Bana Aşık Oldun.

20.2K 202 22
                                    

“Çıkart artık şunları Berk!” diye kısık sesle bağırarak kulaklığını çıkarttım ve sıranın altına fırlattım. Kısık sesle nasıl bağırdın diye soracak olursanız ders biyoloji ve öğretmenimiz kara Fatma! Evet o ismi ona biz taktık ve hayır kadın esmer falan değil sadece bize düşük not verdi. “Yine ne var başbelası?” diye söylenmeye başladı. “Canım sen zaten erkeksin  ‘I kissed a girl and I liked it’ diye böğürmene gerek yok. Hoşlanmasan sorun olurdu.” Dedim gülerek. Berk ağzını oynatarak “hahaha” dedi ve kulaklığını tekrar taktı. Şarkıyı sanki sınıfta değilmişiz gibi mırıldanmaya başlayınca bu sefer mp3ü alıp şarkıyı komple kapattım. Berkin kötü bakışlarına gözlerimi devirdim. “Nesin sen Katy-Berry?”

“Çocuklar bir sorun mu var?” kara Fatmanın uyarısıyla başımı olumsuz şekilde sallayıp tekrar telefonuma gömüldüm. Oturup biyoloji dinleyecek halim yok. Tam tweet atıyordum ki biri kafama kağıt fırlattı. Arkama sinirle döndüğümde bana özrünü gülümsemeleriyle yollayan bir Nille karşılaştım. Onun bu haline gülümseyip kağıdı alıp önüme döndüm.

“BERK EDİZ DÖNÜYORMUŞ DOĞRU MU?”

Berkin yani benim bundan sonra kullanacağım adıyla Katy-Berrynin küçük bir dürtme eşliğinde bana bakmasını sağladım. “Ediz kim?” diye sorup kağıdı gösterdim. Berkin yüzünün aldığı şekilden korkmam gerektiğinin farkındaydım ama sadece farkındaydım. Yüzü sanki donmuştu. Evet! Doğru kelime bu olmalı. Gerçekten donmuştu. Elimi kaldırdım ve gözlerinin önünde birkaç defa salladıktan sonra tam cimciriyordum ki zil çaldı. Hocanın çıkmasıyla rahat bir nefes alıp –biyoloji beni boğuyor yapabileceğim bir şey yok- Nile gelmesi için işaret yaptım.

“Yaşıyor mu ki?” dedi Nil. Sanki biz bilim fuarındaymışız da Berk de fen projesiymiş gibi inceliyorduk. Berkin karşısına geçip gözlerimi kısarak bakmaya başladım. Yüzüm her saniye daha da yaklaşıyordu. Aramızda santimler kala durdum ve birden çığlık attım. Berk sonunda bir tepki verdi ve ayağa kalkıp sınıftan çıktı. Nil tam peşinden gidiyordu ki kolundan tuttum. “Ediz kim?” Benim sorumla yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. “Eski bir arkadaş” dedi ve Berkin peşinden çıktı.

---

“Yuh Eylül!” diye resmen ciyakladı Berk. Okuldan sonra –sözde- konuşmak için okulun yanındaki cafeye gitmiştik. Ama konuşmak nerde, bizim yaptığımız sessiz sesssiz oturmak. Eee bende biraz aç bir insan olarak söylediğim patatesleri hızlıca mideme indirmeye başladım. “Ne var ya açım!” dedim ve elimdeki patatesi ağzıma attım. Elime bir tane daha patates aldım ve ikisini işaret ettim. Ağzımdaki patatesi –çok şükür- yuttuğumda konuşmaya başladım.

“Evet sır küpleri şu eski arkadaşınız hakkında söyleyeceklerinizi dinliyorum” dedim patateslere üzgün bir bakış atıp son bir tanesi daha yemeye başlarken. Berk bıkkın bir tavırla kolasından bir yudum aldı ve tam ağzını açıp konuşmaya başlıyordu ki Nil söze girdi.

“Okulumuzun kötü çocuğu diyebiliriz. Tüm kızların peşinden koştuğu yakışıklı kötü çocuğu. Geçen sene okuldan gitmişti. Sen gelmeden bir-iki ay önce. Neyse biz yakın arkadaştık. Ediz iyi çocuktur aslında ama sadece bize karşı. Okulda bir kızı bodrumda bıraktı” durdu ve Berke baktı. Sonra hatırladığını belli eden bir ses çıkarıp tekrar bana döndü. “Hah hatırladım! Kız buna dik dik mi ne bakmış. İşte meğer kızın astımı varmış. Korkudan daralınca astım krizi geçirdi. Kız az daha öleceği için ailesi dava açtı ve ta ta tam” nefesimi tutmuş Nili dinliyordum. Ediz hapse falan mı girmişti! Sanki bir filmi dinliyormuş gibi kendimi iyice kaptırmıştım. Nilin biraz suratı düştü. “Edizin ailesi Edizi Amerikaya yolladı”

“Dedikodu yapmaya başlayacaksanız ben kalkıyorum” dedi Berk. Sanki örümcek görmüş gibi bir yüz ifadesi vardı. Örümcekleri düşününce birden ürperdim. “Sadece merak etmiştim” dedim masum yüzümü takınarak. Berkin suratı yumuşadı ve gülümsemeye başladı. Sonra küçük bir kahkaha attım. Nil ve Berk bana soran gözlerle bakıyorlardı. “Bende bizim okulun yakışıklı, havalı çocuğu nerde diyordum meğerse Amerikadaymış” benim sözlerimle Nilde kahkaha atmaya başlarken Berkin gülümsemesi soldu.

“Katy-Berry den sonra ikinci komik olmayan esprin” dedi bana biraz daha yaklaşarak. Aslında Berk gayet yakışıklı çocuktu. Sarışın, mavi gözlü, gülümsemesi bir kızı öldürecek kısaca dışardan bakıldığında “oha taş” denebilecek cinsten. Ama benim tabiki ona bunları söyleyip sevindirecek halim yoktu. Ayrıca sinirliyken kesinlikle daha tatlıydı. Nil gülmeyi kesmek için önündeki elmalı sodadan biraz içti. “Katy-Berry de ne?” dedi tam açıklama yapıyordum ki gülmeye ve konuşmaya başladı. “Dur söyleme tahmin edeceğim biyoloji dersindeki performansı” Ben başımla onayladığımda daha yüksek perdeden kahkaha atmaya başladı. Berk bir süre bize kızgın bakışlarını yolladı ama sonra dayanamadı o da gülmeye başladı.

“İnanamıyorum!” yan masadaki kız abartılı bir şaşkınlıkla elindeki telefona bakıyordu. Birden gülmeyi kestim onları dinlemeye başladım. Bu kızı tanıyordum. Bizim okuldandı. Popüler olmak için bir yerlerini yırtanların kaptanı… Neydi adı… Selin! Evet Selin. “Ediz Ulaç geri dönmüş!”

Selam ben Sude :D Wattpadteki ilk hikayem ve açıkçası bunu yayınlayana kadar canım çıktı :D Biraz karmaşık geldi :D İlk bölümler tam anlamıyla güzel olmayabilir ama zamanla düzeleceğini umuyorum :D Daha önce Facebookta Zeykerle ilgili senaryolar yazıyordum ama ilk defa tüm karakterleri kendim uydurdum :D Umarım beğenirsiniz ve bende yeni bölümler yazarım :D Diğer bölümde görüşmek üzereee :D :*

Bana Aşık Oldun.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin