Bölüm 17 🐺

1.2K 69 31
                                    

Stiles

"Sam amca Lütfen!"

"Olmaz Stiles."

Yavru köpek bakışlarımla ona baktığımda en sonun izni koparabilmiştim. Tabi bundan önceki dil dökmelerimi anlatmıyorum... Derek'in odasına sessizce çıkmıştım. Kapıyı açtığımda siyah kalın çerçeveli bir gözlük takmış kitap okuyordu. Hayır, o kurt adam değil mi? Ne gerek var yani, ileri görüş onda sonuç olarak. Yakışıklılığını bir de bu şekilde taçlandırmak zorunda mı? İçim eriyerek onu izliyorken o kitabını kapatmış bana bakıyordu.

"Stiles?"

"Hey."

Ona doğru atılıp kucağına yerleştim. Kirli sakallarına minik öpücükler kondurarak ne istediğimi söylemeden hissettirmeye çalışıyordum, açık olarak istemek için yeterince utangaçtım. Derek ellerini omuzlarıma koyup hafifçe kendinden uzaklaştırdı. Gözlerimiz gözlerimizin içinde kaybolurken, kararmış yeşilleri birkaç saniyeliğine dudaklarıma kaymıştı.

"Bu gece masal yok galiba?"

"Yeterince büyüdüm."

"Daha dün ailesiyle yatan bir çocuk için oldukça cesursun."

Boğuk sesiyle söylediği her şey beni kızıştırıyordu. Dudaklarımı ısırırken daha ne kadar uzak tutacağını merak ettim.

"Sadece ailesinin yanında yaramazlık yapamayan bir çocuğum."

Daha kısık, buğulu bir sesle: "Onlardan uzakta, şimdi benim yanımdasın."

Kafamı sallamış artık dayanamıyordum, kalçalarımı onun üstünde biraz hareket ettirdim. Kolları beni uzaklaştırmaktan vazgeçmiş, ani bir hareketle kalçalarımdan kaldırıp yatağa kendi altına almıştı. Uzun soluksuz öpüşmelerimiz başlamış, tabi bu hararetli aşkımızda yaptığımız sesten habersiz duvardan duvara yuvarlanıyorduk. Kurt adamların bu kadar güçlü olması yasaklanmalıydı.

Dean

Stiles'a, Sam ile kalmasını söylediğimde yüzünde bir aydınlanma olmuştu.

"Sadece Sam amcanla kal, Stiles."

Bu çocuk benim kanımı taşıyorsa kesinlikle sözümü dinlemeyecekti, gözlerinden bunu anlamıştım ama yine de dinlemesini ummaktan başka çarem yoktu. Uzun zamandır Castiel ile birlikte değildim. Dün gece hep beraber uzanırken onun mavi gözlerinin nasıl şefkatle oğlumuza baktığını görmüştüm. Bir meleğin oğluma bakması kadar güzel bir manzara olamazdı. İlk zamanlarda melek olduğunu söylediğinde inanmamıştım. Melek gibi bir şey hayatta olamazdı, şeytan vardı ama melek kesinlikle en son inanacağım şeydi. O kadar inkar etmelerden sonra onu tanıdıkça en şapşal, en duygulu meleğe sahip olduğumu öğrendim. Castiel, mavi gözlü; dağınık saçlı meleğimdi. Kusursuz beyaz cildi ile sanki bana cennetten elma sunuyordu. Bu gece de ilgi sırası bana gelmeliydi...

"-ama Dean"

"Şşşt Cas"

Dudaklarını, dudaklarım ile mühürledim. Onu her zaman bir bebek olarak görmüştüm buna gönül koysa da gerçekten öyleydi. Sızlanmalarını duymayıp işime koyuldum. Bu sırada üst kattan sesler duymaya başlayınca birbirimizden ayrıldık. Hemen tekrardan üstüme tişörtü geçirip kapıya yöneldim.

"Dean bekle."

Castiel yatakta doğrulmuş giyinmeye çalışıyordu. Ona son bir kez baktıktan sonra kapıdan çıktım. Merdivenlere gelince olabildiğince ses çıkarmadan ilerledim. Cass de kapıdan çıkmış arkamdan geliyordu. En sonunda tek kapılı büyük bir hole geldik emin olduktan sonra kapıda silahımı çıkarıp içeri daldım.

Alpha and Human -SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin