-8-
Edizin yumuşak öpüşü –ben hala karşılık vermezken- derinleşmeye başladığında ensemdeki eli daha da sıkılaştı. Ona karşılık vermem gerekiyordu ama ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Dudaklarımı yavaşça hareket ettirdiğimde Ediz belimdeki elini elimin üzerine getirdi ve elimi tutarak omuzuna yerleştirdi. Diğer elimi o söylemeden omuzlarına çıkarttım. Gözlerim sımsıkı kapalıyken yaptığım yanlış olduğunun farkındaydım. Ama tepki veremiyordum.
“Ediz balkon- OHA!” Berkin sesini duyduğum anda Edizden ayrıldım. Çocuk bizi ilk günde az daha öpüşürken yakalamıştı şimdi de o az daha aradan çekildi. Ben nefesimi düzene sokmaya çalışırken Ediz hiçbir şey olmamış gibi ellerini ceplerine sokmuş duruyordu. Berkin yüzündeki şaşırma sırıtmaya çevrildiğinde yer yarılsa da dibine girsem diye düşündüm. “İtiraz ediyorum memur bey!” Berk ciddi olmaya çalışsa da gülüyordu. “İkinizde benim kardeşimsiniz yani bu kardeş kardeşe evlilik olur! Evlenemezsiniz!”
“Hahahaha çok komik ” dedim. Elimi dudaklarıma götürüp şokumu atlatmak istiyordum ama bunu Edizin karşısında yapamazdım. “Berk beni tanımıyormuş gibi konuşuyorsun” dedi Edizin soğuk sesi. Ben burada tüm kan yanaklarıma toplanmış yanıyorum beyefendi soğuk soğuk konuşuyor! Sakin Eylül sakin. “Evlenmek mi?” dedi sesindeki küçümserliği alıp müsait bir yerine sokasım geldi. “Bir kere öptüğüm kızla?”
“İki!” diye bağırdım. Benim bağırmam da Nil de balkona çıkmıştı. Ediz bana anlamsızca bakarken Berk kahkaha atıyordu. Nil konudan bir haber endişeli gözlerle beni izliyordu. “İki” dedim sesimi alçaltırken. “İki? Ne ikisin?” Edizin sorusu üzerine onun kafasını alıp duvara sürte sürte kıvılcım çıkartasım geldi. Gri balkon demirlerine yaslandım. Belime değen soğukla irkilsem de bu iyiydi. “İki defa öptün beni gerizekalı”
“Bana bir daha gerizekalı deme küçük kız” dedi gözlerini bıçak misali beni doğramak için kullanırken. Tabi demem emredersiniz. Bakışlarımı balkona çevirdim. Sakin olmam gerekiyordu. Balkon dikdörtgenle kare arasında gidip gelen bir şekilde, açık pembe rahatlatıcıydı. Üç tane beyaz puf koltuk ve aralarına konulmuş siyah küçük bir masadan başka hiçbir şey yoktu. Derin derin nefes almaya başladım. “Sende bana küçük kız deme o zaman ama olmaz sen istediğini yaparsın niye! Çünkü sen Ediz Ulaçsın!”
İçeri girerken durdum ve bize kahkahalarla bakan –evet Nilde gülüyordu! Arkadaşım olacaklar birde! Nerde sizin BFFliğiniz!- Nil ve Berke döndüm. “Bu salakla isteyerek yakınlaşmadım” dedim yüzümü buruşturarak. Çantamı bile almadan evden çıktığımda ağlıyordum. Gözlerimden akan yaşlara lanet ederek kendime tokat attım. Manyakça olabilir ama acı iyiydi. Kendime getiriyordu. Yan tarafı ormana doğru giden yoldan dümdüz gitmeye başladım. Yanımda fren yapan arabayla dengemi kaybettim ve yere düştüm.
“Ben o salakla isteyerek yakınlaşmadım!” dedi arabadan inip karşıma dikilirken. Eteğimin açılmadığına dua ederek ayağa kalktım ve omzumu çarparak ilerlemeye başladım. Tabi öküzümüz durur mu? Durmaz! Bileğimden yakaladı ve beni arabaya yapıştırdı. “Seni öptüğüm için kendini şanslı saymalısın” dedi tükürürcesine. Kolumdaki acıyla kafamı çevirdiğimde arabanın arka camının kırıldığını ve koluma battığını gördüm. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve acı dolu inlememi boğazıma gömdüm. Gözlerimi tekrar Edizin yüzüne çevirdim.“Ben senin her gün altına giren kızlardan değilim” dedim acı, öfke, sinir hepsi sanki bir anda gitmişti. Kırılmıştım. Kalbimde hissediyordum. “Bana öyle davranamazsın”
“Öyle olmaman bunu istemediğin anlamına gelmez” dedi pislikçe sırıtırken. Ne ara elimi kaldırıp tokat attım bilmiyorum ama Edizin yüzü sağa doğru döndü ve dişlerini sıkarak gözlerini kapadı. “Senden…” dedim ve sustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşık Oldun.
ChickLit“Adın ne?” dedi elindeki sigaranın dumanını yüzüme üflerken. “Eylül” dedim kısaca. Bu konuşmayı bitirmek ve burdan defolup gitmek istiyordum. “Eylül” diye tekrar etti beni. “Ve sende Edizsin” dedim elimle dumanı sağa sola dağıtmaya çalışırken. “Umu...