Bölüm 20 / Final / Çıplak Gerçek

6.1K 362 319
                                    

'Sahip oldukların en fazla ne kadar alt üst olabilir hiç düşündün mü? Benim bundan daha fazla olamaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Sahip oldukların en fazla ne kadar alt üst olabilir hiç düşündün mü? Benim bundan daha fazla olamaz... sahip olduklarım bundan daha fazla alt üst olamaz.'

Alpay'la yaptığımız son bir konuşmada söylediklerim aklımın içinde durmadan yankılanarak tekrar ederken, sırtüstü uzandığım yatakta gözlerimi tavandaki boşluğa diktim.

Sahip olduklarımın o günkü halinden daha fazla alt üst olacağına inanmamıştım. En fazla o kadarla kalacağına inanmıştım. Ama hayır. Hayatta hiçbir zaman; keskin bir alt limit, bir üst limit yoktu. Mutluluklarda ve acılarda, insanın yaşadıklarıyla zorlayıp büyüttüğü her bir sınırının ötesinde daha fazlası her zaman gizliydi. Her mutluluktan daha fazlası vardı. Her acıdan daha fazlası hep vardı. Çok daha fazlası... ve bunun belli bir kıstası, ölçümü yoktu. İnsanın fazlasına dayanamayacağına olan düşüncesini hayat büyük bir zevkle yalanlıyordu. Her şeyi tekrar tekrar alt üst ederek.

"...Tam olarak yedi haftalık."

Yattığım noktada, doktorun sesini duyduğumda başımı yana, ona doğru çevirdim ve aynı zamanda üniversite döneminden arkadaşım olan kadının baktığı ultrason ekranına doğru gözlerimi kaydırdım. Yabancı olduğum bu karanlık görüntüden bir şey anlamadım, gözlerimi geri çektim. "Bir ay kadar önce reglim geldi." Dedim, yerimde doğrulup oturduğum ve onun uzattığı kağıt havlu ile alt karnımdaki jeli temizlediğim esnada. "O kadar olmamalı."

Doktorum, Bahar, başını eğip kaldırdı. "Bu süreçte regl olman imkansız diyebilirim ama bazen ara kanamalar hamileliğin ilk döneminde görülebiliyor Sahra. Yalancı regl de diyebiliriz buna. Seni yanıltmış olmalı. Başka belirti hissetmedin mi?"

Üzerimdeki siyah, tül bluzumun uçlarını aynı renkteki pantolonumun içine doğru itip düzeltirken ciddiyetle başımı iki yana salladım. "Birkaç kez mide bulanması ve bir ya da iki kez baş dönmesi yalnızca... ama onları başka durumlara bağladım."

"Anladım."

Ellerimi, üzerinde oturduğum yatağın kenarlarına koyup kalçamın altındaki deri minderi sıktım ve "Ne zamana kadar?" Diye sordum, yorgun bir sesle. "Ne zamana kadar sonlandırabilirim bunu?"

"Bebeği aldırmayı mı düşünüyorsun?" Bahar bana kaşlarını büyük bir şaşkınlık ile kaldırarak bakarken gözlerini söylediğime anlam veremez gibi kırpıştırdı. "Barlas'la ikinizin uzun süredir bu haberi istekle beklediğinizi biliyorum." Dedi. "Bir dönem bunun için tedavi görmeyi dahi düşündün Sahra. Ama şimdi, bunu öğrendiğinde havalara uçmanı beklerken yüzünde mutluluğa dair tek bir iz bile göremiyorum. Neden?"

"Son yaşananlar ve..."

"Yapma." Elini dizime destek olurcasına koydu ve buruk, silik bir şekilde gülümsedi Bahar. "Herkes Alpay'ın sana neler yaptığını, üzerine attığı suçları artık biliyor ve senin onun yarattığı algının aksine gayet sağlıklı bir psikolojide olduğunu, sadece mağdur taraf olduğunu biliyoruz. Tüm o olanların senlik bir yanı yoktu Sahra, takıntılı bir arkadaşının kurbanı oldun yalnızca ve üzücü de olsa o..." Başı iki yana sallandı. "Artık yok. Geçti o günler. Sırf bunlar nedeniyle bu kararı vermen kendine karşı çok büyük bir acımasızlık olur."

AltÜst Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin