15. Bölüm

124 73 74
                                    

"Sen gerçekten delirmişsin," dedi abim endişeyle. Ardından birkaç küfür çıktı ağzından.

Bir hışımla yakasına yapıştım. "Düzgün konuş, keserim dilini!" dedim sesimi yükselterek.

"Bak sen, dilimi kesecekmiş. Kes hadi," deyip kollarımı sımsıkı tuttu abim. Yüzünde ciddi bir ifade vardı, biraz da laubali.

"Bırak kolumu," dedim sessizce.

"Yok, bırakmam. Sonra dilimi kesersin, dayanamam."

Sert bakışlar hakimdi yüzümde, fakat kendimi daha fazla tutamayıp kahkahayı bastım ve tüm şakayı mahvettim. Abim kahkaha attığım anda kafama sertçe vurdu ve birkaç küfür sıraladı.

"Psikopat mısın oğlum sen?" diye bağırdı nefes nefese.

Bu sırada ben hâlâ gülmeye devam ediyordum.

"Korktun gerçekten, yüzünde o korkuyu sonuna kadar gördüm."

"Ne korkması aptal? Anlayamadım sadece, gerçekten delirdin zannettim."

"Tabi canım, muhakkak öyledir."

Gülmeyi bir anda sonlandırıp gülmekten ağrıyan çenemi tuttum. "Neyse, hadi iyi geceler. Ben uyuyacağım, ses yapma. Başım daha çok ağrımasın," diyerek başımı yastığa koydum.

"Dua et başın ağrıyor. Yoksa..."

Güldüm. "Tamam abiciğim. Biliyorum, çok kötü olurdu."

"Sen geç dalganı, yarın görürüm ben seni."

"İyi geceleeer!"

***

Türkiye'deki ilk sabaha, abimin acımasızca yüzüme su dökmesiyle uyanmıştım. Neyse ki haklıydı, zira haklı olmasaydı bu pisliğinin karşılığını en doğru şekilde verme planları yapıyor olabilirdim.

"Sana da günaydın," dedim ve tişörtümle yüzümü kuruladım. Abim karşıma geçmiş, pis pis sırıtıyordu. "Ayağını denk al," dedi gülerek.

Gözlerimi devirdikten sonra ayağa kalkıp tişörtümü düzelttim. "Kahvaltı yapalım da iş arayalım," dedi abim. "Tamam," dercesine başımı salladım ve birlikte salona geçtik. Mina hâlâ yatıyordu, tavşanına sarılmış bir vaziyette. Yavaş yavaş yanına yaklaşıp elimle kirpiklerine dokundum. Huylandı ve yavaşça gözlerini açtı. Birkaç kez gözlerini kırpıştırıp karşısında sırıtan yüzün bana ait olduğunu fark ettikten sonra gülerek "günaydın," dedi.

Yanağından öpüp "günaydın prenseslerin en güzeli," dedim. "Sence hâlâ prensese benziyor muyum?" dedi meraklı gözlerle. "Tabii ki, prenseslik senin doğanda var," dedim gülerek.

"Tamam o zaman, yeniden prenses olmaya karar verdim," deyip güldü ve yavaşça ayağa kalktı.

Hemen yanında ablam ve annem yatıyordu. Babam muhtemelen çoktan keşfe çıkmıştı, ortalarda yoktu.

"Hadi bakalım, uykucular! Sabah oldu," dedim sesimi yükselterek. Ablam kocaman esnedi. "Git şuradan ya," dedi ve başını yastığın altına soktu.

"Anne," diye seslendim. "Hı," dedi annem uykusunun arasında. "Babam nerede?"

"Gitti," dedi.

"Nereye gitti?"

"Ekmek..."

"Anladım. Biz kahvaltı yapıp çıkıyoruz, iş arayacağız."

MUKADDERATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin