Bu sabahta evin içinde gümbür gümbür çalan ve Pars'ın odasından gelen İsmail YK - ALLAH belanı versin'le, kahkaha atarak uyandım ve hemen Pars'ın odasına koştum. Pars müziği duyar duymaz telaşla yere yapıştı, ben ona gülerken "Ankaaaaaaaa" diyerek böğürmeye başlayınca, hemen banyoya koştum ve kapıyı kilitledim. Bir süre sonra Pars aynaya bakıp suratını görmüş olacakki bi çığlık sesi yükseldiğinde kendimi yere atıp değişik değişik sesler çıkararak anırırken buldum. Dışarı çıkıp Pars'ın yanına giderken gördüğüm şeyle çığlık atarak banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Neden mi çığlık atmıştım? Çünkü bana doğru bağırarak, deli danalar gibi koşturan bi Pars görmeyi beklemiyordum! Kapıya geldi ve öküz gibi yumruklamaya başladı. Salağa yatarak "kim oo?" Diye bağırdığımda Pars'ın cevabıyla tekrar gülmeye başladım. "Eben Anka. Aç lan kapıyı. Sabahın 7.30'unda alarm sesim yaptığın şarkıyı sana armağan ediyorum kardeşim. Hem, lan bu tip ne kendimden soğudum lan! Estetiksiz Kerimcan Durmaz gibi hissettim kendimi. Kapıyı aç bişey yapmıycam.(!) Hadi canım kardeşim benim dediğinde ağzımdan baya sesli bi "nah!" Çıktı ve yine gülmeye başladım. Pars sakin bi şekilde "peki" dediğinde "ney!?" Dedim ve elim kapı kolunu gitti tam açıcağım sırada aklıma dank etti. "Zeki çocuk senii" diyip yere oturdum. 5-10 dk oldu hala ses yok. Kapıyı yavaş ve sessizce açtım. Açmaz olaydım!! Açar açmaz elinde hortum tutan Pars 'şimdi sıçtın' bakışı atıp sırıtarak beni ıslatmaya başlayınca çığlık attım ve salona koştum. Pars arkamdan kahkaha atarak gelmeye başladığında tabana kuvvet dışarı attım kendimi. Ben bir Usain Bolt edasıyla koşarken kapının kapanma sesi gelmişti. Hemen gözlerimi kocaman açarak kapıya koştum ve vurmaya başladım. Yahu üzerimde ayıcıklı pijamam vardı, saç baş mahalle karılarının kavgalarının ortasında kalmış ve ısrarla onları ayırmaya çalışırken dayak yemiş başka bi mahalle karısı gibiydi(biliyorum çok güzel bi benzetme tşk xjdbz), üstüne üstlük sırılsıklam olmuştum. Halimi siz düşünün artık!! "Pars canım ikizim, kardeşim, balım, portakallı ördeğim, aç hadi kapıyı. Şu tipime bak ya!!" Diyerek isyan ettiğimde kapının arkasından Pars'ın kahkahası geliyordu. "Yog ya". "Sarı koyunum, pamıh şikerim, ciğerim, dalağım, böbreğim, herşeyim. Aç kapıyı" dediğimde "onu beni bu tipe sokmadan düşünücektin kardeşim" dedi. "İyi be" dedim çirkefleşerek. "Açmassan açma hıh." Aklıma gelen şeyle hınzırca sırıttım ve hemen pencereye koştum. Benim zeki kardeşim(!) Odamın kapısını açık bırakmıştı. Odanın yanındaki ağaca "hadi bismillah" diyerek tırmandım ve pencereden içeri girdim. Pars içerde arkası dönük bi halde oturuyordu. Gülerek kolumu omzunu attım ve "naber KARDEŞİM(!)" Dedim 'kardeşim'e vurgu yaparak. Karşısında beni görünce afalladı ve "sen içeri- pencere." Diyip elini anlına vurdu. "Zeki çocuk seni" dedim ve odama gidip üstümü değiştirdim. Yaz mevsimine girmiştik ve havalar sıcaktı. Ben de dolabımdan panterli ve kapri pijamami çıkardım. Aynısı Pars'ta da vardı :D onun odasına girip benimkinin aynısını aldım ve aşağı inip Pars'ın kucağına bıraktım. Üzerime ve kucağına koyduğum pijamaya baktı ve sırıttı. T-shirtını çıkardı ve üstünü giydi. Bana bakıp sırıttığında ne yapacağını anladım ve kaşlarımı çatarak arkamı döndüm. "Tamam bakabilirsin." Dediğinde Pars'a döndüm. Kendi üzerime ve onunkine bakıp güldüm ve "selfie timee!" Dediğimde Pars'ta güldü ve kollarını açtı. Gidip sarıldım ve telefondan kamerayı açtım. Tabi ki de zeki ablanız saçını düzeltmiştii. Telefonu Pars'a verdim oda fotoğrafımızı çekti ve bana uzattı. Fotoğrafa güldüm. Çok tatlı çıkmıştık. "Pars kafasını uzatarak fotoğrafa baktı ve havalı bi şekilde saçını düzelterek sırıttı, " laned olsun yine çok yakışıklıyım" dediğinde göz devirdim ve efekt ekleyip instaya attım. Pars "acıktım ben" dediğinde onayladım ve mutfağa gittim. Yemek yapmak çok hoşuma gidiyordu. Dolaptan malzemeleri çıkardım ve krep yaptım. Yanına da sevdiğimiz bazı kahvaltılıklardan çıkardım ve masaya yerleştirdim. Pars "vaay yine döktürmüşsün" dediğinde sırıttım ve Bir Kerimcan misali "ablan star bebeğim" dediğimde güldü ve masaya oturdu.
××××××××××××××
"Nerden biliyim ben sevgilisi olduğunu!" Diyen Pars'a kötü bi bakış attım. Bi evin bahçesine atlayıp soluklanmaya başladık. Evet, yine kaçıyorduk.
#flash back#
Kahvaltıdan sonra masayı toplamış ve Pars'la yürüyüşe çıkmıştık. Bir süre sonra yanımızdan bi kız geçtiğinde Pars "şişt yavrum!" Diyerek kıza laf attığında mal mal Pars'a baktım. Kız Pars'a dönerek "bana mı dedin?" Dediğinde Pars sırıttı ve "evet" dedi. Kız sabır diler gibi havaya baktı ve tekrardan bize dönerek "ne var!?" Dedi. Pars'ta bunun üzerine kıza yaklaşıp "çok güzel karısınız, hanfendi" dediğinde ve kız çantasını Pars'ın kafasına geçirdiğinde tabiri caizse anırmaya başladım. Pars kafasını tutarak inlediğinde daha çok güldüm. Bi süre sonra baya iri cüsseli bi çocuk kızgın bi suratla Pars'ın üstüne yürümeye başladığında Pars'a, " koş gerizekalı koş! Kızın sevgilisi geliyo!" dediğimde Pars "hass-" sözünü bitiremeden çocuğun koşmaya başladığını görünce Pars'ın kolunu tuttum ve çekmeye başladım.
#flashback off#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın İkizler
Teen FictionHikaye ilk başlarda acemi dille yazılmış olsa da ilerledikçe kendini düzeltmiştir. Anka ve Pars ikizleri ailelerinin evi onlara bırakıp, sürekli iş seyahatlerine çıkmalarına alışmış ve bunu kafaya takmayıp yokluklarını avantaj haline getirmişlerdir...