DADDY || ZM

12|| He Is The Cutest

        Arabada fazla sıkışık olduğumuz için Zayn'in kucağına oturmak zorunda kalmıştım. Daha doğrusu Zayn beni zorla oturtmuştu çünkü Fiona'nın kucağına oturmamı istememişti. Ben de kabul etmek zorunda kalmıştım.

        "Mady, gerçekten bir tişört giyinmeliydin. Kafeye gidicez sana bakanları yumruklamamı mı istiyorsun." Gözlerimi büyütüp ona baktım.

        "Saçmalama Zayn." Elini bacağıma koyarak biraz daha kendine çekti. Üzerinde biraz daha yayıldım ve bacaklarımı yanımızda oturan Waliyha'nın üzerine attım. Waliyha bana ters ters baksa da saçımı kopararak ördüğü için çığlık çığlığa ikisine de bağırmıştım. O yüzden bir şey demiyordu. Ben de fırsattan istifade ediyordum tabi. Kafenin önüne geldiğimizde ayaklarımı indirdim ve kızlar inerken ben de indim. Kapıda bekleyenleri görünce onların da bizimle olduğunu anlamıştım. Sarışın kızın bir anda Zayn'in üzerine atladığını görürken tek kaşımı kaldırdım. Yanımda dikilen iki kişiyle ve arkamdakilere göz attım. İki yanımda Fiona ve Waliyha arkamda ise Sindy vardı. Tek kaşımı kaldırmış onlara bakarken Zayn'in kıza sarılmadığını gördüm. Ama fark eder miydi? Etmezdi. Kızlara dönecekken karşımda beliren yüzle durdum.

        "Selam. Ben Cole." Uzattığı elini tuttum ve sıktım.

        "Ben de Madison. Memnun oldum." Sırıttı ve üzerimi süzdü.

        "Açıkca söylemek gerekirse, fazla hoşuma gittin." Göz devirmemek için kendimi zor tutarken yapmacık bir şekilde gülümsedim.

        "Öyle derler, evet." Kahkaha atınca suratına aval aval bakmıştım. Komik bir şey mi vardı?

        "Bayağı iyisin sen. Sevdim seni." Omuz silktim ve bana bakan Zayn'e döndüm. Ardından kızlara dönüp baktım.

        "Ne bekliyoruz. Hadi girelim ben acıktım." Zayn'e sarılan sarışın ciyak ciyak konuşurken yüzümü buruşturmamak için savaş vermiştim. Kafeden içeriye girip büyük bir masaya yerleşirken Mike konuşmaya başlamıştı.

        "Ben diyorum ki bugün sahilin ordan bi ev kiralayalım. Hem yarın da gideriz diyoduk. Bi daha git gel yapmayız." Herkes kafasını sallarken ben gerek duymadım. Bana uyardı.

        "O zaman bir yere uğrar bir şeyler alırız. Yanımızda kıyafet yok sonuçta." Sindy'nin söylediklerine herkes katılırcasına kafa sallayınca burdan sonra önce alışveriş merkesine gitmeye karar vermiştik. Sonra da oyalanmadan sahile gidecektik. Kahvaltılarımızı söyleyince yanımda oturan Zayn kulağıma eğilmişti.

        "Bu sefer kahvaltını bitirmelisin." Sırıtıp göz kırpınca gülerek göz devirdim.

        "Peki." Kıkırdayıp garsonun getirdiği tabağıma baktım. Öğlen saatleriydi ve kurt gibi acıkmıştım. Hep birlikte konuşarak yemeğe başladıklarında umursamamıştım. Fiona beni dürtünce ona döndüm.

        "Şu sarışın hakkında. Ne yapacaksın?" Omuz silktim ve sırıttım.

        "Hiçbir şey." Kelimeleri uzatarak söyledikten sonra yemeğimden bir çatal daha aldım. Fiona şaşkınca bana baktıktan sonra önüne dönmüştü. Ne var? Kıskanırım evet ama hiçbir şey yapmam. E zaten içinde varsa yapar benim bir şeyler yapmam hiçbir şeyi değiştirmez. Yemeğimi bitirmeme az kalmışken yanımdaki Zayn yemeğini bitirdi ve arkasına yaslanıp yayıldı. Sağ elini bacağıma koyunca göz ucuyla ona baktım.göz kırpıp Mike'la konuşmaya devam ederken gülmüştüm. Karşıma doğru bakınca bana gıcık bir şekilde bakan sarışını görmüştüm. Ben de ona aynı şekilde bakıp son lokmamı ağzıma attım ve arkama yaslandım. Hesabı erkekler arasında paylaşırken ayaklanmıştık. Herhangi bir yere girip bir şeyler aldıktan sonra tekrardan arabalara binmiştik.