19. bölüm

139 11 0
                                    

Gözlerimi açtığımda bir depodaydım. Kapının altından süzen loş bir ışık vardı. Bileklerim acımaya başladığında ellerimin bağlı olduğunu anladım. Biraz korkmuştum açıkçası. Ellerimi kurtarmaya çalıştığımda bileğime sürten ipler canımı yakınca yüzümü buruşturdum. Parmaklarımı yukarı doğru büküp ipin ucunu zorda olsa buldum ve çekmeye çalıştım. İpi çözünce bileklerimi ovdum. Vakit kaybetmeden ayaklarımı da çözüp ayağa kalktım. Büyük ihtimalle kapının önünde birileri vardı. Dövüşebilirdim ama kaç kişi olduklarını bilmiyordum. Yukarıda bi cam görünce sırıttım "salaklar". Sandalyeyi sessizce camın altına getirdim ve üzerine çıktım. Camı açıp kenarlardan tutunarak bir odaya çıktım. Ortada bir masa ve kenarda büyük dolaplar vardı. Ofise benziyordu. Işık açıktı. Adım sesleri gelince kalbim hızla çarpmaya başladı hemen dolaplara girdim. Bir süre sonra kapı açıldı. "Dediğim gibi Demirel buraya gelicek. Sürekli o kizla beraber." Buda kimdi böyle!? Kapının kapanma sesi geldi. Ardından çekilen sandalye. Bir dakika. Ne demişti o? Demirel. Demirel. O kim ya? Demirel. Gözlerimi kocaman açtım ve fısıldadım. "Eymen Aras Demirel..." onun- tabi ya...

#flashback#(bölümü tam hatırlamıyorum)

"Onlar kimdi?" Kaşlarını çatıp cevap verdi Aras. "Seni benim yanımda görüp kaçırmaya çalışan pezevenkler."

#flashback off#

Peki Aras neden gelsin? Bi playboy benim gibi birine değer vermez...

××××××××××××

Çok şanssız biriyimdir. Neden mi söylüyorum? Çünkü deminki adam ceketini almaya gelip dolabı açtı. Şimdide odaya geri sürükleniyorum. "Saçımı bırakkkk". "Sussana sen!" Diyip dahada asıldığında acıyla çığlık attım. Saçımı bırakıp bana döndüğünde fırsattan yararlanıp bacak arasına tekme attım. Acıyla iki büklüm olurken koşmaya başladim. "Yakalayın onu!" Diye bağırınca önüme iki tane adam çıktı. Diğer tarafa döndüğümde orada da iki adam olduğunu görünce ortada kaldım. Adamlar bana yaklaşmaya başlarken onların arkasında gördüğüm kişiyle donup kaldım...

Aras'ın ağzından

Depoya vardığımızda arabadan hızla indim ve bagajı açıp adamı yere fırlattım ve saçından tutup depoya sürüklemeye başladım. "Oğlum sakin olsana. Neden bu kadar sinirlisin" Arda'ya cevap vermeden depoya girdim ve ellerini bağladım. "Tolgaları arıyorum?" Dediğinde başımla onayladım. Odadan çıktığında adama yumruk attım. "Uyan lan!" Başını kaldırdığında tekme attım. "Kız nerde?" Dedim sinirli bi sesle. "B-bilmiyorum abi" dediğinde güldüm. "Sikerim lan abini. Anka nerde?" "B-be-" dediğinde yumruğu geçirdim. "senide sikerim!" Kafası düştüğünde başımı kaldırıp derin bir nefes aldım. Neden bu kadar sinirlenmiştim hiç bir fikrim yoktu. Tolgaların geldiğini adım seslerinden anladım. "Aras?" Dediğinde ona baktım. "Noldu?" "Anka," dedim. "Anka'yı kaçırmis bu piçler". Kaşlarını çattı. Anka'nın kim olduğunu düşünüyordu. Ardından Berke, "Gözdenin arkadaşı olan tatlı kızmı?" Diye sorduğunda ben kaşlarımı çattım. "Sensin tatlı." Dedim. Arda'nın dudağının kenarı kıvrılmıştı, bıyık altından sırıtıyordu pezevenk. "Sus lan!"

×××××××××××××××××

Aras'ın ağzından devam;

Kısa bir uğraştan sonra adamı konuşturmuş ve Anka'nın olduğu depoyu bulmuştuk. Arabayı deponun yakınında bir yere park edip arabadan indim. Anka'yı kaçıran şerefsizi de sevgili amcama teslim ettim. "Plan ne?" Sırıttım. "Plan yok. Dalıcaz kardeşim" güldü ve ilerlemeye devam ettik. Anka'yı düşündüm. Nasıl biriydi? Güzel, masum. Tatlı? Galiba. "Lan. Aras" diyen Tolga'ya döndüm. "2 saattir sana sesleniyorum kapıda adamlar var" dediğinde gözlerimi devirdim. "Ne kadarda ilginç!" Oda gözlerini devirdi. "Sen soldan yaklaş, ben sağdan," deponun ilerisine dogru bakıp devam ettim. "Deponun arkasından dağılalım." Başıyla onaylayıp gitmeye başladı yanına gidip "hızlanalım biraz" dedim. Büyük adımlarla deponun arkasına vardığımızda sırtımı sıvazladı. "Neden böyle bir tepki verdin bilmiyorum ama Anka'yı kurtarıcaz." Dediğinde tebessüm ettim. Anlaştığımız gibi ben sağdan, Tolga da soldan gitmişti. İlerlediğimde önüme çıkan adamlara baktım. 3 adam vardı. Bana doğru gelmeye başladıklarında ben de ilerledim. İlkine yumruk attım ve ayağını çekip yere düşürdüm. Karın boşluğuna tekme atınca acıyla inledi ve büküldü. Diğerinin karnına tekme attım ve saçlarından tutup kafasını duvara yapıştırdım. Son adamda bana bakıp geri adım atınca sırıttım üstüne koşup kafa attığımda yere yığıldı. Diğer adamıda ayık bırakmıyım diyerek kafasına tekmeyi geçirdim. Silahını aldım ve diğer 2 silahların şarjörlerinide alıp buna boşalttım. Kapının yanına yaklastığımda Tolga'da varmak üzereydi yanlardan seri bi sekilde çıktığımızda adamlar şaşkina uğradı. 3 adam bana doğru koşarken diger ikisi Tolga'ya gidiyordu. İlkine yine yumruk attım geriye sendeleyince diğeri geldi üçüncüde arkadan yaklaşınca arkadakine tersten tekme attım ve dönerek önümdekinin kafasına da vurdum. Yumruk yiyen geldiğinde kafa attım ama kafasını eyince sert kısma kafa attığım için gözlerim karardı. "Hay sikiyim." Duvara doğru gidince burnumdan akan kanı elimin tersiyle sildim ve adamlara baktım. Bulanıklardı. "Aras!" Tolga yanıma gelip adamları hallettiğinde ona baktım. "Noldu lan?" diyip yanağıma vurduğunda görüşüm düzeldi "iyiyim ben" dedim ve önden gittim. Kapıya varınca bir adam daha çıktı karşıma. "Taksit taksit gelmeyin lan!" Dediğimde yumruk attı. Elini havada yakalayıp çevirdim ve kafasına diz attim. İçeri girdiğimizde sesler geliyordu. Adım sesleri uzaktaydı. İçeriye doğru yürümeye başladığımızda Anka'nın çığlık sesi gelince "siktir!" Diyip koşmaya başladım. Salih ve adamları Anka'yı saçından tutmuş sürüklüyordu. Çatık olan kaşlarımı dahada çattım ve Anka'ya baktım. "Saçımı bırak" Diye bağırdığında Salih dahada asılıp "sussana sen" diyerek bir kez daha çığlık atmasına sebep oldu. Onlara doğru yürüyeceğim sırada Tolga kolumu tuttu. Çattığım kaşlarımla ona döndüm. "Anka'nın neler yapacağına bakmak istemez misin?" Diyip kafasıyla ileriyi işaret ettiğinde oraya baktım. Salih Anka'nın saçını bırakıp ona döndüğünde firsattan istifade ederek bacak arasına tekme attı ve koşmaya başladı. Sırıttımqdq. "İşte benim kızım" "yakalayın onu" diye bağırdığında Anka'nın karşısına adamlar çıkınca tekrar kaşlarımı çattım. "İşte burda devreye biz giriyoruz." Diyen Tolgayla beraber Anka'ya doğru koşmaya başladım. Arkasına dönüp adamları görünce gözlerini büyüttü. Daha sonrada adamların arkasından koşturan beni görünce donup kaldı. Adamlar bana doğru gelmeye başladığında koşup kafasına tekme attım. Diğerine yumruk. Ardındakine kafa Anka'ya doğru giden adam bacak arasına yediği tekmeyle iki büklüm olurken sırıttım. Karşımdaki yumruk atınca tuttum ve kafa attım. Anka'ya baktığımda karşisındaki adama bakıyordu. Kaşlarını çatmış ve gelecek hamleyi bekliyordu. İlk kez böyle bir kız görüyordum. Bu denli masum. Aynı zamanda da kendini koruyabilen ve sinirli. Adam tekme kaldırdığında tekmesini havada yakalayıp diz kapağına tekme attı. Dizleri üzerinde yere düştüğünde sırıttı ve dirseğini geçirdi. Bayılınca bana döndü. Küçük adımlarla yanıma gelip kafasını kaldırarak bana baktığında kaşlarımı çattım. Gözlerinde bi duygu vardı. Neydi o? Mutlu mu olmuştu? Ama neden? "Geldin" dediğinde kaşlarımı dahada çattım. "Neden gelmeyeyim?" Dediğimde konuşmak üzereyken patlayan silah sesiyle tüm sesler kesildi...

Çılgın İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin