIM DOKUNMAAAAĞ!!!’’ elleriyle kulaklarını kapatmış,dizlerini kendine çekmiş ve kafasının bacaklarının arasına almış su dolu küvetin içinde deli gibi bağırıp ağlıyordu.
Kris ona yaklaşmaya başladı.O yaklaştıkça Luhan kulaklarını daha çok sıkmaya başladı.Çünkü kulaklarında Kris’in dünkü inlemeleri çınlıyor o yaklaştıkça sesler onu delirtecek kadar artıyordu.Kris ona yaklaşıp çıplak omzuna dokunduğunda Luhan iyice çırpınmaya ve çığlık atmaya başladı.
‘’WUFAAAĞN!!!’’ son kez feryat ettiğinde Kris dayanamayarak ona tokat attı.Onun ağzından ismini duymak onu çıldırtıyordu.Tokat atmasıyla Luhan’ın savrulması bir oldu.
Çocuk hışımla ona döndü ve kıpkırmızı gözlerle ağlamaya devam ederek ‘’İğrençsin! Annem öldü demiştin.İyi ki de ölmüş hangi anne böyle bir evlat ister.Annene acıyorum sensin yüzünden cehennemde yanacak’’ işte bu Kris için son nokta olmuştu.
Demek dün gece yeterince akıllanmamıştı bu sürtük. ‘’Ne dedin sen?’’ Kris korkutucu bir sesle sordu. ‘’Annen diyorum,gittiği yerde,mezarında rahat mıdır?Dünyaya senin gibi bir pi-…AHH! B-BIRAK!’’ Kris Luhan’ı Küvetten çıkarıp solgun suratına hırsla yumruk atınca çocuk yeri boyladı.
***DİKKAT!!!SMUT BAŞLIYOR...OKUMAK İSTEMEYENLER BU BÖLÜMÜ ATLAYIP OKUMAYA DEVAM EDEBİLİRLER ÇÜNKÜ BU SAHNEDEN SONRA OLAYLAR DEVAM EDECEK!!!***
Onun çıplak bedeninin üstüne oturup yumruklarını sırayla indirmeye başladı.Sonra hayvani bir güçle boynuna saldırarak emip ısırmaya başladı.Çocuk yine çığlık atıyor ve bırakması için tepiniyordu.
Kris onu tekrar küvetin içine soktu.Ama bu sefer kendiside soyunup arkasına geçti.Boynundan çıkarıp yere attığı kravatını alıp ellerini bağladı.Daha da ileriye gidecekti.Çünkü daha fazlasını yaptıkça içindeki alevin azaldığını hissediyordu.
Yerdeki gömleğini alıp Luhan’ın ağzını da bağladı.Luhan’ın boğuk çığlıklarını hala işitiyor,her yerine elleyerek emip ısırıyordu.Bu süre içinde yeterince sertleşti ve kendini Luhan’ın arkasında konumlandırdı.
Luhan’ın tek bacağını kaldırıp küvetin üstüne doğru atıp sol aliyle tuttu.Sağ elinin işaret parmağını dar deliğin etrafında gezdirdi.Dün onu acımasızca becerdiği için deliği yara olmuştu ve elini sürüdükçe yarayı hissedebiliyordu.
Elini çekip penisine getirdi ve eli yardımıyla önündeki küçüğünün deliğine sürtmeye başladı.Tam içine girecekken Luhan’ın korkudan zangır zangır titrediğini ve sarsılarak,hıçkırıklarla ağladığını gördü.Gömleğin ağzına giren kısmı ıslanmıştı.
Kris umursamayarak kendini itince Luhan kafasını çığlık atarak geriye attı.Arkasında Kris olduğu için kafası onun boynuna yaslanmıştı.Ama yine de kafasını oradan çekmedi.Kris bir kere çıkıp girince Luhan’ın nefesinin kesildiğini görebiliyordu.
Daha dün bakireliğini kaybettiği için deliği yara olmuştu.O yüzden şimdi ki acısı dünkünden kat be kat daha fazlaydı.Yine kanaması başlamıştı.Kris ise hızlı git gellere başlamıştı ve yine Luhan’ın tatlı noktasını bilerek aramıyor,bundan zevk değil acı almasını istiyordu.Evet onun acıyı iliklerine kadar tatmasını istiyordu bu yüzden yaptığından asla pişmanlık duymuyordu.
Akşama kadar Luhan’ı hem küvette hemde yatağa taşıyıp orada becermişti.İçine boşalma sayısını 5’ten sonra saymayı bırakmıştı.Hiç birinde de Luhan’a zevk aldırmıyordu.Luhan ise artık çırpınmayı bırakmış sadece bitmesini bekleyerek ağlıyordu.
Kris son kez içine boşaldıktan sonra ayağa kalktı. ‘’Umarım akıllanmışsındır Sürtük! Ama yok akıllanmadıysan,akıllandırabilirim istersen,benim için zevktir’’ diyerek kendi odasına gitti.
***SMUT SAHNESİNİ OKUMAYANLAR SMUT SAHNESİ BİTMİŞTİR!!!DEVAM EDEBİLİRSİNİZ…***
Evet yaptıkça daha iyi hissediyordu.Belki arada bir ona zevkte verebilirim diye düşündü.Çünkü böylelikle nefret ettiği insandan zevk alınca kendinden tiksinecekti.
