-ORMANTİK-

3.8K 136 15
                                    

-11-

Düşünmeden hareket etmek yanlıştır. Bildiğimiz bir yol kestirme yoldan daha güvenlidir. Eğer tanımadığın biri sana şeker verirse yeme. Küçüklükten beri bize söylenen bin bir türlü şey vardır. Bunlar bizi gelecek kötülüklerden korur. Gerçekten korur mu? Evden çıkmayan biri bile bir gün pencereden bakarken yoldan geçen biri için bir şeyler hissedebilir. Kalbi daha farklı atmaya başlayabilir. Ve dünyanın en saf kötülüğü onu sarmalar.

Öğleden sonraki ilk dersim beklediğim gibi sıkıcıydı. Ediz bu sefer tam arkamda oturuyordu. Arkama hafifçe döndüğümde onun gözleriyle karşılaştım. Önüme döndüğümde hala kalbim hızlı atıyordu. Matematik dersine odaklanmaya çalışıyordum ama sadece çalışıyordum. Delici bakışları sırtımı deliyordu. Defterimden küçük bir parça koparttım ve kalemimi elime aldım.

Atomu delemedin bakıyorum sırtımı mı deliyorsun?

 

Kağıdı arkaya attığımda salak salak gülüyordum. Edizin gülmeyeceği aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Espri anlayışının ne olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Güldüğünde bile neden güldüğünü anlayamıyordum ki. Önüme atılan kağıtla düşüncelerimden arındım ve sırıtmaya devam ettim.

Matematik yerine benim gözlerimi düşünerek üniversite sınavını mı kazanmayı düşünüyorsun?

 

Verdiği cevapla yüzüm düşsede bana cevap vermesi bile gülümsemem için sebepti. Ona tekrar bir şeyler yazacaktım ki vazgeçtim. Matematik hocasına baktığımda xlerle boğuşuyordu. Ne kadar çok x vardı? X üzeri beş, x üzeri iki, x bölü dört… Soru soru değil xler yuvası.

Dersi dinleyemeyeceğimi anladığımda kafamı sıraya koydum. Arkamda bir adet Ediz ve anlamadığım matematik sorularıyla boğulma aşamasındaydım. Ona karşı bir şeyler hissediyor muyum? Bu soru beynimi işgal ederken matematiğe konsantre olamıyordum. Sadece birkaç saniye onunla geleceğimi düşündüm. Birlikte piknik yaptığımızı, sinemaya gittiğimizi… Sonra bu fikirleri derhal aklımdan çıkarttım. Onu tanımıyordum. Doğru ama hakkında bildiğim bazı şeyler vardı. Normal biri  değildi. Onu tanımak istiyordum. Evet. Sadece onu tanımak ve onu anlamak. Bu aşk değildi. Ya da hoşlantı. Zilin sesiyle kafamı kaldırdım. Bugün çarşamba yani doğum gününe iki gün var. Elbise almam gerekti.

“Nil!” diye seslendim arkama dönerek. Edizin kaşları çatılmış yaptığım her hareketi inceliyordu. Onun yüzüne bakmak istesem de bundan vazgeçtim. Nile odaklandım. “Çıkışta alışverişe gidelim mi?”

“Sen kimsin ve Eylüle ne yaptın?” dedi kahkaha atarak. Berkin kolunu omzuma atmasıyla muhabbetimize o da dahil oldu. Edizin gözleri birkaç saniye omzuma ve üzerindeki kola takılsa da kendini kısa sürede toparladı. Nil sırasından kalkıp Edizin az önce boşalan yanına geldiğinde bakışlarımı Edizden çektim.  “Ya da dur söyleme. Onu orda bırakalım çürüsün”

“Ben seni götürürüm” dedi soğuk sesiyle. Berk ve Nile bakmasam da benim gibi kaşları çatılmış ve merak içinde Edize baktıklarını hissediyordum. Siyah kalemini sıraya vurarak ritim tutturmaya başladığında bu sesi telefonuma kaydedip zil sesi yapmak istedim. “En yakın arkadaşım sonunda alışveriş yapmak istiyor ama sen bunu benden çalıyorsun.” dedi Nil. Elini kalbine koymuş, alınmış bir tavır sergiliyordu. Edize baktığımda o sadece bana bakıyordu. Korkutucu bir bakış. Kafasını yavaşça Nile doğru çevirdi. Birkaç saniye ona baktıktan sonra gözleri tekrar gözlerimi buldu. “Ve bence bu harika bir soygun.”

Bana Aşık Oldun.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin