Bölüm 3 🐺

3.2K 227 173
                                    

Stiles

Bu Derek denen adamın evinden pardon malikanesinden çıktıktan sonra tanrım gecenin bir yarısında dışarıda kurt ve kuşa yem olmak için patikada ilerliyordum.

Dolunay da olmasa zaten Allah bilir yolumu nasıl bulacaktım.

Tam o sırada bir ağacın köküne takılıp popomun üstüne düştüm. Sinirden hırsla aldığım yaprakları avuçla ileri fırlattım. Bu kadar sakar olmak için kimin bedduasını almıştım acaba! Yakından gelen bir uluma sesi duydum, yoksa o hayvan yakında mıydı?

Gözlerimi iyice açıp seçmeye çalıştım; bir şey gözükmedi.

Karnımdan gelen guruldama sesi de konsantremi yeterince bozuyordu. Çantamdan su şişesini çıkardım: Belki bu şekilde açlığımı yatıştıramazdı ama birkaç yudum sakinleşmeme yardımcı olabilirdi. Yürümeye devam ettim. Çalıların arasından kehribar veya altın rengi bir şey seçtim, bu beni korkutmak ve yönümü değiştirmek için yetmişti. Tam değiştirdim diğer çalıdan da o yansıma geldi.

Galiba yine şanslı günümdeydim...

Sırtımı ağaca verdim ve orada kimsenin olup olmadığını sordum. Eğer bu hayvansa pek bir işe yaramazdı ama bir şeyler düşünmem için yeterince zaman kazanabilirdim.

Göz açıp kapayıncaya kadar bir şeyin üstüme doğru fırladığını hissettim.
Hemen ağaçtan yuvarlanarak çekilmesini başardım.

Bu bir kurttu!

Bu kadar iri olması şaşılacak şeydi. Arkama bakmadan koşmaya çalıştım, panik atağımın tutması an meselesiydi.

Okulda da bu tür zorbalıklara uğradığımdan antrenmanlı sayılsamda, bu bir ucubeydi. Okul koridorlarında bulunmayacak tarzda bir canavar.

Koşarken dalların koluma, bacağıma ve yüzüme vuruşu ve çizişi içinde ormanın derinliklerine tekrardan daldım.

Belki Derek'in evine tekrar gidebilirdim...

Adam ne kadar suratsız olsa da sığınacak bir yer verebilirdi. Ama keşke evin ne tarafta kaldığını hatırlayabilseydim.

O sıradan önüme bir tane hayvan atladı. Bir adım daha atsam boynumdan ısırıp fırlatacak kadar sinirli ve agresif bakıyordu. Hiçbir şansım yoktu. Bu bir son muydu yoksa? Daha çok gençtim ölmek için.

Keşke beyzbol sopam yanımda olsaydı.

Başka bir taraftan ses gelince kurt o tarafa baktığında, bu durumdan yararlanmak istedim. Tam koşup kaçarken kurdun dişleri pantolonuma geçti, büyük bir kumaş parçası kopardı.

Bu beni biraz duraklatsada son hızımla tekrardan kaçmak için elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu soğuk havada vücudumdan ateş çıkıyordu. Ciğerlerim şişmiş ve çok acıyor; soğuk havayı çekmek istemiyordum.

Boğazım da zaten izin vermiyordu.

Derek

Uzaktan farklı sürünün uluma sesleri geldi. Benim bölgeme bu kadar yakın olması hiç içime sinmemişti. Birden içler acısı bir ses geldi. Bu, bir kurt sesinden çok insanı anımsatıyordu.

O anda Stiles geldi aklıma, dolunay zamanında orman tehlikeli olabilirdi. Herhangi bir saldırıya uğraması an meselesiydi. Üstümdeki tişörtü çıkarıp bir köşeye attım ve kapıya doğru ilerledim. Ormanın derinliklerine sesin geldiği tarafa daha hızlı koşmak için beta formuna girdim...

Ses gittikçe yakından geliyordu.

Uzun soluklu bir koşturmanın ardından da en sonunda birkaç kurtu Stiles'ı yerde, burunları ile ittiriyorken gürdüm. Bu görüntü beynimde bir çınlama yarattı. Bu kurtlar kimdi, lanet olası bu sürüyü parçalamak istiyordum.

Alpha and Human -SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin