11.BÖLÜM

12K 403 52
                                    

DİKKAT!!BÖLÜM SMUT İÇERMEKTEDİR.BU YÜZDEN OKUMAK İSTEMEYENLER İÇİN,SMUT BAŞLAMADAN UYARACAĞIM!!İYİ OKUMALAR  

<<Luhan’ın Ağzından;>>

Serum bittikten sonra doktor çıkabileceğimizi ancak onun durmasını söyledi.Yanımızda gelen görevli bana yardım ederek aşağıya indiriyordu.Gerçekten tüm yaptıkları için minnettardım.

Dışarı çıktığımızda ben ondan birkaç adım önde yürüyordum.Başım felaket dönüyordu ama pek umursamadım.Başımın dönüşünü umursamadan havuzun yanından geçiyordum.

Fakat yine bir aksilik beni bulmuştu.Başımın dönmesi dengemi kaybetmemi sağlamıştı.Düşmemek için dirensem de hiçbir işe yaramadığını ve düşeceğimi anladığımda nefesimi tuttum.

Nefesimi tutup düşmeyi beklesem de düşmedim.Çünkü görevli beni belimden tuttuğu gibi düşmekten kurtarmıştı.

Beni çekerek banka oturttu.Beni çekerken ellerimin soğukluğunu hissetmiş olacak ki ellerimi kendi ellerinin arasına aldı.Biraz rahatsız olsam da bir şey demedim.

Kendimi zorlayarak gülümseyip konuşmaya çalıştım. ‘’B-be-n…t-teş-şekk-ür e-eder-im’’ konuşmakta birazcık zorlansam da zorla konuştum.

‘’Aslındaa…Bir şekilde ödeyebilirsin’’ deyip gülümsedi.

Dediği şeyle şaşırmıştım.Çünkü her insan gün içinde tanımadığı birisine yardım edebilirdi ama borç olarak görmek…Garip…

‘’Hmm?’’ ona sorar gibi baktığımda yaptığı şeyle şok olarak gözlerimi genişlettim.Ne yaptığını sanıyordu?Öpmekte ne demekti?

Elerlimi ellerinden çekmeye çalıştım,ancak sıkı tutuşu yüzünden bir işe yaramamıştı.Ben daha fazla çırpınmaya başlayınca öpücüğü derinleştirerek dudaklarımı emdiğini fark ettim.

‘’MMPH!...’’ bırakması için konuşmaya çalışırken ancak bu sesi çıkarabilmiştim.

Dudağını var gücümle ısırdım.Acıyla inleyerek ellerini ellerimden çekip kendini geri attı.Kanayan dudağına dokunarak buruşturduğu suratıyla bana baktı.

Ben ise tiksindiğim için dolmuş olan gözlerimle ona bakarak emlin tersiyle dudağımı sertçe silip ayağa kalktım.

Neden hep aynı şey oluyordu? Neden herkesten güçsüzdüm? Neden kimseye karşı koyamıyor,istemediğim şeylerim tam ortasında kalıyordum?

Bunların hepsi onun suçuydu.Eğer bana sahip çıksaydı…Eğer beni benim onu sevdiğim kadarın bir toz tanesi kadar beni sevip beni önceden olduğu gibi her şeyden,herkesten korusaydı…İşte o zaman dudaklarıma sadece o dokunmuş olurdu…İşte o zaman bu durumda olmazdım…

Tam gitmek için arkamı döndüm ki sert bir şeye çarpıp yere düştüm.Çarptığım şeyin sertliğinden,büyüklüğünden ve sinirliliğinden ne olduğunu,daha doğrusu kim olduğunu anlamıştım.Neler olacağını ise tahmin bile etmek istemiyordum.

Çapıp yere düştükten sonra kafamı onun hararetle yürüdüğü yere çevirdim.

‘’Seni orospu çocuğu!’’ gerilip,görevli çocuğa sertçe yumruğunu savururken korkuyla gözlerimi kapattım.Biliyordum ki bana da sıra gelecekti.

Gözlerimi yavaşça açtığımda ise hiç açmamayı diledim.Onu dövdükten sonra bana bakan gözleri…Sadece korkunç ve duygusuzdu.İşte korktuğum şey olmuştu.Daha demin ki her şeyi görmüş ve yanlış anlamıştı.

Hışımla bana baktığında korkuyla yutkundum.Bana doğru gelmeye başladığında gözlerimi tekrar kapatıp suratımı,gelecek yumruğu bekleyerek,kolumla yarım yamalak korumaya çalıştım.

Ben acılı bir yumruk ve bir düzine küfür beklerken,kendimi biraz olsun korumak için kaldırdığım kolumdan sertçe tutulup,sürüklenmeye başladığımı hissettim.

Kolumu çekmeye çalışırken korkum kat be kat arttı.

‘’Seni öyle bir cezalandıracağım ki bir daha o küçük kıçının üstüne oturabilirsen şükredeceksin,Sürtük!’’ 

Kolumu çekiştirirken bir an kopacağını sandım.Hatta bir ara ‘Çıt’ diye bir sesin geldiğini bile işittim.

Beni arabaya iterek soktu.Kendisi de kendi tarafına oturdu.Yine o iğrenç şekilde sürüyordu.

Korkudan neredeyse öleceğimi düşünürken açıklamaya çalıştım. ‘’B-ben…i-ist-emed-dim…’’ beni tınlamadığı ortadaydı.Hiçbir şey söylemeyerek bunu belli etmişti zaten.

Kaldığımız yere gelip arabayı park etti.İnmeden önce bileğimin şiştiğini fark ettim.Kırılmadığından emin değildim ama bu her zaman oluyordu,bileklerim olması gerekenden çok daha ince olduğu için.

Arabadan beni sertçe çekerek indirip odaya doğru sürüklemeye başladı.Odanın önüne gelip içeri girdikten sonra tekrar kilitledi.Arkasına dönüp gözlerindeki o korkunç parıltıyla bana baktı.

Şua anda en çok istediğim şey diğerlerinin burada olup beni kurtarmalarıydı.Ancak onlar ben hastanedeyken iyi olduğumu gördükten sonra buradan yaklaşık 70-80 km uzakta olan bir yere gideceklerdi.

Baekhyun ise beni bu hale getirdiği için ona etkisiz tekmeler yumruklar attıktan sonra buralarda eczane olmadığından dolayı bana ilaç almak için onlarla gitti.Ne şans ama…

Onun önündeyken bana doğru bakınca gerilemeye çalıştım.Bana yaklaşmaya başladığında ise arkamı dönüp son çare olarak banyoya koştum.

Banyoya girip kapıyı kapatmaya çalışırken onun ittiğini gördüm. ‘Tanrım sen yardım et,yalvarırım yardım et’ dua ederken bir yandan da ona karşı mücadele vererek kapıyı kapatıp kilitlemeye çalışıyordum,ancak o sürekli ittiği için kapıyı değil kilitlemek kapatamıyordum bile.

Şiş ve acıyan bileğimle itmek normalden çok daha zordu.Ancak o sıkılmış gibi biraz daha sert itince dayanamadım ve yere düştüm.Kapıyı açıp içeri girdiğinde yerde ayaklarımı iterek geriledim ve lavaboya çarptım.

Korkuyla ve nefes nefese ona baktım. ‘’W-Wufan *hıgk* Y-yemin…’’ konuşamadan beni kolumdan tutup içeri çekti.Yatağa beni sertçe fırlattığında,yüzüstü yatağın üstüne düştüm.

Oturur pozisyona gelerek korkuyla ona baktım.Bana bakıp korkunç bir şekilde sırıtarak,ömrüm boyunca çalışıp para biriktirsem de alamayacağım türden olan saatini çıkarmaya başladı.

‘’Sana adımın SENİN İÇİN Wufan değil Kris olduğunu söylediğimi hatırlıyorum.Cezan katlanıyor…Seni bilmem ama söylemeye devam edersen cezan büyüyeceği için benim işime gelir…Hem yalvarmayı kes bunu o kılkuyrukla öpüşmeden önce düşünecektin,Fahişe!’’

