Çantaları sırtımıza takıp pusulanın gösterdiği yönde ilerlemeye başladık. Aklımda hala binlerce soru vardı. Düşünemiyordum bile. Bu çok zordu.
"Sence kurtulucak mıyız?" Sesim ilk defa bu kadar umutsuzca çıkmıştı.
"1-A kolay kolay pes etmez merak etme."
"Ya biz?"
"Seni bırakmayacağıma söz verdim."
Bu cümle az da olsa beni rahatlatmıştı. Gülümseyerek yere baktım. Evet, Todoroki yanımda oldukça bende kolay kolay pes edemezdim. Bunu başarmak zorundaydım.
"Shigakari bizden ne istiyor?"
Aynı zamanda yola bakarak bana cevap verdi ve kanım dondu.
"Tohumları yok etmek veya sadace eğlenmek."
Başımı yine eğip çimenlere bakarak homurdandım. Biz sadece çocuktuk bizden bu kadar ne istiyordu? Ağaçların arasından yürüyorduk. Orman her zamankinden sessizdi. Şüpheli bir şekilde. Todoroki önümde yürüyordu ben biraz dalgındım. O durunca ona çarptım ve burnumu ovaladım.
"Şuna bak."
Onun baktığı yöne bakınca aklıma gelen tüm küfürleri ettim. Todoroki bu halimden hoşlanmamış olsa gerek ki bana dik dik baktı. Ama bu görüntüye başka ne yapabilirdim ki? Ormanın ortasında çöl görünce siz ne yapardınız?
"Yuh artık! Bu UA'nın işi olamaz!"
"Öyle zaten. Bu villainlerin yeni oyuncağı olsa gerek."
"Pusula orayı mı gösteriyor?"
"Malesef ki öyle."
Tam yine küfür edecektim ki son anda çenemi kapattım.
"Gidelim hadi."
Todoroki hiç düşünmeden yürümeye başladı.
"Hey, Todokori! Ya bir tuzaksa?"
"Ok burayı gösteriyor ayrıca başka şansımız yok."
Çaresizce çöle baktım ve Todoroki'ye katılmak zorunda kaldım. Kumda bata çıka okun gösterdiği yönde ilerledik. Yapay güneş bile çok yakıcıydı. Yapay güneşin, gerçek güneşten bile yakıcı olduğunu düşündüm.
"Çok sıcak..."
Üstüm sırılsıklamdı. Gücüm kalmamıştı. Todoroki durdu.
"Yanıma gel. Sağ tarafımı kullanarak bizi soğutabilirim."
"Dayanabilir mısın?"
Göz devirdi "evet." Dedi. Bende onun sağ tarafına iyice sokuldum. Bu beni rahatlatıyordu. Ama soğukluk yavaş yavaş tükenmeye başladı çünkü Todoroki bile bu sıcaklık karşısında zayıf düşmüştü. Sağ tarafını artık kullanamıyordu. Oda tükenmişti. Kumda bata çıka ilerledik. Yavaş yavaş bunun bir tuzak olduğunu düşünmeye başladım. Küm tepecikleri bir türlü bitmiyordu sanki. Todoroki bir tepede durdu. Bende ona yetişip baktığı yöne baktım. Resmen dilim tutulmuştu. Gülmemek yada ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Millet göl hayali görür. Bizim gördüğümüze bak!"
Bir terk edilmiş şehri andıran yıkık dökük yere bakıyordum.
"Aha! Alev deneyleri!" Alaycı bir tavırla güldüm. ( bilmeyenler için labirent filminin 2. Filmidir ve oda çölde geçiyordur)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ || hunger games
Fanfiction"Özür... dilerim..." sesim titriyordu. Todoroki heykelleşmiş mutatdan gözünü ayırıp bana baktı. " benim yüzümden... ikimizde kaybedebilirdik... daha da kötüsü ölebilirdik... berbat bir takım arkadaşıyım , özür dilerim..." gözlerim dolmuştu. "Midoriy...