4. Bölüm

424 24 0
                                    

Kahvaltıdan sonra odama gidip kapıyı kilitledim. Malum Pars adında çılgın bi kardeşiniz varsa napacağı belli olmuyordu. Yahu bu çocuğun odama bisikletle girmişliği var be, gerisini de siz düşünün djns. ü
Üzerimdeki pijamaları çıkardım ve yatağa oturup dolaba bakmaya başladım. Bir süre sonra siyah tayt, üstüne bordo bi kazak ve ayakkabı olarak da siyah-bordo supralarımı giymeye karar verdim. Arabamla da takım olmuştum böylece :D ( multimedia; Anka'nın arabası ) bugün Eylül'le beraber Burger King'e gidecektik. Eylül benim yakın arkadaşlarımdan biriydi. Ve bide Afra vardı tabi. Ama dedesinin yanında olduğu için gelemiyordu :( Pars'a ve annemlere haber verdikten sonra Bugattinin anahtarını alıp garaja gittim. Kapılar açıldığında 4 araba arka arkayaydı. Yan tarafında ise çıkabilmemiz için bi yol vardı. Herneyse. Gidip tüm şehvetiyle beni bekleyen bugattime bindim. Garajdan çıktıktan sonra son hız Burger'e yol aldım demiycem dksjkd. Çünkü, biraz erken çıkmıştım şimdi de drift sahasına gidiyordum :D vardıktan sonra arabayı kaydırarak sahneye giriş yaptım. Bi kaç küçük drift gösterisinden sonra Yiğitlerin önüne geçip korna çaldım ve kendi etrafımda ters yöne dönüp geri geri sahadan çıktım. Ve şimdiki durak; Burger. Saatime baktım ve 5 dk olduğunu gördüm. Burger o kadar uzak değildi. Yine de Eylül erken gitmiş olmalıydı. Onu bekletmemek için son hız hedefe sürdüm. Yollar boştu, onun için rahattım. Burger'ın kapısına vardığımda arabasına yaslanmış beni bekleyen Eylül'ü gördüm. Arabasının etrafında 1 tur dönerek korna çaldım ve camı açıp sırıttım ve 'naber böbreem?' Dediğimde güldü ve "iyi cigerim" dedi ve kahkaha attık. Arabayı park ettim ve Eylül'e sarıldım. Beraber içeriye girerken, "nerede kaldın?" Diye sorduğunda sırıttım ve "drift" dediğimde güldü. Sıraya geçtik ve siparişlerimizi verdik. Yerimize geçip beklemeye başladık. "Bu gün İlayda'ya bi oyun oynamaya ne dersin??" Tabiki de bu fikir benden çıkmıştı. İlayda sevmediğimiz, hatta kimsenin sevmediği bi kızdı. Eylül bana bakıp "süper bi fikir" dediğinde sırıttık. Siparişlerimiz gelince tıkındık ve kısa süre içinde bitirdik. Kolamı yudumlarken, "plan ne?" Diye sordu Eylül. Sırıttım ve arabada anlatırım dedim. Sırıttı. Ceketlerimizi giyip arabalara doğru yol aldık.

