amorf: atomları bir düzene göre değil de gelişigüzel dağılmış olan (bünye); kendine özgü bir biçimi olmayan (nesne)
biçimsiz, düzensiz gelişigüzel ilişkiler yumağı...
amorf.
Uyarı:
Kurguda +18 öğeler barındıran bölümler yer alıyor ve hikaye iki erke...
UYARI: Yer yer cinsel içerik dozunda dalgalanmalar olacak, dozu aşan kesitlerin başında ve sonunda uyarı notları var isteyenler o bölümleri atlayabilir. İyi okumalar ❣️
Bishop Briggs - River
"Sakın söyleme, sakın onu söyleme...
Bir nefes, her şey bitecek.
Şimdi çeneni kapat ve bir nehir gibi ak üstüme."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
... Baekhyun derslikten çıktıktan sonra Chan'e mesaj gönderdi. Yiyecek bir şeyler hazırlatırken belki erkek arkadaşı onunla bir kahve içerdi. İç avluya çıkıp bir sigara yakarak Chanyeol'un mesajına cevap vermesini bekledi. Ancak beklediği cevap bir türlü gelmedi. İzmariti köşedeki bahçe tipi küllüğe atarken "belki de çalışmaya dalmıştır, yanına uğrasam ne olur ki?" diye düşündü. O saatte dersinin olmadığından emindi, bir toplantısı olsaydı da zaten söylerdi.
Koridorun sessizliğinde kulağa gürültüymüş gibi gelen spor ayakkabı gıcırtılarına aldırış etmeden kendini sevgilisinin odasının kapısında buldu. Kapıyı tıklatıp kolu yavaşça çevirerek önce gülümsemeyle kaplı güzel yüzünü kapı aralığından uzattı. "Merhaba" derken duyulan sesindeki neşeli tını Chanyeol'un ve onun karşısında oturan ciddi giyimli iki kişinin donuk bakışlarıyla havada asılı kaldı.
Chanyeol hızla toparlanarak boğazını temizledi, saatine baktı. "Dersin erken bitmiş Byun" dedi önce. Baekhyun neye uğradığını şaşırmış bir halde yüz kaslarını gülümsemeye zorladı. "E-evet efendim. Ben, ben böldüysem daha sonra da..."
Chanyeol karşısında oturan ve hala büyük bir dikkatle Baekhyun'u inceleyen takım elbiseli adamlara "Özür dilerim, öğrencime vermem gereken dokümanlar vardı" diye açıklama yaparak dikkati yine kendi üzerine çekmeyi denedi ancak sonrasında ona adıyla seslenmesi tümüyle kendi salaklığıydı.
"Gel Baekhyun." Az önce bakışlarını ondan çeken iki adam tekrar ona yöneldi ve dikkatle hareketlerini izlemekte hiç sakınca görmediler.
Baekhyun neler olduğunu anlamamıştı elbette ama bir sorun olduğu belliydi. Chanyeol'un kurgusuna ayak uydurup mahcup bir öğrenci tavrına bürünerek uzun olanın masasına yaklaştı. Chanyeol'un uzattığı sarı dosyayı alıp başıyla selam verdi. "Bu verileri düzeltme projesine işledikten sonra yine bana getir lütfen" dedi Chanyeol otoriter bir sesle. Baekhyun sessizce onu onaylayıp odadan çıkarken malum bakışların hala üzerinde olduğuna emindi. Kapıyı henüz kapatmamıştı ki adamlardan birinin "Öğrenci... Byun Baekhyun değil mi?" dediğini duydu. Ani gelen titremeyle kapıyı güçlükle kapattı.
"Bir şeyler oluyor" diye fısıldadı kendi kendine. Hızlanan kalp atışlarını, titreyen ellerini görmezden gelip ayaklarına söz geçirerek hızla kapının önünden uzaklaştı.