>>KRİS’İN AĞZINDAN;<<
Dünkü patlama sayesinde yorulmuşum herhalde ki normalde sürekli sıçrayarak uyanan ben,küçük sürtüğün kabus görüp çığlık atmaları dışında uyanmadım.
Dün o kadar damarıma basmasaydı aklımda hiç öyle bir şey yoktu,ama neyse iyi oldu.Telefon sesimle irkilerek alime alıp,açtım. ‘’Hey dostum sana geliyorum,haberin olsun’’ Chanyeol söylediğinde bende ‘’Ee gel bana ne?Sanki her zaman gelirken haber mi veriyorsun?’’ ilgisizce sordum. ‘’Aah dostum o eskidendi.Artık Luhan var.Şimdi eve girerim uygunsuz bir halde olursunuz falan,senin o kart inlemelerini duymak istemiyorum.Bu arada Luhan’a söylesen de bana kahvaltı hazırlasa,yemekleri on numara,eğer hazırlamazsa onu yerim *ahahaha*’’ bu aptal ne saçmalıyor? ‘’Park Chanyeol eğer biraz daha saçmalarsan ben,senin başka yarlerini köpek balıklarına yedireceğim’’ deyip telefonu kapattım.
Yan odayı açtığımda gözlerinin açık olduğunu ve ağlayıp kımıldayamadığını gördüm.Ağrısını biraz kesip hareket edebilmesi için ağrı kesici verdim ve zorla içti. ‘’Chanyeol gelecek ve kahvaltı hazırlaman gerek.Tabii önce yarım saatlik bir banyo yapabilirsin.Eğer 31 dakika olursa içeri girer ben çıkartırım seni o banyodan.Bunu istemezsin hem de 31 benim uğurlu sayım bize uğur(!) getireceğinden eminim’’ dedikten sonra sadece kafasını sallayıp hiçbir şey demeden gitti.Ne olmuş buna? Ruhu çekilmiş resmin.Neyse artık,zaten benimde istediğim bu değil miydi?
>>Chanyeol’un Ağzından;<<
Tanrım!Bu nasıl trafik böyle ve sabahın köründe bu yağmurda ne?Zaten açlıktan ölüyorum.Açılan yol üzerine biraz hızlandım.Ancak hızlandıktan sonra bir ‘’Çat’’ sesiyle ve arabamın camının çatladığını gördüm.Hemen durdum ve indim.
‘’Kim yaptı lan bunu?’’ sorduğumda kaldırımda sırılsıklam ve çamurlu bir şekilde üstüne bakan küçük bir adam gördüm.Hırkasının şapkası gözlerini bile kapatıyordu.
Yanına yaklaştım ve ‘’Pardon bayım’’ arabamı göstererek ‘’Bunu yapanı görd-…’’ lafımı tamamlayamadan bu görünüşü düdük kadar sesi zurna kadar olan adam ‘’Seni gerzek!Üstümün içine ettin ve evet ben taş attım ne olmuş yani?’’ şapkasını açarak çemkirdi.
Suratında bile çamurlu su vardı ve eyelineri sudan dolayı akmıştı.Ama yine de tatlı bir suratı vardı ve boyu benimkinin neredeyse yarısı kadardı. ‘’Masrafları ödemek zorundasın’’ direkt söylediğimde önce şok oldu sonra da eliyle gözünün altını çekerek ‘’Pışııık çok beklersin.Hem ooh iyi olmuş belki sende adam gibi kullanmayı öğrenirsin’’
Çocuk mu bu herif?Kaç yaşında… ‘’Görmedim’’ dedim sabırla. ‘’Nasıl görmedin karıncadan mı bahsediyorsun?’’ sorduğunda,bende alayla ‘’Aslında karıncayla aranda pek bir fark yok’’ bunu onun boyunu göstererek söyledikten sonra ‘’Yah!Seni geri zekalı dev…Asıl sen kendi kulaklarına bak boyum kadar.Hiç çırpmayı denedin mi?Uçabiliyor musun bari?’’ zafer kazanmış gibi güldü.
Bu küçük adamla uğraşmak cidden hoşuma gitti. ‘’Kulağımı bilmiyorum ama başka bir yerimi çırpınca benim değil karşımdakinin havalandığını biliyorum.Denemek ister misin?’’ gözleri kocaman olunca kahkaha atmamak için resmen dudağımı parçaladım.
‘’Denemek mi?Peki sen hiç bunu denedin mi? Al sana denemek…’’ bacağını büküp dizini kaldırdığını görmemle ne yapacağını anlayıp onu kolundan çevirerek etkisiz hale getirebilmek için öne doğru eğdim.
Tanrım! Şu an resmen domalmıştı ve şu anda hayatımda gördüğüm en güzel popoyla bakışıyorum.Kendime hakim olamayarak ellerimle poposunu avuçladım.’’Wooaah! Bunlar çok iyi,kesin estetik’’ hayranlıkla söylememle elimden bir pire gibi kurtulup penisime tekmeyi indirmişti.
Ben iki büklüm olurken ‘’Sikin estetik,seni göt deliği…Pis sapık’’ diye söylenerek hızla gitti.
‘Tanrım o kalçaları istiyorum…’
***BÖLÜM SONU***
-Ceren ÖZDEMİR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAHİŞE'NİN OĞLU
FanfictionNeden bu iğrenç dünyada bütün acıları yaşamak zorundayım? Oradan bakınca çok mu güçlü görünüyorum? Ancak ben ölmek üzereyim tükeniyorum…