amorf: atomları bir düzene göre değil de gelişigüzel dağılmış olan (bünye); kendine özgü bir biçimi olmayan (nesne)
biçimsiz, düzensiz gelişigüzel ilişkiler yumağı...
amorf.
Uyarı:
Kurguda +18 öğeler barındıran bölümler yer alıyor ve hikaye iki erke...
UYARI: Yer yer cinsel içerik dozunda dalgalanmalar olacak, dozu aşan kesitlerin başında ve sonunda uyarı notları var isteyenler o bölümleri atlayabilir. İyi okumalar ❣️
Lady Gaga - Always Remember Us This Way
"O Arizona gökyüzü gözlerinde yanıyor, Sen bana bakıyorsun ve ben alev almak istiyorum bebeğim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
... Açılan kapının sesini, sanki beyinlerine balyozla vuruluyor etkisi veren ayakkabı topuğunun sesi takip etti. Chanyeol annesinin uykusuz sinirli yüzünü görünce ayağa fırladı.
"Anne! Ne oldu? Bu halin ne?"
Youngmi eliyle oğluna oturmasını işaret etti. Masasının başına geçip sırtını yasladı. Önünde birleştirdiği parmaklarıyla oynarken dikkatle Chanyeol ve Kris'i süzüyordu.
"Günaydın efendim" dedi Kris ürkekçe selam verirken, karşılığında da soğuk bakışlarla birlikte belli belirsiz bir baş selamı aldı.
"Ne olduğunu söyler misin artık?" Diye sordu Chanyeol, daha fazla uzayan sessizliğe ve nedensiz bakışmalara tahammülü kalmamıştı. Her ne halt yaptılarsa bunu bilmek ve cezası neyse çekmek istiyordu. Ancak bir türlü Kris'le birlikte azarlanmasını gerektirecek ne yapmış olabileceğini çözemiyordu. Gerçi Jongin orada olsa onun da yanlarında olacağından emindi. Ama Jongin asla azar yemezdi, o hep annesinin gözde oğluydu. Yani Chanyeol öyle düşünürdü, o güne kadar.
Youngmi koltuğun içinden geçecekmiş gibi sırtını daha da geri yasladı, derin bir nefes aldı.
"Ne oldu?" diye tekrar etti Chanyeol'un sorusunu ve devam etti. "Bunu bana mı soruyorsun? Siz ne zamandır sorumluluklarınızın farkında değilsiniz? Karşıma geçmiş pişkinlikle ne olduğunu soruyorsun. Neler karıştırıyorsunuz da içlerinden hangisini öğrendiğimi merak ediyorsunuz."
Youngmi sinirden oğluna mı yoksa oğluyla birlikte Jongin ve Chanyeol'a mı kızdığına karar veremeyen cümleler kuruyordu. Cümlenin sonuna doğru sesi yükseldi. Bakışlarındaki öfke de sesiyle birlikte artıyordu. Chanyeol'un özel hayatı için içine düşen korku kıvılcımı, konu Baekhyun olabileceği için saçma bir cesareti yanında getirmişti "neden bahsediyorsun? Ne yaptık biz, çocuk gibi çağırıp azarlıyorsun" deyip koltuktan kalkıp gitmek için hamle yaptığında Youngmi'nin buz gibi sesi odada yankılandı.
"OTUR ORAYA PARK CHANYEOL!"
Chanyeol burnundan soluyarak geri oturdu. Belki çocuk değildi ama annesi bu haldeyken kapıyı çarpıp çıkacak cesarete de sahip değildi, en azından konunun ne olduğunu netleştirmeden. Youngmi bir kolunu masaya dayayıp diğer eliyle burun kemerini sıkarken bitkin bir şekilde "Jongin'in sevgilisi kim?" diye sordu, lafı dolandırmaya gerek yoktu.
İkili o an oturdukları yerde kafalarından aşağı buz kovası yese, bu kadar donup kalamazdı. Kraliçe Park bakışlarını karşısındaki gençlere çevirdiğinde ikisinin de boş gözlerle birbirine baktığını gördü.
