"Yine mi kafeye gidiyorsun."
Dedi. Elindeki tabağı tezgaha bırakarak.
Kafamı onaylarcasına sallayıp. Saçıma şekil verdim.
"Al hyung benim şapkamı tak. "
Soğuk havada boynuma geçirdiğim boyunluğa iyicene sokuldum. Eliyle uzattığı şapkayı alıp kafama saçımı bozmuyacak şekilde geçirdim."Oldu mu?"
"Evet,neden sürekli o kafeye gidiyorsun."
"Tek huzur bulduğum yer orası. Sende gelmek ister misin?"
"Aslında fena olmaz. Hep merak ediyordum." odasına gidip şapka ve boyunlukla geri geldi.
"Hava çok soğuk montumuzu alsak iyi olucak."
"Gidelim artık" elim kapı kolunda jungkookun kafasına şapkasını geçirmesini bekliyordum.
"Nereden çıkıcaz"
Elimle gel işareti yaptıktan sonra gizli bir çıkışın olduğu benim tek kurtuluşum olan yere götürdüm.
Binanın arkasına.
"Burayı ilk defa görüyorum."
Elimle sus işareti yaptıktan sonra fısıltıyla konuştum.
"Şşş burası benim gizli yerim. Kimseye bahsetme aramızda."
"Tamamdır patron,gidelim."
Duvarın üzerinden atlayıp diğer evin çatısına geçtim.
Arkamdan jungkook haraketlerimi taklit ediyordu.
Şimdi ise diğer binanın yangın merdiveninden inmekteydi kapıyı açıp merdivenlerden teker teker indim.
"Vay sen bizim chimchim e bak neler biliyor"
"Yaşın kadar konuş velet"
"Yah "son basamaktan inip jungkookun inmesini bekledim. Artık özgürdük
Sanırım.
"Karşımızdaki kızı saymazsak."
"Aman tanrım jim-" elimle kızın ağzını kapatıp konuştum.
"Lütfen bizi ifşalama,imza veririm "
Kafasını sallayınca elimi ağzından çektim sırt çantasından kalem ve kağıt çıkardı titrek elleriyle bana uzattı.
"Siz çok güçlüsünüz! Bunu unutmayın armyler yerine konuşuyorum. Lütfen bizim için değil kendiniz için uğraşın"
Ona buruk tebessümle baktım.
"Sizin sayenizde buralara gelebilmişken neden kendimi düşüneyim"
"Bizden nefret edebilirler armylerimizden nefret etmesinler" dedi jungkook. Karşımdaki kız ise hemen devam ettirdi.
"Armylerden nefret edebilirler bts den nefret etmeyin."
"Şimdi anladın mı" dedi jungkook imzasını atarken .
"Teşekkürler sırrınız benimle kalacak"
"Görüşmek üzere "
El salladıktan sonra arkamı dönüp yürüdüm.
"Tatlı kız"
"Bence de ,hadi gidelim dondum " bir kaç sokak arkasında az kişinin uğradığı mekana girdim . benim girmemle birlikte çalan çan sesi küçük kafeyi doldurmuştu.
"Omo oğluşum gelmiş"
Dedi sıcakkanlığı ile bir kez daha kalbimde taht kurarak.
"Ben geldim teyzem"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood Sweat| Park Jimin
FanfictionBu hikayeyi düzenlemediğim sürece okumanızı asla tavsiye etmem.