3. Bölüm

404 200 104
                                    

O an işte kaynar sular başımdan aşağı döküldü.

Şaşkın bir ifadeyle "nasıl?" dedim, "nasıl olmuş?"

Elif ağlamaktan konuşamıyordu. "Bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum. Az önce haberim oldu."

Telefonu kapattım ve arkadaşlarımın yanına gittim. "Gençler," deyip sandalyeye oturdum. Ardından sessiz bir şekilde "benim arkadaşı içeri almışlar," dedim.

"Nasıl? Niye ki?"

"Orası uzun hikaye de, ne yapacağız şimdi? Yani ne yaparlar, nasıl çıkaracağız onu oradan?"

"Oğlum olayı anlat da ona göre bir şey söyleyelim. Niye almışlar içeri?"

Sebebini biliyordum fakat o an söylemek istememiştim.

"Bilmiyorum."

"Nasıl bilmiyorsun?"

"Yani tam olarak nedenini bilmiyorum. Bildiğim tek şey şu anda içeride olduğu."

Bir sinirle oflayarak sandalyeden kalktım. "Ben kaçtım, sonra görüşürüz."

"Gelişmelerden haber ver!"

Gergindim ve bu her hareketime yansıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. "Ah be Yusuf, ah be..." dedim dişlerimi sıkarak, ve arabaya bindiğim gibi eve gittim.

Evde kimse yoktu. Gerginliğim bir anda sinire dönüştü. Sinirimi atmak için istediğim gibi bağırıp çağırabilir, istediğim gibi bir yerleri kırıp dökebilirdim.

"Ben sana sil dedim, beni dinlemedin..." dedim sesli bir şekilde. "Ne yapabilirim ki şimdi ben?"

Deli gibi kendi kendime konuşuyor, bir yandan da saçlarımı çekiştiriyordum.

Dayımın bizde olduğunu tamamen unutmuştum, bizde olsa bile evde duracağını düşünmüyordum. Ta ki dayım yanıma gelip beni sakinleştirmeyi deneyinceye kadar.

"Ensar, bu sen misin dayıcığım?" dedi karşıma geçip. Sebepsizce güldüm. "Dayı çok sinirliyim," dedim gülerek. "Belli oluyor oğlum, sinirlerin bozulmuş. Peki neden?"

Koltuğa oturup ellerimle yüzümü kavradım. Daha sonra başımı kaldırıp dayıma baktım.

"Sana bir fotoğraf gösterdim ya dün..."

"İçeri aldılar deme sakın... Bu kadar çabuk mu?"

"Yani ne bekliyorduk ki? Defalarca ona o yazıyı yok et dedim, başınıza dert olacak dedim ama dinleyen kim?"

Dayım yanıma oturup elleriyle sırtımı sıvazlamaya başladı.

"Sen uyarmışsın en azından, gerisi kendi iradesine kalmış."

Dayıma döndüm. "Dayı ben uyarsam ne olur Allah aşkına? Şu an içeride ve ne olacağı belli değil."

"Ensar bunlar derin mevzular. Yazdıkları yazı da öyle basit bir yazı değil. Ne olacağını Allah bilir. Bize de kötü bir şey olmaması için dua etmek düşer."

"Ben artık sürekli bir şeyler olsun veya olmasın diye sadece dua etmekten sıkıldım. Artık bizim de elimizden bir şey gelsin, sadece dua etmekle kalmayalım artık!"

"Haklısın Ensar. Ama farkındaysan şu an yapabileceğimiz bir şey yok."

"Tamam dayı ya, ben müsaadenle biraz yalnız kalmak istiyorum. Bir şeyler düşünmeye çalışacağım."

MUKADDERATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin