Blood Sweat| Park Jimin

1.5

"Yah,selam" dedi jungkook jennie 'e selam vererek ,daha sonra ise cümlesini devam ettirdi.

"Sizde mi buraya geliyordunuz."

Kafamı sallamakla yetinirken jennie;

"Aslında ilk gelişim" jungkook jennie 'nin yanındaki sandalyeyi çekip oturdu.

Kafasıyla selam veren jimine aynı şekilde selam verip telefonumda birşeylere bakıyordum.

Jimin de yanımda yerini almıştı.

"Ne istersin jungkook"

Diye sordu jimin kafamı kaldırmadan göz ucuyla baktım.

"Bilmem ne önerirsin?"

"Sıcak çikolata" dedi jimin ayağa kalkarken. Jungkook kafasını sallayınca iki tane sıcak çikolata almaya gitmişti.

"Ma ri senden n'aber"

"İyi" dedim telefona bakarken sonra kafamı kaldırıp
"Sen?" diye sordum.

"İyi "saçma muhabbete son verip. Bize özel yapılmış telefondan arkadaşıma mesaj attım.

'Bulabildin mi?'

Bir kaç dakika sonra mesaj sesi ile elimdeki içiceği bırakıp telefonu elime almıştım jennie ve jungkook koyu bir muhabbete girmişlerdi bile.

'Veriler çok güçlü tespit edemiyorum. Kesinlikle büyük birinin işi'

'Tanrı'nın olabilceğini mi söylüyorsun'

Çevrim dışı olunca telefondan arama butonuna girip. Kara büyü hakkında tozlu kitaplardan birine dokundum.

Kitapta geçenlere göz gezdirirken ilgimi çeken bir bilgiyle okumaya başladım.

'Kara büyü güçlü biri olmadığı sürece bir kişinin yapabilceği birşey değildir. Kara büyüden kurtulmak için bir çok yöntem denenmesine rağmen tek kurtuluşu arena anahtarı'

"Hey ma ri iyi misin?" dedi jennie bana bakarak. Gözlerinin içine bakarak içimden konuştum.

"Bir sorun var."

"Ne gibi ?"

"Daha sonra jennie"

İçimden konuşmayı kesip dışımdan konuştum.

"Yok birşey arkadaşım birşey göndermiş."

Jimin telefonundan kafasını kaldırıp tek kaşını kaldırdı.

Jungkook olaylardan bir habersiz kafasını onaylayıp sohbetine geri döndü.

Kafamı jimine çevirdiğimde yüzünü buruşturuyordu.

Kafamı ona çevirdiğimi farkedip gözlerimin içine baktı. İlk defa içinden geçenleri okuyabiliyordum. Kafasının içinde sadece iki kelime dönüyordu.

Yardım et

Ayağımla jennie dürttüğümde bana baktı.

Düşüncerimle jungkooku oyalamasını istedikten sonra jimine döndüm.

Elini avcuma alarak damaranın üzerine iki parmağımı koydum diğer elimle parmaklarımı ellerine geçirdiğimde bana baktı.

Parmaklarımı damarlarına bastırdığımda bağırdı.

"Ah"

""Hyung n'oldu"

Elimi hemen çektim .

"Ayağımı çarptım sorun yok" kafasını çevirince damaranına baktığımda morardığını gördüm.

Gözlerine baktığımda korku yerine merak izlerini gördüm.

Ellerimi çekip telefonumu elime aldım.

Mesaj gelmişti.

'Büyük birisi dikkatli ol'

'Yardımına ihtiyacım var.'

'Ne oldu?'

'Baş ağrısı ve damarda morarma ?'

'Zifir zehri olabilir'

Telefonu bırakıp jungkook ve jimine döndüm

"Bize gidelim jin de gelir hem"

"Bence olur."dedi jungkook jimine bakarak. Jimin zor bela kafasını sallayınca. Hızlıca arabanın anahtarını aldım. Jiminin sıcak çikolatasını peçeteye az birşey döktüğümde jungkook sorgular gibi bana bakıyordu.

"Şuraya damlamıştıda o yüzden" dedim çaktırmadan peçeteyi cebime atarak.
Jiminin seklemesine göz yummayarak kolunun altına girdim.

"Jimin neden bu kadar sakarsın"

Dediğimde benim yerime jungkook koluna girdi.

****

"Jini çağırdın mı?"

Jennie telefonu göstererek cevapladı.

"Yoldaymış"

"Jungkook nerde?"

"Yemek alması için gönderdim."

Yatağımda uzanan jiminin üzerine çıkarak iki bacağımla yataktan destek aldım.

"İğneyi hazırladın mı?"

"Hazır. Bunu yapmaktan emin misin ?"

"Evet"

"Ama ma-"

"Ver şunu " altımda terler akıtan ve bayılmak üzere olan jimine baktım.

Eğer iğneyi doğru yapabilirsem yaşayabilcekti. Doğru yapamazsam....aklıma bile getirmek istiyordum.

Kolunu açıp iğneyi tam batırırken birisi beni geri çekti.

"Ne yapıyorsun sen aptal"

"Lisa ,ne işin var burda defol"

"Aptal kız onu öldürceksin."

"İşime karışma" lisa gülünce jennie ikimize birden bağırdı.

"Jimin ölüyor sizin yaptığınıza bakın."

"Ama-"

"Kes sesini ma ri, lisa iğneyi sen yap
Bu senin işin"

Lisa hızlıca jiminin üzerine çıkıp iğneyi yaptı. O sıra kapı açdığında içeriye girene baktık hepimiz.

"Lisa?"