0.8

28 2 0
                                    

Yalnızlık sadece insana mahsusmuydu,bence her varlığın bir yalnızlığı vardı.

  Şimdi olduğu gibi boş odada tek başımaydım. 4 tarafım da beyaz duvarlarla sarılı.  Duvarın bir kenarına oturdum.

"Her zaman ,şimdi ki gibi " sesimin yankılandığı duvarlar farklı renklere bürünmüştü. Bir duvar mavi ise diğer duvar sarıydı. Diğeri ise adlandırmadığım bir güzellikte kırmızı.

"Karanlık her zaman dostum olcak kadar uzak" bu sefer kelimelerim duvara çarpmış etrafı simsiyah yapmıştı.

Etraf karanlık bir boşluk olmuştu.

"Ve beyaz düşmanım olabilcek kadar yakınım olmalı" bu sefer odanın yarısı siyah ve beyaz olmuştu.

"Ayrılmamalılar " bana itat eden renkler birbirine karışmıştı.

"Bu oda özgürlüğü temsil etmeli. Gri temsiliniz olsun renkler " dedim sesim kısılırken işte o an kaybolmaya başlamıştım.

_____________

"Burası cidden çok güzel,odada hiç birşey olamasına rağmen çok hoş geliyor gözüme." Tae nin konuşması ardından  konuştum.

"Bu odanın bir rubu var V bu oda özgürlüğu temsil eder. Bir kadının kelimeleriyle boyandı."
Kafamı tekrardan odaya çevirip gözlerimi karşımda duran seri ye çevirdim. Benim onu gördüğümü biliyordu. Buna rağmen birşey belli etmemek adına susuyor düşüncelerimle konuşuyordum.

Duvara yaslanıp yavaşca sürtünerek yere oturdum.

O sıra üyeler odayı dolaşıyor bir yandan efsane hakkında konuşuyorlardı.

"Buraya neden geldin ?" Sorusu karşısında jimine döndüm.

O ise odanın bir köşesinde telefonuyla uğraşıyordu.

"Onu sana getirdim. Büyüyü çözemiyorum "

"Bunu neden yapayım."dedi sert bir şekilde konuşarak.

"Çünkü kayıp çocuklardan birisi "

Sonra gözü jine kaydı.

"Oda burdaydı "  dedi . Jini incelerken jin ise bana bakıyordu tedirgince o da görebiliyordu onu.

"Bu kralın emri seri zenden yerine getirmeni rica ediyorum."
Kafasını onaylar şekilde salladıkfan sonra gri saçlarını arkaya atan jimine bakarak yüzünü buruşturdu.

"Acıyacak" hiç üzülmüyordum. Üzülmek ruhumda yoktu gerçi.

"Umrumda değil bir an önce kurtar büyüden." Kafasıyla onaylayınca jine doğru kafamı çevirip ellerimi yerden destek alarak ayağa kalktım.

"Jin canım buraya gelir misin ?" Hemen hızlıca yanıma gelip nefes aldı.

"Ona bunu yapıcak mısınız" kafamı onaylayınca  bir of çekti.

"Çocukları al ve iki günlük bir işi olduğunu azcık kafa dinleyeceğini söyle ."

Kafasını yavaşça sallayınca gözlerim ister istemez jimine kaydı . Bize oan bakışları birşeyi anlamaya çalışıyormuş gibiydi.

"Boşuna uğraşma jin düşüncelerini duyamıyoruz korunuyor "

Tekrar bana bakıp elini şakaklarına getirdi.

"Ona ne söyliyceğim"

"Gerçeği"

"Buna asla izin vermiyeceğim."

Omuz silkmekld yetindim.

::::::

Bir şekilde yalan söylemiş ve ikna etmişti herkesi.

Jimin ve ben odada tek kalmıştık seri dışında.

"Ben çıkıyorum. Şimdiden söyliyim canın çok yanıcak."

"Herneyse biran önce bitsin.gitmek istiyorum."

Kafamı salladıktan sonra ekleme yapmyı unutmadım.

"Önce cayır cayır yanacaksın. Sonra donacaksın tirtir titreyeceksin" dedim kapıyı kapatırken gerisi ise jiminin bağrışları ve inlemeleriydi.

Blood Sweat| Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin