Cevherleride elde eden Jean'in aklında tek birşey kalmıştı Daisy... olanca hızıyla doğuya yol aldı cepheyi geçmeden önce kampa uğradı ustasıyla görüşmek için. Başından geçenleri anlattığında Sean o kadar çok şaşırdıki bir süre cevap veremedi en sonunda
"Onüç yıl oldu ama hala beni şaşırtabiliyorsun oğlum seninle gurur duydum."dedi
Sean farketmedi ama ona oğlum demişti çok garip hissetti kendini babasını kaybetmişti şimdi ise kan bağı olmasada onu oğlu gibi gören biri vardı zaten oda onu babası yerine koymuştu.
"Ben doğuya gidiyorum, görüşürüz baba."
Afallayıp kaldı bir süre yaşlı kolcu ona oğlum dediğini o zaman farketti Sean yıllarca onu oğlu yerine koydu ama içinde tuttuğu bu kelimeyi yanlışlıkla söyleyebilmişti onu tersleyeceğini düşünürdü hep ve araların açılmasını istemediği içinde bunu hep içinde tutmuştu ama Jean'de ona baba diyerek cevap verdi Sean' in kendine gelmesi zaman aldı zira çok şaşırmıştı kendini toplayınca sıkıca sarıldılar kan bağı olmayan baba ve oğul.
"Yolun açık olsun oğlum sen gelene kadar kampı taşımayacağız."
*****************
Atını o kadar hızlı sürüyorduki içindeki özlemle Daisy'yi bir dakika daha erken görmek için elinden gelen herşeyi yapıyordu doğru düzgün uyumamıştı bile günlerce tüm vaktini her an yolda olmak için harcıyordu yaklaştıkça içi heyecanla doluyordu katettiği her kilometre nabzına yansıyordu. Günler geçti artık o kadar yaklaşmıştıki kalbi göğüs kafesini kıracak kadar hızlandı, çok az kalmıştı varmak üzereydiki atın toynak sesleri arasından bir kız çığlığı duydu çok duymamıştı Daisy'nin sesini ama o bir gün boyunca adı gibi ezberlemişti sesinin tınısını.
Atını hemen o yöne sürdü gördüğü görüntü karşısında kan beynine sıçradı 3 tane haydut Daisy'yi yakalamıştı ikisi kollarını tutuyordu diğeri ise pantolonunu indirmek üzereydi. Jean'in gözlerinin akı kırmızıya döndü genç adam silahlarını kuşanmadı bile üzerlerine doğru koşunca adamlar onu farketti ancak kimsin sen diye bağıracak olacaklardıki Jean diplerinde belirdi inanılmaz hızlıydı Daisy'nin ellerini tutan ikisine yöneldi kendisine saldıran adamın üzerine doğru zıplayıp yumrukla bayılttı diğeri karşısındakinin başedilemeyecek biri olduğunu anlayınca kaçmaya yeltendi ama çok geçti genç kolcu daha o hareket edemeden boynunu kırdı, yerde baygın yatana döndü soluk borusunu tek eliyle pençeyle tutar gibi tutup olanca hiddetiyle çekti adamın boğazı parçalandı soluk borusu çıkarken. Son bir tane kalmıştı ona yöneldi adamın savurduğu yumruktan kaçındı eğilip adamı omzunda kaldırıp yere çarptı üzerine çıkıp kafatası paramparça olana kadar yumrukladı hiddeti sönecek gibi durmuyordu sadece vurup haykırıyordu o an arkadan ağlayan Daisy adını söyleyince bir anda normale döndü neler görmüştü bir kaç dakika içerisinde genç kız ayağa kalkıp ellerini sildi genç kıza doğru yürürken kızda ona koştu ve bir anda sarıldı tarifi olmayan bir duyguydu bu dünya yok olmuştu artık sadece o ve Daisy vardı başını boynuna yaslamış ve sımsıkı sarılmıştı Daisy, kızın saçlarını kokladı Jean sakin bir sesle "Geçti" dedi ve rahat bir nefes verdi o an onu gören herhangi biri canavar yerine koyardı onu ama Daisy ona sarılmıştı.
Kızın yüzünü çevirdi gözyaşlarını sildi "Ben yaşadıkça sana kimse zarar veremez" dedi. Daisy sakinleştikten sonra eve gittiler yoldayken olayı dedesine anlatmama kararı aldılar genç kız onu endişelendirmek istemiyordu, eve vardıklarında kapıyı yaşlı adam açtı Jean'i görünce yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu sırtına vurarak "Hoşgeldin evlat gözümüz yollardaydı" dedi.
Eve girer girmez Daisy yemek yapmaya koyuldu Clamor "Biraz işim kaldı genç adam çok sürmez gelince senin işi konuşuruz" dedi ve evin yanına eklenmiş olan atölyeye geçti.Jean Daisy'nin yanınana gidip "Yardım gerekli mi?"diye sordu.
"A, hayır ben hallediyorum sen dinlen"
"Olmaz öyle şey bende yardım edeceğim" dedi genç kolcu itiraz kabul etmeyen bir ses tonuyla, üzerindeki pelerin ve kapüşonu çıkardığı anda genç kız boynuna dikti gözlerini yavrusuna birşey olmuş bir annenin bebeğine bakışı gibi endişeli şekilde bakıyordu titrek bir sesle "Ne oldu?"dedi.
"Ah bu mu? Alev cevherini ele geçirirken oldu önemli birşey değil ama izi kaldı"
Genç kız her an ağlayabilecek gibi duruyordu "Sana dikkat et demedim mi? Ne bu hal?"
Genç kızın ellerini tutarak "Sakin ol daha kötülerinide yaşadım"dedi kızın yanakları pembeleşince "Hadi işe koyulalım" diyerek devam etti.
Daisy eliyle işaret ederek "Şurdan soğanları çıkar temizle ve doğra"
"Pekala"
Acemice soğanları doğrayan Jean bir süre sonra ağlamaya başladı göz yaşlarını bir süre saklayabildi ama çok sürmedi fark edilmesi. Daisy gözlerindeki yaşları silip muzip bir sesle "Benden çok ağladın kim derki bu adam orkların korkulu rüyası" diyerek ona takıldı.Jean ve Daisy göz göze bir süre baktılar Jean körkütük aşık olmuştu sadece bunun adını bilmiyordu yabanda ork avlamaktı onun işi sosyal hayatı yoktu kampı yani kabilesindekiler ailesiydi dolayısıyla birgün bir kıza ruhunu kaptıracağını düşünememişti ama nihayetinde bu oldu bütün benliğiyle seviyordu onu ona zarar vermek isteyecek herhangi biri hayatının hatasını yapardı.
İşlerini bitirdiklerinde sofrayı hazırladılar Clamor atölyeden gelince yemeklerini bitirip şömine başına geçtiler Jean ilk ele geçirdiği iki cevheri koydu ortaya ve konuşmaya başladılar. Başından geçenleri anlattı tabiki son aşamayı pas geçti.Anlattıkça Daisy' nin gözleri büyüyordu.
"Evlat biz demirciler bunları efsanelerden duyduk bir çoğumuzda bunlara inanmaz ama kadim kudret cevheri nerede?"
Jean keseden parlayan cevheri çıkardı ikiside büyülenmiş gibi baktılar ışıldayan cevhere.
"Hepsi tamam yarın başlıyalım mı?"
"Nasıl istersen evlat."
"Memnun olurum."
"Pekala sabah erkenden başlarız zaten bugün elimdeki işleri bitirdim."
"Bu arada öldürdüğüm orklardan başka şeylerde buldum biraz bekleyin" dedi ve ahırdan atın üzerinden bir torba alıp döndü yere bıraktığı anda içindekiler şıngırdadı.
"Bunlar benim işime yaramaz bu zamana kadar bulduklarımızı toplayıp askerlere teslim ederdik"
Koca bir altın torbasıydı Jean' in sosyal bir hayatı yoktu şehir yada taşra hayatı görmemişti dolayısıyla bıraktığı torbadaki altınlarla neler alınabileceği hakkında hiçbir fikri yoktu ama Clamor ve Daisy' nin kendilerine güzel bir ev alıp rahat bir yaşam sürmelerini sağlıyacak kadar altın vardı orada.
"Bunu kabul edemem genç adam kim bilir nasıl elde ettiler bunları o pis yaratıklar"
"Efendim kralın bunları halka dağıtmadığı aşikar bunları ben ele geçirdim ve sizlere veriyorum benim zaten işime yaramazlar."
İkiside çok mutlu oldu Daisy düşündü bu genç kolcu hayatına girdiğinden beri onu iki kez kurtarmıştı ve şimdide bunu yapıyordu hiçbirşey beklemeden ve ona öyle bir bakıyorduki gözlerinde su berraklığı vardı biri ona zarar vermeye çalışınca kurt kesiliyordu Jean'e aşık olduğu gibi onunda kendisine aşık olduğunu görebiliyordu.Herkes odasına çekildi Jean yatağa girecekken kıyafetinde birkaç tel simsiyah saç buldu Daisy'ye ait olduğu aşikardı onları dikkatlice sakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLCU
FantasyFANTASTİK içinde #54 Kırılan kemikler, çarpışan kılıçlar, savaş naraları ve can çekişen insanların seslerinden oluşan dehşetengiz bir ses furyasından bile duyulabiliyordu askerlerin ismini haykırdığını,insanları orklara karşı asırlar boyunca süre...