×××××××

Olay mahline vardığımızda malzemeleri alıp Yiğit'i aradım. "Kuzen, bi görev var. .... caddesine gelin Ali'yle birlikte." Dediğimde güldü ve "görevimiz?" Diye sorduğunda güldüm ve "görevimiz tehlike" diyip kapattım. Bizim ailede ikiz çoktu :D Ali'de Yiğit'in ikiziydi. Arabanın içinde beklerken korna sesi duyduğumda kapıyı açıp arabadan indim. Yiğit'lere baktığımda Ali'nin arabasıyla geldiklerini gördüm. Onlara sarılıp planı anlattım güldüler ve kabul ettiler. Tabi etcekler hıh. Onlaar kiim benim planımı kabul etmek kim kdbsjz. Hacker arkadaşımız Ege'yi aradım ve İlayda'nın numarasını verip, telefonuna bağlanmasını istedim. O da kabul ettiğinde sırıttım Ege'yi beklemeye başladım. "Anka bağlandım," dediğinde kötü kız kahkahaları attım. Puhahahahaaaa. Ege bu tepkime güldü ve "ne öğrenmek istersin?" Dedi. "Arkadaşlarıyla falan konuşmalarını dinle. Bugun ve bu saatler içinde gideceği yeri öğrenmemiz lazım." Dediğimde, "peki" diyip kapattı. Ali, "sıkıldım" diyince aynı şekilde cevap verdim. Sonra da Eylül, "şişe çevirmece oynayalım beklerken." Dediğinde başımızla onayladık. Ali "bende şişe var." Dedi ve arabasına gidip şişyi getirdi. İlk Yiğit çevirmişti. Soru kısmı Eylül'e cevap kısmı Yiğite geldiğinde merakla onlara bakmaya başladık. Eylül "d mi c mi?" Diye sorduğunda bakışlar Yiğit'e döndüğünde sırıttı ve cevap verdi "C" . Eylül düşünmeye başladı ve aklına bişey gelmiş olacakki sırıttı. "Anneni ara ve 'anne ben hamileyim' de" dediğinde kahkaha attık ve Yiğit'e baktık. Acıyın bana bakışları atarken üçümüzde omuz silkince. Mecburen Alev teyze'yi aradı. "Çalıyor... bismillahirrahmanirrahim. Çalıyor.... sübhaneke allahümme. Çalıyyooo.. euzü billehimine şeydanirracim. Aha açtı. Allah'ım sen yardım et." Dediğinde gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Ama Alev Teyze'nin dediği şeyle bu pek mümkün olmadı. "Efendim bebişim?" Dediğinde Ali göz devirdi, Eylül'le ben de kahkaha patlattık. Yiğit bize kaşlarını çatarak bakıp 'sus' işareti yaptığında güldük ve ağzımıza görünmez bi fermuar çektik. "Anne bebişim ne ya! Neyse anne sana bişey dicem ama kızma tamam mı?" Dediğinde Alev Teyze 'bebişim'e' vurgu yaparak, "söyle 'BEBİŞİM'" Dediğinde yine kahkaha attık. Bu sefer de Yiğit göz devirdi. "Anne ben hamileyim." Dediğinde karşı taraftan bi süre ses gelmeyince kaşlarımızı çatarak telefona bakmaya başladık. Sonra Alev Teyze'nin dediği şeyle üçümüzde yere yatıp anırmaya başladık. "Oyy yerim ben onu. Bebişimin bebişimi olucakmış? Babaannesinin kuzusu kaç aylık?" Yiğit kızarırken " kapat anne kapat" diyip telefonu kapattı. Yerde anırmakta olan bize bakarak "susun sizde!" Dediğinde asker selamı çakıp, "emredersiniz komutanım!" Dediğimizde sırıttı ve "adam olun" dediğinde güldük. Bi kaç tur daha oynadıktan sonra. Ege aradı hemen telefonu açıp "efendim ege?" Dedim. "15 dk içinde ..... sokağında bi çocukla buluşucaklar." Dediğinde "tamam Ege. Seni de meşgul ettik sağol." Dedim. "Ne demek? Görevimiz." Dediğinde güldüm ve kapattım.
"15 dk içinde ..... sokağında biriyle buluşacakmış." Dediğimde başlarıyla onayladılar. Plana başladık. Ali, cebinden çıkardığı çakıyla Yiğitin t-shirt, pantalonuna falan gerçekçi gözükecek şekilde kesikler attı, Eylül arabasından profesyonel makyaj malzemelerini getirdi ve iyice benzetilmiş imajı verdi ve gerçekten son derece gerçek gözüküyordu. Ben de aldığım yapay kanla Yiğit'i in rolünün iyice gerçekçi olmasını sağladığımda Yiğit yerini aldı. Ve biz de saklanıp İlayda'yı beklemeye başladık. İlayda'yı kan tutuyordu. Kücük bi plandı :) bir süre sonra İlayda ve bi çocuk konuşa konuşa geliyordu. Çocuk Yiğit'i görünce donup kaldı. İlayda'da o tarafa bakınca bi çığlık attı ve yere yığılıp kaldı. Biz gülmemek için dudaklarımızı birbirine bastırırken Yiğit çocuğa fısıltı şeklinde " yardım et" dediğinde çocuğun beti benzi attı ve ayaklarını vura vura kaçtı. Bizde kocaman bi kahkaha patlattık. Gecenin geç saatleri olduğu için kimse yoktu dışarda. Yiğit'in yanına gidip yerden kaldırdığımda o da bi kahkaha patlattı ve tekrar yere düştü düşerken benide çektiği için bende yere yapıştım ve gülmeye başladım. Eylül ve Ali bize bakarlarken onlarda yere oturup gülmeye başladı. "Hadi artık kız uyancak şimdi" dediğimde toplanıp yerden kalktık. Yiğit yüzünü silerken Ali İlayda'yı kucağına aldı ve çöp kutusuna bıraktı. Güldük ve kısa bi vedalaşmadan sonra herkes arabalarına binip evlerine dağıldı..

Vay be! Baya uzun bi bölüm olmuş. Güle güle okuyun😄💙😄💙

Çılgın İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin