Üzerimde büyük bir stres varken Zayn'i beklediğimiz kafede bacağımı titretmeye devam ettim.
"Prenses, sakinleş. Eğer çok sinirlenirse alttan alabilirim. Beni biliyorsun huyuna giderim." Elimi avcuna alıp yanındaki ondan küçük bedenime sarıldı.
"Sana surat asmak yakışmıyor prenses biraz gülümse." Sevimli hallri beni gülümsetirken başımın üzeronden öpüp kollarını çekti.
"Şimdi sarılmanın zamanı değil, sevgilinden dayak yemek istemiyorum." Kıkırdadım ve kafa salladım.
"Madison." Zayn'in sesiyle kafamı ona çevirdim ve ayaklandım. Yanımda oturan Liam da benimle beraber ayaklandı.
"Zayn!" Boynuna sarılırken kıkırdadı ve kollarını belime dolayıp boynumu öptü. Ondan ayrılıp Liam'ı gösterdim.
"Zayn, bu Liam. Benim biricik arkadaşım." Liam kıkırdadı ve elini Zayn'e uzattı.
"Demek prensesimin sevgilisi sensin. Seninle tanışmak güzel, Madison senden çok bahsetti." Ben gülümserken Zayn'in tepkisini bekliyordum. Zayn de elini ona uzattı ve hafifçe gülümsedi. Hep beraber masaya oturunca Zayn ağzını açamadan Liam konuştu.
"Aç mısın prenses?" Zayn ters ters Liam'a bakarken hafifçe yutkunup kafa salladım.
"Evet açım! Zayn sen aç mısın?" Zayn de sinirle kafa salladı. Garsona seslenip ayağımı yere vurmaya devam ettim.
"Ne zamandır arkadaşsınız?" Zayn'in sorusuyla biraz düşündüm ve gülerek Liam'a baktım.
"Bu yıl 4. yılımız!" Liam da heyecanla bana baktı.
"Vay be. 4 yıl oldu mu?" Kafa salladım.
"Nasıl tanıştınız?" Zayn'in diğer sorusuyla ona baktım. Liam'ı tanımaya çalışmaktan çok ilişkimizi tanımlamaya çalışıyordu. Umarım vereceğim cevaba çok sinirlenmezdi.
"Rastgele numaralar arıyordum ve Liam'a denk geldim. Sonra sürekli aramaya başladım. Mesajlaştık falan. Sonra birbirimizi görmek istediğimiz için Skype'tan konuşmaya devam ettik. En son dün gece konuştuk ve bana 2 gün sonra geleceğini söyledi ama sabah bir uyandım, karşımda!" Son kelimede sesimi biraz yükselttim ve kollarımı havaya kaldırdıktan sonra Liam'a sarıldım. Zayn'in gözlerini kısmış sinirle bana baktığını görünce sarılmayı bıraktım ve gelen garsona kurtarıcı edasıyla baktım.
"Prenses için için bibersiz pizza, Zayn, sen ne alırsın dostum?" Zayn Liam'a öldürücü bakışlarını gönderirken garsona döndü.
"Pizza." Sinirli olduğunu anlamamak mümkün değildi ve kendimi affettirmem gerekecekti. Liam da sakince garsona döndü.
"O zaman ben de pizza alayım. İçecekler ne olsun?" Hepimiz bira istediğimizi söyleyince garson gitmişti.
"Zayn, Madison hala arsız mı?" Liam gülünce Zayn önce şüpheyle baktı ve ardından ters bir şekilde cevapladı.
"Sevgilimin arsız olup olmaması seni ne ilgilendirir?" Liam ciddileşirken yerinde doğruldu.
"Yanlış anlama ben farklı bir anlamla sormadım." Zayn çatık kaşlarıyla arkasına yaslandı. Gergin ortam içinde ezilirken yerimde büzülmüştüm. İster istemez suratım düşmüştü. Ne olurdu yani biraz iyi anlaşsalar? Hayatımda en çok değer verdiğim erkekler onlardı ve onlar da iyi anlaşmıyordu. Ben o sarışına katlanabiliyordum ama Zayn benim için Liam'a katlanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY || ZM
FanfictionDiğer kızlar gibi olmadığım kesindi. Lanet olsun, cehennemde yanacaktım. || +18 ve küfür içerebilir.