amorf: atomları bir düzene göre değil de gelişigüzel dağılmış olan (bünye); kendine özgü bir biçimi olmayan (nesne)
biçimsiz, düzensiz gelişigüzel ilişkiler yumağı...
amorf.
Uyarı:
Kurguda +18 öğeler barındıran bölümler yer alıyor ve hikaye iki erke...
"O marker kalemler yeni geldi. Senin için 12 renkli bir set çıkarmamı ister misin?"
"Bilmem. Tebeşir boyaları daha çok seviyorum biliyorsun. Gönyemi kırdım. Gönye alacağım."
"Yine mi?"
"Evet."
"Bu kadar yolu gönye için gelmene gerek yoktu, mesaj atsan akşam geçerken bırakırdım."
"..."
"Sorun Baekhyun değil mi?"
Sehun ürkek bakışlarını Junmyeon'a çevirdi. Junmyeon sıcak bir gülümsemeyle kolunu uzun olanın omzuna atmayı denedi. Çok başarılı sayılmazdı ama yine de bu güvende hissettirmişti.
Junmyeon, mimarlık öğrencilerinin taktığı isimle Suho, çizim ve maket malzemesi konusunda uzman satıcı, A0 baskı makinelerinin yüce komutanı. Proje teslim dönemleri gecenin bir yarısı evinize dek ucu kırılan rapidonuzun yenisini getirecek yumuşak kalpli cennetten düşmüş insan. Aynı zamanda Sehun'un aile dostu ve dert ortağı.
Dünya üzerinde Sehun'un Baek'e olan duygularını bilen tek kişi, hem de o duyguların başladığı ilk günden itibaren.
Suho, Sehun'u sanat kitaplarının arasındaki koltuklara oturttuktan sonra elindeki iki fincan kahveyle geri geldi. Sessizliğin devam etmesi canını sıkmaya başlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Anlatmayacak mısın?"
"Anlatacak bir şey yok ki."
"Bu defa ne oldu? Başka biriyle mi görüşüyor yine?"
"Ona alıştım artık, her hafta yeni biriyle görüşüyor sonuçta."
Junmyeon bu cümleyle çaresizlikle alay karışımı bir gülümseme sundu.
"Canını sıkan ne ondan bahset o halde."
"Canımı sıkanın ne olduğunu bilmiyorum ama adını biliyorum."
Suho'nun bakışları ciddileşti.
"Kim Jongin."
Suho bir süre sessiz kaldı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Sehun da dostundaki gerginliği anlamış olacak ki aklına gelen düşünceyle ağzından çıkanları kontrol edemedi.
"Yoksa sen de mi?"
Suho bir an afalladıysa da soruyu anlamıştı ve iki elini havaya kaldırıp itiraz ederken zoraki kahkahalar atıyordu.
