18 yıl önce...
Dean
Odaya girdiğimde bir ışık hüzmesi gözümü almıştı. Daha sonra o ışık hüzmesi yavaşça halının üstündeki kaynakta yoğunlaşıp çekildi. Geriye sadece yerde, çıplak olarak oturan bir erkeğe dönüştü. İlk onu tanıyamamıştım. Şeytan benzeri varlıklar böyle giriş yapmazdı lakin biraz sonra kafasını kaldırıp, aynı gök mavisi gözlerini görünce hangi vücutta olursa olsun tanırdım.
"Hey Cass bu sen misin?"
Castiel, karşımda en fazla 25-27 yaşına sahip bir vücutla, çıplak bir şekilde oturuyordu. Bedeni bir tür pembe yapışkanla kaplıydı.
Yanına yavaşça yanaştım.
Koyu kahve yumuşak saçları ve bembeyaz kusursuz cildi ile gerçekten bir melek vücuduydu. Gerçi bunlardan çok daha dikkat çeken bir şey var ise o da, devasa boyutlarda ki beyaz kuş tüylerinden oluşan kanatları.
Zayıf omuzları arasındaki kafasını kaldırmış bana bakıyordu. Şokunu atlattıktan sonra bacaklarının yanındaki kollarını kaldırıp bana uzattı. O kadar büyük bir huşu içine çekiyordu ki anlatamam. Ben de ellerimi ona uzattım, ellerimden tutup kalktı. Tamamen çıplaktı, ne tarafa baksam bilemedim. Belki melekti ama bu kadar büyük yaşta çıplak melek figürlerine gözüm alışmamıştı. Bakışlarım tekrardan kanatlarına kaydı. Sırtının arkasında: Yeni uyanan bir insanın kollarını esnetmesi gibi o da kanatlarını açmıştı. O kadar büyüklerdi ki ve o kadar beyaz...
"Üstüne bir şeyler alsan iyi olur."
Sonra üstündeki pembe yapışkanı göstererek: "Bu da ne böyle," dedim.
"Plasenta."
"Plasenta!"
"Evet, Dean."
Bu sırada Cass vücudunu inceliyordu. Kollarına, ellerine, parmak aralarına; kafasını çevirip, sırtına...
Yüzümü buruşturarak bakıyordum.
"Sebebi ne peki Cass?"
"Melek ruhum artık kendi vücuduna sahip. Bir başkasının değil."
"Yani bu senin kendi görüntün mü?"
"Kısmen."
Kafamı sallayarak: "İşte bunun üstüne bir bira içilir," dedim. Bu süre zarfında Cass kendini saniyeler içinde temizledi.
Üstüne mavi bir gömlek fırlattım, Sakar bir halde tutmaya çalıştı.
kolları ve bacakları hatta dediğine göre kanatları bile tutmuyordu. Aynı bebeklerin doğdukları gibi meleklerde ilk bedenlerine kavuştuklarında, vücutları üzerinde çok bir kabiliyete sahip olmuyorlarmış. Tabi bu o kadar düşük seviyede değildi. Fakat bir şey yapmak için kalktığında ancak tutunarak o titreyen cılız bacaklarını ilerletebiliyordu.
***
O sıralarda büyük bir olay yoktu sadece küçük araştırmalar yapıyordum. Sam'in yokluğunda bu araştırma şeyleri bana kalmıştı. Kitaplardan başımı kaldırdığımda ise Cass'in bu komik hallerini görüyordum. Oturmasını söylediğimde, bir an önce işe dönmek için pratik yapması gerektiğini söylüyordu ama düşmesinden çekinmeye başlamıştım.
Geceye doğru uykum gelmeye başladığında, Cass'in benim masama doğru yürümeye çalıştığını gördüm. Birkaç adım basamaktan çıktıktan sonra yanıma, masanın dibine gelmişti. Masaya ellerinden güç alıp, kendini yukarı çekerek oturdu.
"Dean, bir şey bulabildin mi?"
Yeni sesini duymak garip geliyordu. Öncekine nazaran biraz daha az erkeksiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alpha and Human -Sterek
Hayran KurguStiles arkadaşları tarafından dışlanan bir çocuktu. Para kazanmak için çok çalışsa da genç yaşta kimsesiz kaldığı için masraflarına yeterli gelmiyordu. Patronu da anlayışsız bir adamdı ve okul ve iş hayatı arasında yıpranan Stiles, bir gün arabasına...