Gergin sessizliği bozan şey mancınıkların gergi halatlarının koparken çıkardığı kırbaç sesiydi. Bazı mancınıklar oval büyük kayalar bazıları ise toplu şekilde küçük kayalar fırlatıyordu bunlar havada dağılıp geniş bir alana dağılıyordu.
Sayıları eşitlemek için bu ugraşlar biraz fayda gösterirdi. Ama orklar bütün gün kayaların onları ezmesini beklemediler. Topyekün saldırdılar en ön sıralarında iri cinsler vardı bu yüzden komutan olanca sesiyle bağırdı "Mızraklılar önee!"
İnsan boyundan daha uzun mızraklar taşıyan askerler öne çıktılar. Gözlerindeki korku onları zayıf düşürüyordu ama yinede orkları uzak tutmak için ellerinden geleni yaptılar. Mızraklıların arkasından okçular atış yapıyordu ama hedefini bulan her ok işe yaramıyordu bu yaratıklar zırhlı ve iriydiler tek bir orkla devrilmeyecek kadar. Mızraklıların oluşturduğu saflar dağılmaya başladığında orklar içerlere kadar sızdılar. Artık kılıçlar konuşacaktı.
Nihayet artık carpışmada kolcularda savaşmaya başlamıştılar, etraflarındaki asker kalabalığını arkalarını sağlama almak için kullanarak olanca hünerleriyle orkları katlediyorlardı. Kolcuların marifetlerini sadece duymuş olan askerler onları izlerken gözleri büyüyordu. Tek bir kolcu bile çok fazla ork öldürebiliyordu. Heleki savaşın merkezine ilerleyen alışılmışın dışında bir renkte silahları olan genc kolcunun etrafındaki yaratıkları öldürmesi destanlara konu olabilecek cinstendi. Sıradaşı bir savaş sitili ve inanilmaz bir güç, çeviklik ve hıza sahipti. Düşmanlarını keserken hiç birşey gözünden kaçmıyordu bir yaratığın kafasını koparırken aynı anda diğer bir yaratığın hamlesinden kaçınıyor yada engelliyordu. Kolcuların ve Jean' in maharetlerini gören askerlerin savaş şevki canlanıyordu lakin karşıdaki düşmanın saflarında yer alan insanda hala umutlarını köreltiyordu.
İntikam ateşiyle hemtürlerini katlederken içinde nedenini bilmediği küçük bir vicdan azabı duyuyordu Pain. Kimisinin uzuvlarını kesip öylece bırakıyor kimisinin boyunlarını kesip direk öldürüyordu. Kesin olan birşey vardı ki oda bu askerlerin onun karşısında duramayacağıydı.
Diğer yanda Jean' in oluşturduğu ork yığınlarının çevresindeki askerler artık birbirleriyle konuşmaya başlamıştılar.
"Bu ve diger kolcular buradayken kazanabiliriz!"
"Onun adını bilen var mı?"
"Dün tanışmıştım onunla adı Jean"
Bunun üzerine onun adını haykırmaya başladılar, ilk başta birkaç kişi iken bunu yapan duyan herkes eşlik etmeye başladı. Kimin için bağırdıklarını anlamak için çok fazla düşünmeye gerek yoktu bu yüzden sadece eşlik ettiler.
Komutanın sesi tezahüratların arasından zor işitildi "Süvariler arkalarını kuşatın!"
Yaklaşık ikiyüz kadar zırhlı süvari dört nala koşarak orklara arka saflardan saldırdılar. Bu bölgede daha çok cılız orklar olduğu için ezip geçiyorlardı. Ama yaratıkların sayıları çok fazlaydı birkaç saf ezdikten sonra süvarilerin yarısı ölmüştü geri çekilmek zorunda kaldılar.
Pain insanların bir şey bağırdığını duydu, "Jean" diye haykırıyordular. Gözleri insan saflarının üzerinde gezinirken ork cesetleriyle dolmuş bir bölgede siyah giyimli zırh kuşanmamış bir adamın orkları bir çiftçinin ot biçtiği gibi kestiğini gördü. Muhtemelen Jean bu adamın ismiydi, onunla çarpışmak için heveslendi, hemen o bölgeye yöneldi. Peşinden altı tane savaşçı tipten ork geliyordu, adama yaklaştığında onunda genç olduğunu farketti kendisi şimdi yirmi yaşındaydı bu adam ondan çokta yaşlı gibi durmuyordu.
Jean etrafındaki son birkaç yaratağıda öldürdükten sonra sıradakine geçmek için etrafına bakındı. Karşısında aradığı adam ve daha önce görmediği türden birkaç tane ork duruyordu. Aradığını bulmuştu, üzerlerine doğru yürüdü herkes durmuş onları izliyordu. Pain hiç istifini bozmadı önden ilk önce savaşçı orklar saldırdı. Bu orkların iyi savaştığını duymuştu Jean ama tereddüt etmedi yeni silahlarıyla adeta ölüm meleğine boş bir saniye dahi bırakmayan bir savaşçıya dönüşmüştü. Yaratıklar temkinli saldırdı ama bu ölmelerine engel olamadı Jean çok farklı savaşıyordu ilk karşılaştığının başına hamle yapıp hançeriyle bacaklarını kesti. Daha sonra ellerinde çift kılıç taşıyan iki tanesi art arda darbeler savurdular, Jean hamleleri engellerken bir anda dönerek arkalarına geçti dönüş esnasında hançeriyle birinin boynunu keserken aynı andada kılıcını savurup diğerinin kolunu kopardı acıyla haykıran yaratığı boğazına kılıcını saplayarak susturdu. Arkasını döndüğü anda diğer bir tanesinin üzerine zıpladığını gördü, yaratık üzerine dogru zıplarken Jean' de yere yatıp kaydı bu esnada üzerinden geçen orkun gövdesini kılıcıyla yardı. Tam durduğu yerde diğer yaratığın ayağını kesti yere düştükten sonrada başını vücudundan ayırdı. Sonuncusunun ise üzerine doğru hançerini fırlattı, boynuna hançer saplanan yaratık yere düşerken Jean'de yerde yuvarlanarak üzerinden hancerini aldı ve doğruldu. Şimdi Pain ile karşı karşıyaydı.
Orklar dahi durmuştu bu ikili karşı karşıya geldiğinde herkes olacakları merak ediyordu. Birbirlerini süzdü varolduklarından bir haber olan kardeşler. Aynı anda aynı hamleyi yaptılar kılıçları çarpıştığında çıkan kıvılcımlar hamlelerinin mükemmelliğinin belirtisiydi. İkiside kılıç ve hançer kullanıyordu birbirlerine saldırdılar hızlarından dolayı bazı hamleleri çok zor görülüyordu. Birbirlerine sayısız hamle yaptılar ama ikiside tek bir çizik almadı. Bir boşlukta Jean hançeriyle ona derin bir kesik açacak bir hamle yapabilmişti ancak çizik dahi oluşmadı şaşırsada dikkatini dağıtmadı ve yeni bir hamle yaptı. Kılıçları birbirine yaslandığında ikiside itiştiler kuvvetleri denkti, bu noktada göz göze geldiler. Jean bu genç adamın gözlerine baktığında bir an çocukluğuna döndü çünkü annesininkilerle aynı tonda olan bir ela rengiydi. Aklından mümkün olmayan bir düşünce geçti korkunç vede müthiş bir ihtimal. Bu yüzden dikkati dağıldı, odağını kaybetmesinin bedeli omzundaki derin kesik oldu. Jean'de aynı esnada bir darbe yapabilirdi ama bunun yerine aklındaki düşünceyi ispatlayabileceği birşey yaptı. Pain' in boynundaki pelerinin bağını kesti, doğum lekesini gördüğünde gözleri ruh görmüş gibi açıldı. Kardeşi yaşıyordu ama düşman saflarındaydı. Onu ele geçirmeliydi bu yüzde silahlarını bıraktı bir şekilde onu bayıltması gerekti. Jean' in silahlarını bıraktığını gören Pain aynı şekilde cevap verdi. İki kardeş boğuşmaya başladılar kuvvetleri neredeyse denkti. Jean zarar vermekten kaçınıyordu kardeşine bunun bedelide vücudunda oluşan morluklardı kardeşi vahşice vuruyordu ona. Aldığı onca darbeden sonra Pain'in yumruğunu yakalayıp kolunu büktü aşağı eğip ensesine çok sert bir dirsek darbesi vurdu. Pain bayılmıştı ama kendiside bitap düşmüştü. Pain' in yenildiğini gören orkların bir kısmı saldırdı ama çoğu kaçtı. Kardeşinin ellerini ve ayaklarını bağlamakla uğraşırken çok savunmasızdı ve orklar üzerine doğru geliyordu. Bunu gören Sean ve diğer kolcular etrafını sardı bu sırada onu korumak için ve kalan az sayıda yaratığı öldürmek için işe koyuldular. Kayıp kardeşini bulan Jean'in aklında onlarca soru oluştu.
-Nasıl bu hale gelmişti?
-İnsanlara karşı nasıl savaşırdı?
Bunlar en önemli sorulardı. Bir başka şey ise hançeri onu neden kesmedi. Hepsinin cevabını ögrenmesi için uyanmasını beklemek zorundaydı. Herşey bittiğinde onu kendi çadırına taşıdı ve başında beklemeye başladı. İçinde buruk bir sevinçle. Yıllardır öldü sandığı küçük şirin kardeşi büyüyüp onlarca belki yüzlerce insani katletmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLCU
FantastikFANTASTİK içinde #54 Kırılan kemikler, çarpışan kılıçlar, savaş naraları ve can çekişen insanların seslerinden oluşan dehşetengiz bir ses furyasından bile duyulabiliyordu askerlerin ismini haykırdığını,insanları orklara karşı asırlar boyunca süre...