İşte yıllar önce anneme taktıkları iğrenç ismi,şimdi dünya da duymayı isteyeceğim en son kişi bana takıyordu.

Bana doğru adım attıkça oturduğum yerden geriye doğru kaçıp duvarın dibine pısarak bacaklarımı kendime çektim ve korkuyla sarıldım.

Tişörtünü üstünden çıkarıp atı ancak gözlerini bir saniyeliğine bile benden ayırmadı.Sadece pantolonuyla kalmıştı ve hala bana yaklaşmaya devam ediyordu.

Kaçacak bir yerim olmadığından yapabildiğim tek şey korkudan titreyerek bacaklarımı sıkmaktı.

Tek bacağını yatağa koyup bana doğru uzandı.Bacağımın tekinden yakalayıp beni kendi olduğu tarafa doğru çekince sürüklenip önüne yatık bir pozisyonda gittim.Sürüklenirken çaresizce yorganı tuttuğum için yorgan altımda toplanmıştı.

Korkuyla ona bakıp hızlı nefesler alırken bana doğru eğilmeye başladı.

İşte başlıyordu.Yine aynı şey olacaktı…

**DİKKAT!! SMUT BÖLÜMÜ BAŞLIYOR!**

<<Yazar’ın Ağzından;>>

Kris onun üzerine eğilince çocuğun korkuyla titrediğini gördü.Luhan’ın elleri herhangi bir atağa karşı Kris’in kollarındaydı.

Kris sırıtıp onun dudaklarına saldırıp öpmeye başladığında Luhan onu itmeye çalıştı.İşe yaramadığını görünce dudaklarını ayırmak için kafasını sağa sola salladı.

Bu Kris’i sinirlendirmiş olacak ki tek eliyle saçını kavrayıp çekerek onun sabit kalmasını sağladı.

Büyük olan tekrar dudaklarına saldırdığında altında çırpınan küçük bir şeyler söyleyip yalvarmaya çalışıyor,ancak bunu Kris’in dudakları imkansız hale getiriyordu.

Yalvarmaya,söylemeye çalıştığı şeyler onun için hayati anlam taşıyan kelimeler de olsa Kris’in dudakları yüzünden anlamsız birer çığlıktan öteye geçemiyordu.

Kris onun vücudunun her yerine sertçe ellerken bir yandan da baskın olan diliyle Luhan’ın ağzını aralamasını sağladı.Luhan ise birazcık oksijen için mecburen açtığı dudaklarının arasından ağzına giren sıcak dille çırpınmaya devam etti.

Kris daha fazla dayanamayacakmış gibi küçüğün üzerindeki tişörtü yırtıp kenara fırlattı.Elleriyle kendini örtmeye çalışırken çıplak bedenine değe Kris’in teni ve soğuk elleriyle titredi.

Kris onun dudaklarını bırakıp savunmasızca duran boyna saldırdı.Boynunu sertçe emiyor ve ısırıyordu.

Luhan çığlıklarını arttırıp serbest kalan dudaklarıyla tekrar yalvarmaya başladı. ‘’B-bır-ak *hıgk* y-yalvarırım b-bırak *hıgk*’’ Kris çocuğun yakarışlarını duymamazlıktan gelerek işine devam ediyordu.

Altında ağlayıp kıvranan küçüğün göğsünü dişlerinin arasında çekiştirmeye başladığında Luhan’ın itme şiddeti de artmıştı.

Sağ göğsünü emerken diğer elinin işaret parmağıyla diğer göğsünün tırnağıyla bastırarak çeviriyor ve emmeden önce ki ilk mührünü bırakıyordu.

Luhan hala altında debelenirken ona yalvarıyordu. ‘’Y-yalvarı-rım *hıgk* -bırak be-ni’’ onun bağrışlarını kulak ardı ederek diğer göğsüne geçti.

Ona da aynı işlemleri uygulayıp tatmin olunca aşağılara doğru inerek,yaralarla kaplı beyaz vücutta ki yaralara,başkalarını da ekleyip çirkin mühürler bırakmaya devam etti.

Elleri küçük olanın pantolonun düğmesini koparırcasına açıp aşağı doğru indirmeye başladı.Luhan indirememesi için bacaklarını büktü.Şehvetin ateşiyle kendinden geçen Kris ise sinirlenerek,altında çırpınan küçüğün tenine tırnaklarını geçirdi.

Pantolonunu boxerla beraber aşağı indirip fırlattı.Kendisi de arkasından aynı şeyi yaptı.Şimdi ikisi de çırılçıplaktı.

Kris çoktan aşırı derecede sertleşmişti,ancak Luhan yine sertleşmemişti.Daha öncekilerde de Luhan hiçbirinde sertleşmemişti.Bunun nedeni ise tabi ki bir gram zevk almayıp sadece acı çekmesiydi.

Kris onu sertçe kollarından çekerek oturur pozisyona getirdi.Luhan ağlayıp bırakması için yalvarırken,Kris onun yanaklarından dayanamayacağı sertlikte sıkarak zorla azını açtırdı.

Penisini onun küçük ağzına sokup zorla,daha ve daha derinlere iterek çocuğun nefessiz kalmasına neden oluyordu.Luhan nefes alamayıp onu kasıklarından ittirmeye çalışırken o kafasını geriye atmış küçüğün hayatında duyduğu en iğrenç sesiyle inliyordu.

Luhan’ın onu ittirmesine sinirlenip onun saçlarından tutup kendine bastırarak işine devam etti.

Küçük olan daha fazla dayanamayıp ağzına oldukça büyük gelen penis ağzındayken öğürdü.Ancak zevkten kendinden geçmiş olan Kris onu tınlamıyordu.

Kafasını kaldırıp inleyerek Luhan’ın suratına baktığında Luhan’ın nefessizlikten kıpkırmızı olup,damarlarının çıktığını ve öğürmekten gözünden yaşların aktığını gördü.

İstemeyerekte olsa penisini ağzından çekince Luhan sesli bir şekilde çekebildiği kadar havayı içine çekti.

Dudakları kıpkırmızıydı ve şişmişti.Kris bu görüntüye dayanamayarak karşısında durup nefesini düzene sokmaya çalışan küçüğün dudaklarına yapıştı.Onu itip tekrar yatağa düşmesini sağladı.

Bacaklarını ayırıp arasına yerleşti.Onun,ince ve çelimsiz bacaklarını bükerek iyice yana açtı.Şimdi,bir iki gündür dokunulmadığı için kendini toparlamaya çalışan yaralarıyla beraber küçük delik iyice ortadaydı.

Sertleşmiş büyük penisini eliyle tuup çırpınan çocuğun deliğine birkaç kez vurdu.Daha da yakınına gelip kendini konumlandırarak üyesini küçüğün deliğine sürtmeye başladı.

Çırpınmalarının her zaman ki gibi işe yaramayacağını anlayan çocuk durup üstündeki korkunç,çocukluk aşkına en yakın ama eski arkadaşının gözlerinin içine bakıp,yaşlı gözlerle söyledi. 

‘’W-Wufan *hıgk* Wufan…y-yapma *hıgk* y-yal-…AAAĞĞH!!’’ küçük olanın lafını bitirmesini beklemeden bütün erkekliğini onun içine itmişti.Luhan hissettiği tanıdık acıyla belini yay gibi gererek kaldırıp,başını geriye atarak var gücüyle çığlık atmıştı.

Kris onun alışmasını beklemeden hareket etmeye başladı.Luhan her girişinde feryat ederek ağlıyordu.Kris girişlerini yavaşlatıp onun kulağına eğildi.

‘’Seni-ığh adımın Kris o-olduğunu-ahh öğretene k-kadar-ımh becermemi ister misin?’’ söyledikten sonra kulak memesini yalayıp dişlerinin arasına aldıktan sonra emdi.

Luhan o arada tavana bakarak ağlıyordu.Ağzı açık ve nefes almaya çalışarak ıkınma sesleri çıkarıyordu. ‘’Cevap-ahh vermediğine göre ‘evet’ diyorsun herhalde-ığh’’ fısıldayarak konuşuyordu,bir yandan da girişlerine devam ediyordu.

Luhan nefes alamadığı için konuşamayıp, şeklini hiç bozmadan kafasını titrek bir şekilde iki yana salladı.Kris sırıtıp eğildiği yerden doğruldu.

Sona yaklaştığını hissediyordu.Bu yüzden girişlerini daha sertleştirip hızlandırmıştı. Kris’in inlemeleri,Luhan’ın ağlama ve ıkınma sesleri bir de vücutların birbirine çarpma sesleri bütün odaya hakim olmuştu.

Luhan’ın ıkınma sesleri artmış,boşu boşuna çırpınmayı kesmişti.Kris iyice hızlandıktan sonra yüksek bir sesle inleyerek bütün tohumlarını küçüğün içine boşalttı.

Onun üstüne yığıldığında Luhan’ın ağzını açmış bir şekilde ıkındığını gördü ve kendini yana doğru attı.

Yataktaki ve Luhan’ın bacaklarındaki kanı gördü.Her zaman ki gibi,fazla sert becerilmekten ve alışkın olmadığından yine kanaması olmuştu.

Küçüğün bacakları yatağa serilmişti.Luhan ağlayarak,zorla yana dönerek Kris’i arkasına aldı.

**SMUT BİTMİŞTİR.OKUMAYANLAR DEVAM EDEBİLİRLER**

<<Luhan’ın Ağzından;>>

Yine,yeniden,aynı şey…Ama neden öncekilerden çok daha fazla acıtıyordu? Onun Wufan olduğunu öğrenmeden önce bu kadar kalbim acıyor muydu?

Tiksiniyordum…

Kendimden ve ona karşı hissettiğim masum hangi duygular varsa… Aşkımdan,ona duyduğum özlemden,aşkımdan,çocukluğumdan…Hayattan…

Ona arkamı dönüp yanımdaki yastığa sarıldım.Ağlama seslerim duyulmasın diye suratımı yastığa bastırabildiğim kadar bastırarak kendimi sıktım.

Nefes almakta zorlanıyordum.Sadece arkam acımıyor,her yerim ağrıyordu.

Elimi yavaşça yorgana uzatıp titreyerek,zorla üstüme çektim.Beni görmesini,daha fazla o iğrenç bakışlarıyla kirletmesini istemiyordum.Sanki daha fazla kirlenebilecekmişim gibi…

Vücudum ağlarken istemsiz olarak sarsıldığı için,ağladığımı bildiğini,biliyorum.

Bundan birkaç gün önce tanımadığım biri tarafından saflığımın alınıp,Wufan’a ve anneme ihanet ettiğimi düşünürken,aslında bütün bunları yapanın zaten Wufan olması canımı daha çok yakıyordu.

Aklıma ilk ve son olan masum öpücüğüm geldiğinde ağlamam şiddetini arttırıp hıçkırıklarımın artmasına neden olmuştu.

//// FLASHBACK \\\\

Küçük Luhan,Nana adındaki kıza bakıp dolu gözleriyle omuz silkti. ‘’Manane,o niye şana ‘oppa’ diyoy.Mende diycem işte.Bende ‘oppa’ diycem’’ küçük olan sinirle konuşurken Wufan ona anlatmaya çalışıyordu,ancak Luhan anlamamakta ısrar ediyordu.

‘’Ama sen bana ‘oppa’ diyemezsin ki sen erkeksin’’ küçük olan umursamayarak omuz silkti.Dudaklarını büzüp ağlarken konuştu.

‘’Manane mende diycem *hıgk* hem şen menle daha yakın değil mişin? Hem de dünya kaday.Ben niye ‘oppa’ demiyoyum da o diyoy?’’

