1.6

12 2 0
                                    

"Jin"

"Ne işin var burda!"

Jine dönüp sordum.

"Siz nerden tanışıyorsunuz."

" Babanın sadece seni mi bu lanet olası dünyaya gönderdiğini sanıyorsun!"

"İblisin oyunlarına karışan sen değilmiydin. Daha fazlasını hakediyorsun aslında"

Dedim cebimden çıkardığım ince sopayı ona doğru tutarak.

"Kızlar sakin!" dedi jimin yerinden kalkarak.

Jin ise ona sen karışma bakışı atmıştı.

"Elinde ki babanın silahımı küçük kız."

Kahkaha attım.

"Ah evet,sana vericek bir baban yoktu değil mi? Doğru ya babam öldürmüştü"

"Kes sesini" diyerek üzerime atladı.

Bir o altta bir ben üstte oluyordum.

En sonunda ne zaman geldiğini bilmediğim jungkook odaya girmiş ve benden bir yumruk yemişti gözüne aynı şekilde diğer gözüne de larisa darbe yapmıştı.

"Gitti çocuk!" diye dizlerine vurdu jennie. Daha son ise jungkookun yanına gitti.

Jungkook aldığı darbelere karşı yerinden kalkamazken. Ben ve larisa sadece bakışıyorduk.

Jimin ayağa kalkıp larisa'nın omzuna eliyle dokundu.

"Teşekkür ederim. Yani şey için" dedi ju gkook olduğu için birşey konuşamıyorduk.

Jiminin sıcak tavrını arkadaşlıktan öte bakışlarıyla cevaplıyordu.

Bildiğin jimini ayartmaya çalışıyordu.

Göz kırptı. Sonra ise sesini daha kadınsı çıkartarak

"Her zaman canım." dedi.

Jin gözlerini sonunda larisadan başka yere yani jungkooka çevirdi. Eğilerek omzundan tutup salondaki koltuğa götürdü.

Jiminin üzerine kazağını geri attığımda , şaşırmış ve alayla bakıyordu.

Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Kedicik utandı sanırım!" alaycı konuşmasına aynı şekilde ona dönüp dibine girerek çevapladım.

"Yeterince vücut görüyorum ben" sonra ise sesimi biraz daha alçaltıp konuştum.

"Biliyor musun? Sana bir sır vereyim.  Seninkilerden kat ve kat daha güzeller" göz kırpıp uzaklaştım.

Ne sanıyordu beni avına düşeceğimi mi?

Yanılıyorsun park jimin. Dediğim gibi ben azrailin kızıyım. Burda benim oyunlarım konuşur.


Blood Sweat| Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin