Ağaç eve yürüdüğüm sırada bora rüzgar ve aseli gördüm asel "hayal gelsene dolaşıyoruz birlikte" dedi asel okuldaki en başarılı kız olmasının yanı sıra çokta iyiliksever saf bir kızdı "olur ama çok kalamayabilirim" dedim bir yandan yürürken bora "sen çınardan ayrıldın mı" diye bir soru sorunca kafamı salladım bora ve asel "biz kaçıyoruz siz dolaşın" dedi rüzgar bana baktığında bende ona baktım ve yürümeye devam ettik rüzgar "hayal" dediğinde dikkatimi ona verdim rüzgar "neyse boşver" dedi söyleyeceği şeyi merak ettiğimden "rüzgar söyle bak ben böyle şeyleri çok merak ediyorum" dedim rüzgar bana dikkatlice bakınca utanıp "bana öyle bakma" dedim rüzgar benim batudan önce aşık olduğum çocuktu ve bana batudan çok değer verdiği kesindi rüzgar tekrardan "hayal ben senden çok hoşlanıyorum" dediğinde gözlerimi ondan kaçırdım "bak rüzgar ben batudan hoşlanıyorum" dedim ve ağaç eve doğru yürüdüm ağaç evin önünde durup bana bakan buket "hey sen hani ağaç eve gidecektin" dediğinde yürümeye devam ettim ağaç eve çıktığımda bukete olanları anlattım buket hiç şaşırmamış şekilde beni dinledi ve tüm geceyi ayakta geçirdik
Sabah kahvaltısından sonra elime günlüğümü alıp göl kenarına gittim
Şu anda geldiğimiz kamptaki göl kenarındayım dün çınarla oynadığımız bu oyunu sonlandırdık canselin çınardan hoşlandığını öğrendim hala kimse çınarın benim aslında kuzenim olduğunu bilmiyor batuyu en son dün gece gördüm, canselle ayrıldıklarında . batu hiçbirşeyi farkında değildi belki ama etrafında ondan hoşlanan çok kız vardı ve buna bende dahildim her gülümseyişini fotoğraflamak istiyordum aklıma kazıyordum bazı anları....
Yazımın bölünme sebebi batunun günlüğü elimden çekmesiydi "batu onu bana ver" dediğimde hala gülüyordu batu günlüğü okusaydı her şeyi öğrenirdi değil mi? Beklide böylesi daha iyi olurdu " batu senden bir şey isteyeceğim" dediğimde söylememi istedi "o günlüğü oku hatta sende kalsın" dedim ve oturmaya devam ettim batu hızla ayağa kalktı ve yürüdü bir kaç dakika sonra tekrar yanma geldiğinde elinde siyah kaplı bir defter vardı bana uzattığında ona baktım "bu ne?"
"buda benim günlüğüm "
"sen günlük tutmazsın"
"okumadan bilemezsin"
dedikten sonra gitti. defterin ilk sayfasını açıp okumaya başladım bir kaç sayfa daha okuduktan sonra başımın ağrısıyla ayağa kalkıp ağaç eve gittim biraz uyuduktan sonra kalkıp bir şeyler atıştırdım telefonuma baktığımda bir mesaj vardı
gönderen: batu
okudum :)
batunun günlüğünü elime tekrar aldıktan sonra merakla okumaya başladım günlüğünde çok şaşırtıcı şeyler vardı cansel ile aile zoruyla tanışmışlardı batu benden hoşlanıyordu fakat belli edemiyordu.HEY ben daha demin ne dedim
BATU BENDEN HOŞLANIYOR
BENDEN?
Telefonuma tekrar baktığımda batudan mesaj vardı
gönderen: batu
çınarla kuzen misiniz?
sorunusuna evet cevabını yazdıktan hemen sonra bir mesaj daha yazdı
gönderen: batu
benden hoşlanıyorsun
hey bütün günlüğü bu kadar kısa sürede nasıl bitirmişti
gönderilen: batu
sende benden
günlüğünü okumaya devam ettim nihayet günlük bittiğinde ağaç ev havalansın diye camlarını açtım camın önünde durmuş günlüğümü okuyan batuyu gördüğümde gülümseyip telefonumu aldım batunun günlüğümü okurken ki fotoğrafını ona yolladım batu mesajı gördükten hemen sonra bana baktı gülümseyip camı kapattığında ne yaptığını anlamaya çalıştım
akşam yine herkesin toplandığı sırada batunun günlüğünü alıp aşağı indim batunun yanına oturup günlüğü ona uzattım bana hiç bakmadan günlüğü aldığında "sorun ne?" diye bir soru yönelttim batu bana bakmadan cevap verdi "bak hayal senden hoşlanıyor olabilirim ama bu sana zarar vermeyeceğim anlamına gelmez zaten o kaza günüde her şey benim yüzümden başına geldi " dedi ve yanımdan kalktı hemen ardından bende ayağa kalktım ve bileğinden tutup gitmesini engelledim "sen çok bencilsin batu çok kötüsün sen çok..." sustum bana dikkatle bakarken "kime ne anlatıyorum ben "dedim ve göl kenarına geri döndüm buket "hey ne oluyor yine" dediğinde "ben gidiyorum" dedim buket anlamsızca bana bakmayı sürdürünce ağaç eve doğru hızlı adımlarla ilerledim bavulumu alıp çıkış yoluna doğru ilerledim çalan telefonuma aldırmadan bir taksiye binip eve doğru ilerledim eve yaklaştığımda çantamdan anahtarımı aldım nihayet vardığımızda parayı adama uzatıp dışarı çıktım kapıyı açtım ve holde yürürken sese odaklandım "hayır dedim hayalin bundan haberi bile olmayacak!"neyden haberim olmayacaktı neyi bilmemem gerekiyordu yada kimi? "hayal seni hiç affetmeyecek" babamı affetmem mi gerekiyordu "hayal nasıl kızımsa o da oğlum" kalbim adeta parçalanıyordu içim acıyordu başımdan aşağı kaynar sular dökülürken salona ilerledim benim bir erkek kardeşim mi vardı"hiçbirinizi affetmeyeceğim" diye bağırdım babam bana şaşkın ifadeyle bakarken tekrar araladım dudaklarımı "adresini yaz" dedim babamın şaşkınlığı artarken sesimi daha da çok yükselttim "yaz dedim" babam eline geçirdiği bir kağıda bir adres yazdıktan sonra bana uzattı kağıdı aldıktan sonra odama çıkıp bütün kıyafetlerimi boş bir bavula hızla yerleştirdim daha sonra bavulu elime alıp boş bir taksiye bindim elimdeki adrese baktım "en yakın hava alanına"dedim gözlerim dolmuştu belki kalbim parçalanmıştı,belki hiçbirşeye inancım kalmamıştı...