‘’Ama Lu-…’’ Wufan tekrar savunmaya geçecekken Luhan onun sözünü kesti. ‘’Dinlemiycem manane…Men şeninle küştüm.Menimle şakın konuşmaya çalışma ve o kıja şakın şekey alma,alıyşan bana vey tamam?...Hıh!’’ 

Luhan trip atarak parkın diğer ucunda kendi başına oynayan Sehun’un yanına koştu.Sehun Kris’in öz kuzeniydi ve Kris ile aynı yaştaydı.Ama araları,aileleri nedeniyle iyi değildi.

‘’Şehunie,şana ‘oppa’ diyebiliy miyim?’’ Sehun şaşırsa da gülümseyerek kafa salladı.

‘’Yaçaçıııınn! Hadi oyun oğnayalım oppa’’ yerinde zıplayıp büyük olanın elini tuttu. ‘’Şimdi men Deyik Bandi oluyum,şende tocamaaann biy köpetli balık ol ve mana yakalamacılık yap tamam?’’ Sehun çocuğun saçmaladığı şeye gülerek kafa salladı.

‘’Luhanie şeni şeviyoy oppa’’ parmak uçlarında yükseldi,ancak yine boyu yetişmeyince Sehun’un yakasından tutup eğerek yanağına masum bir öpücük kondurdu.Sehun’un kalbi hızlanıp utanarak yanakları kızardı.

Luhan Sehun’u öptükten sonra minik bileğinin çekildiğini hisseti.Wufan onu sinirle çekip Sehun’un yanından uzaklaştırıyordu.

‘’Wufan sana küşüm men,ne yapıyoyşun?’’ Wufan cevaplamadı.Çocuk gözünde resmen ışık parlayarak varsayımlarda bulundu.

‘’Yokşa şekey mi aldın? Pamutlu şekey mi? Şekey elmaşı mı? Hevvalı kağıt?’’ Wufan onu salıncağın yanına getirmişti.

‘’Onu neden öptün?’’ Wufan kaşlarını çatarak sormuştu. Luhan dudaklarını büküp umursamazca omuz silkerek cevapladı. ‘’Çüntü o menim oppam’’ Wufan onun minik kafasını elleri arasına alıp dudaklarını birleştirdi.

Öpüp hemen geri çekilirken ikisinin de gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. ‘’B-bir daha kimseyi öpme ve o kadar yakın olma tamam?’’ Luhan şaşkın gözleri,açık ağzı ve kırmızı yanaklarıyla kafa sallamıştı.

Sonra ki bir hafta ise ne zaman Wufan yanına gelse utançla kafasını eğmiş ve kızarmıştı.Çünkü Wufan’ın kendisini öptüğü için artık karı-koca olduklarını sanıyordu ve tanıdığı bütün arkadaşlarına ‘’Men Wufan’la evliyim,hatta çocuğumuzu da kayga getiycek’’ diyordu.

Luhan bir gün yanına gelip utanarak kırmızı yanaklarıyla ‘’Wufan…hani bis evlendik ya…kayga bebeğimisi ne jaman getiycek?’’ sorduğunda Wufan o zaman çok yanlış bir şey yaptığını fark etmişti.

//// END OF FLASHBACK \\\\

<<Yazar’ın Ağzından;>>

Luhan aklına gelen görüntülerle daha fazla ağlıyordu.Hayatındaki ilk ve son öpücüğüydü…

Şimdi ise o içinde iyiye dair ne varsa onunla ilgili,saflıkla ilgili ne varsa tek tek elleriyle öldürüyordu.

Luhan gözlerini kapatıp en içten duygularıyla dua ederek uyuya kaldı.

‘Tanrım,yalvarırım sabaha çıkmama izin verme…Şimdi gözlerimi kapatayım ve bir daha hiç açamayım,lütfen bir kez olsun duy beni…’’

**BÖLÜM SONU**

-Ceren ÖZDEMİR

FAHİŞE'NİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin