-27-
İnsan gözüne giren güneş ışıklarıyla uyanır. Sabahın köründe çalan aptal çalar saatle uyanır. Yataktan düşer uyanır. Canına susamış -Berk ve Nil- kankalarının aramalarıyla uyanır ama bu şekilde uyanmaz.
Edize bundan sonra öküz demiyorum. Ahtapot o artık. Sekiz kol bile az buna. On altı kol falan anca.
Nefes alamıyorum diye uyandım. Ilk başta kendimi denizde falan boğuluyorum zannettim. Ki bu ihtimal imkansız değil. Uyur-saçmalarsam eğer Ediz beni denize atıp kaçabilir.
"Deprem mi oluyor ne" dedim üzerimden atmaya çalışırken. Ediz garip garip sesler çıkardı ama uyanmadı. Ayı olsan on iki ay kış uykusuna yatarsın sen ya. "Aaa bak kuş!" Bu da işe yaramadı. Biri sırtıma istediğin kadar sarıl falan yazdı da şaka mı yapıyor! O beni tekmele gibi olmalıydı sarılmak nerden çıktı! Berke yaptığım uyandırma yöntemi! Evet. Şimdi derin bir nefes al ve gülme. Tek sorun nefes alamamam ama olsun.
"Ya ben şimdi karnımda senin çocuğunla sokakta mı kalıcam Ediz! Hatta çocuğum bile değil çocuklarım! Ikizmiş doktor öyle dedi! Benimle evlenmek zorundasın!'
Bir çırpıda söylediğim sözlerle Ediz gözlerini iri iri açtı ve kötü bir şekilde bakmaya başladı. Bu böyle olmayacaktı ama. Yataktan falan düşmesi gerekiyordu.
"Kızım manyak mısın sen" dedi tekrar gözlerini kapatırken. Beni hala tutuyor bi de. "Sabah sabah ne içtin?"
"Ediz nefes alamıyorum" dedim. Ediz gözlerini açtı ve halimize baktı. Yüzünde oluşan gülümsemeyle beni daha da sıktı.
Tek hareketle beni altına aldı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Üst dudağımı emmeye başladığından istemsizce inledim. Allah evime ateşler salsın benim. Olmaz benden.
"Günaydın" dedi sırıtarak. Bende ister istemez gülümsedim. "Günaydın"
"Okula gitmek istemiyorum" dedi dudak büzerek. Gülümsemem anında silindi. Çünkü bugün sınav vardı!
'Edebiyat sınavı var" dedim üzüntüyle. Ama üzüntüm sadece Edizle takılamayacağım içindi. Edebiyat sınavlarını her zaman sınıf birincisi olurdum.
"O yeşil gözlü piçin dersi" dedi. Ağzına hafifçe vurdum. Küçük bir kahkaha attı.
"Öyle deme. Akın hocayı seviyorum" dedim kaşlarımı çatarak. Ediz birden ciddileşti.
"Onu sevmeni istemiyorum" dedi gerçekten ciddi bir şekilde. Güldüm ve yanağını öptüm. Ediz yumuşasa da hala korkutucu görünüyordu. "Sadece beni sevsen olmaz mı?"
Sen bana böyle bakıp 'sadece beni sevsen olmaz mı' dersen ben zaten sadece seni severim.
Düşünüyormuş gibi ses çıkardım ve tek gözümü kapattım. Ediz hala ciddiyetini bozmamış beni izliyordu.
"Olmaz" dedim burnumu kırıştırıp kaşlarımı yukarı aşağı sallayarak. Ediz ilk bi ne oluyor desede sonradan dalga geçtiğimi anlayınca gülerek başını olumsuz anlamda salladı. Yanaklarını sıkmaya başladım. "Ben severim seni. Üzülme hemen. Ayyyy kızıma alayım mı seni hı. Gel bizim oğlumuz ol sen"
"Eylül rahat dur" dedi ama yüzünde o muhteşem gülümsemelerden vardı."Sen illa okula gideceksen git. Uyuyacağım ben."
"Öküzlükte bir Everestsin Ediz." Dedim ve dürtüklemeye başladım.
Uyuyan öküz uyanmaz lafını boşuna söylememişler. Kimler mi? Mutlaka bir atamız söylemiştir. "Aşkım uyansana ya!"
Ediz kafasını yastıktan kaldırdı ve gözlerini zorlukla açtı. Sen bana böyle bakarsan ben seni uyandırdığım için kendimi öldürüp intihar süsü veririm yalnız. Çok mu şeker yedin sen gibi bir kroluk yapardım ama yapmıyorum tabikisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşık Oldun.
ChickLit“Adın ne?” dedi elindeki sigaranın dumanını yüzüme üflerken. “Eylül” dedim kısaca. Bu konuşmayı bitirmek ve burdan defolup gitmek istiyordum. “Eylül” diye tekrar etti beni. “Ve sende Edizsin” dedim elimle dumanı sağa sola dağıtmaya çalışırken. “Umu...