•20 final.1•

1.4K 105 51
                                    

"Adımı nerden bildiğini sormalı mıyım?"
"Çok soru soruyorsun."
"Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez Örümcek."
"Hey bak bunu sevdim" dedi Örümcek Adam ve yere yavaşça indi. Ardından Natalie'yi bıraktı.
"Teşekkür ederim Ama hâlâ onca yolu nasıl o kadar hızlı gittiğimizi çözemedim."
"Sana diyorum çok soru soruyorsun. Şimdi git ve balo için hazırlan."
"Şey baloyu sen...veya neyse...teşekkürler Örümcek Adam. "
"Bu benim işim." dedi yine ve bir tarafa ağını atarak uzaklaştı. Natalie kapıyı açtı içeri girdi. Mutfaktan gelen mükemmel bir koku aldı. Bu muffindi ve Natalie aşırı açtı.
"Anne muffin yaptığını söyleme sakın!"
"Öyle diycektim ama madem istemiyorsun demem kızım"
"Hahahahah çok komik bayan Brown." diye ordan Natalie'nin babası bağırdı.
"Komik gelmediyse kızınızla gülmeyebilirsiniz Bay Brown."
"Siz yine mi kavga ettiniz?"dedi Natalie.
"EVET!" diye anne ve babası aynı anda cevap verdi.
"Neyse balo var ve benim hazırlanmam gerekiyor ve muffinlerime el süreni yakarım."
"Tamam kızım dokunmayız..."
"Ha bu arada Peter akşam sekizde beni almaya gelecek kapıyı açıverin ben açamazsam..."
"Tamam hadi çık. Victor kızımız ne kadar da çabuk büyüyor değil mi?"
"Büyümesede şu Peter'lar onu baloya götürmeye gelmese" dedi Victor ve göz devirdi.
*************************************
Natalie yeni kurumuş dalgalı saçlarına baktı. Pek bir şey yapmak istemiyordu. Saç spreyini hafifçe saçına sıktıktan sonra elbisesini giydi ve klasik parfümünü sıktı

 Saç spreyini hafifçe saçına sıktıktan sonra elbisesini giydi ve klasik parfümünü sıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boynuna onun kadar gümüş küçük bir kalp şeklindeki kolyesini taktı. Çok hafif topuklularını giydiğinde aynanın önüne geçti ve kendini süzdü. Ardından makyaj masanın önüne oturdu. Pek makyaja alışkın olmayan suratına baktı. Natalie fondöten ve pudrayı hep gereksiz bulmuştu. O yüzden alma gereksinimi bile duymamıştı. Makyaj çantasından çıkardığı rimelini ve parlatıcısını sürdü. Kendine yeniden baktı aynada işte şimdi tamamdı. Kendine güvenle gülümsedi. Telefonuna gelen mesajın bildirim sesiyle hafifçe korktu.

Peter: Ben geldim Natalie

Natalie: Tamam ben beş dakikaya hazırım ama sen kapıyı çal içeri geç otur. Ayakta beklemeni istemem.

Titreyen ellerini klavyeden çekerken biraz heyecanlandı. Nefesini tutmuştu. Bunu fark etti ve soludu. Ardından bir kapı zili sesi duydu ve kulak kabarttı.
Kapıyı Victor açmıştı.
"Buyrun kime bakmıştınız genç beyefendi?"
"Efendim burası Natalie Brown'un evi mi?"
"Tam üstüne bastın. Ben babasıyım. Ne için gelmiştin?" dedi Victor ve Peter yutkundu. Tam karşısında sevdiği kızın babası duruyordu ve iyi bir imaj bırakmak istiyordu.
"Ben Peter Parker Bay Brown. Kızınıza baloda eşlik etmek için onu okula götürmeye gelmiştim..." dedi Peter ve elini uzattı. Victor o an Peter'ın eline baktı ve onu sıktı.
"Demek o Peter sensin. İçeri gel onun işi uzun sürer ne de olsa kız..." dedi Victor ve Peter'ın içeri girmesine izin verdi. Ardından Peter Maria'yı gördü.
"Aman Tanrım sen Peter olmalısın. Minik Lisa'mın kavalyesi. Hoşgeldin..."
"Anneeee bana Lisa demeyi keser misin?" yukardan bir ses duyuldu. Peter giydiği smokin ceketinin bir düğmesini daha ilikledi ve elindeki çiçekle beraber gözlerini merdivenlere dikti. Ve sonra onu gördü. Her zamanki kadar güzel ama her zamankinden daha zarifti. Bol sweatshirtler ve yırtık kotlar giyen o kız gitmiş yerine bir balo prensesi gelmişti. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdı Peter.
"Selam Peter!"
"Selam Natalie!"
"Kızım fazla güzel olmuşsun..." dedi Victor.
"Evet çok güzelsin kızım. Ve Peter da pek bir yakışıklıymış..." dedi Maria. Ama son cümlesini Natalie'nin kulağına fısıldayarak söylemişti.
"Eee o çiçeği ne yapmayı planlıyorsun Peter?" diye alaycı bir şekilde sordu Victor. Peter mahçupça gülümsedi ve çiçeği Natalie'ye uzattı. Titreyen elleriyle Natalie çiçeği aldıktan sonra Peter mırıldandı
"Senin kadar güzel değiller üzgünüm." dedi. Natalie ona teşekkür ederken parlayan gözlerle bakıyordu ve Victor'un öksürdü.
"Şey siz gidin hadi de geç kalmayın evladım." dedi ve o sırada Peter'ın kolundan tutarak hızlıca çekti
"Eğer kızımın bir tek göz yaşı bile senin yüzünden yanaklarından süzülürse senin o göz korneanı ameliyatla ihtiyacı olan birine, böbreklerini de diyalize bağlı birine naklederim. O yüzden ayağını denk al çocuk." dedi fısıldayarak Peter'ın kulağına. Peter ise başını korkarak Anladım anlamında salladı. Sonra Natalie ile kapıdan çıkıp taksiye bindiler.
"Umarım babam seni korkutmamıştır."
"Yok korkutmadı. Ben onların burda olmadığını zannediyordum."
"Bu sabah geldiler. İnanabiliyor musun tam zamanını nasıl tutturabiliyorlar?"
"Bilmiyorum tek bildiğim karşımda çok güzel bir kızın durduğu." dedi Peter. Sonra ağzından istemsizce dökülen bu sözcüklerin farkına vardı.
"Peter bana sorman gerçekten çok büyük bir incelikti..."
"Sadece doğru kişi olduğumu düşündüm..." dedi Peter yere bakarak. Natalie ise gülümsedi. Taksi okulun kapısının önünde durdu. Parayı verdikten sonra indiler. Ardında Peter kolunu uzattı. Natalie onun koluna duraksayarak girdi. Aslında şu an çok mutluydu. Neden duraksadığını o da anlamamıştı. Peter'la beraber içeri geçerken Peter aklından planını geçiriyordu. Her şey garantiydi. Her şey mükemmel olacaktı. Eğer Natalie'nin ona karşı hisleri yoksa bile Peter ona platonik yaşayabilecek kadar çok seviyordu onu...

////////////////////
"Eğer kızımın bir tek göz yaşı bile senin yüzünden yanaklarından süzülürse senin o göz korneanı ameliyatla ihtiyacı olan birine, böbreklerini de diyalize bağlı birine naklederim. O yüzden ayağını denk al çocuk."
haha nice

ÖRÜMCEK ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin