sabahın köründe kalkmış arkadaşlarıma "ya ne bağırıyosunuz sessiz konuşun hatta gidin başka odada konuşun" sonra buket "kuzum mal mısın saat 11 oldu" deyince zaten uykum kaçmıştı herkes elbiselerini ütülemiş iğrenç kokan ojelerini sürüyorlardı "ya cam açın cam iğrenç kokuyor" dedim kızlar hep bir ağızdan "kalk da kendin aç" diye bağırınca kalktım camı açtım daha sonra banyoya gidip yüzümü yıkadım saçlarımı taradım kızlar "hayal biz kahvaltıya iniyoruz "dediler ardından dolabımdan kot şortumu ve çizgili t-shirtimi giydim ve kahvaltıya indim annem " iyi ki doğdun kızım" deyip sarıldı babam ve kızlarda aynı şeyi tekrarladıktan sonra yemeğe oturduk kahvaltı yaptıktan sonra evin salonunda sadece uzun bir masa ve babamların oturması için L siyah bir koltuk bıraktık öğle yemeğini yedikten sonra kızlarla birlikte kuaföre gittik kızlar saçlarına fön çektirirken ben ise kırık fön çektirmiştim daha sonra sade makyajlar yaptırmıştık eve gittiğimizde saat altı olmuştu babamın arkadaşlarından sadece 4 kişi erken gelmişti benim arkadaşlarımdan ise 6 kişi gelmişti gelen misafirlerle selamlaştıktan sonra arkadaşlarımın yanına döndüm tuğçe "hayal batuhan gelecek mi?" diye sorunca "bilmiyorum ama haberi var bir kutlama yapılacağından" dedim daha sonra kuzenlerimin olduğu tarafa geçtim çınarın geldiğini görünce ona sarıldım "iyiki doğdun prenses" deyince gülümsedim ve "teşekkür ederim çınar" dedim kapı zili tekrar çalınca bu sefer kapıyı ben açtım gördüklerim karşısında şaşkına dönerken batuhanın yanındaki kıza baktım batuhan "iyiki doğdun hayal" dediğinde şaşkınlığımdan ağzımdan 'tişikkir idirim' tarzında bir şey çıktı daha sonra gözlerim tekrar kıza çevrildiğinde batuhanlar içeri giriyordu çınar yanıma gelip kulağıma "bu çocuk hastanede başın ayrılmıyordu uyandığında eli tutmuştu falan şimdi ne oldu ben anlamadım" dedi kızların olduğu yere doğru gittim olanları anlattıktan sonra mutfağa gittim annem garsonlara pastayı hazırlamalarını söylüyordu, annem "kız batunun yanındaki o kız kim?" diye sorunca "sevgilisiymiş sanırım" dedim ve mutfaktan çıktım ve salona doğru ilerledim çınar beni dansa kaldırınca bir an duraksadım "bana ayak uydur" dediğinde dediğini yapıp ona ayak uydurdum dans ettikten sonra batuhanların yanına gittik kız beni baştan aşağı süzerken saçlarımı geriye doğru attım batuhan "arkadaşın adı ne" diye sorduğunda "hemen tanıştırayım çınar batu,batu çınar,çınar erkek arkadaşım batu, batu da okuldan arkadaşım çınar" çınar kısa süreli bir gülümseme yerleştirdi bana bakıp tekrar gülümsediğinde gülümsedim batuhan bana bakarken çınar "bence gidelim artık hem sana süprizim var" dediğinde batu fena halde bozulmuştu daha sonra mutfağa gittiğimde çınara sarılıp "yaa sen birtanesin çınar ya iyi ki senin gibi bir kuzenim var " dedim çınar ne zaman ağlasam ne zaman üzülsem yanımda olmuştu .çınar, "sen salona geç ben geliyorum" dedi salona doğru ilerledim kızların yanına gittim kızlara "batuhan çınarı erkek arkadaşım sanıyor"dedim kızlar gülerken "bizde burada ne oluyor diyoruz" dedi tuğçe ışıklar kapandığında elinde pasta ile salona gelen çınarı gördüm önümde durduğunda şeker hamurundan yapılmış pastaya baktım çınar "bir dilek tut hatta şey de inşallah çınar kendine sevgili bulur de" diye fısıldadığında gülmeye başladık dileğimi tutup mumları üflediğimde kızlar artık hediyeleri açmamı söylediler hediyelerin biriktiği yere doğru ilerledim sandalyeye oturdum ve hediyelerden birini elime aldım bütün gözler üzerimdeyken üzerindeki ismi okudum "tuğçe" paketin içindeki hediyeye baktım gümüş kalemin üstünde HAYAL SARSILMAZ yazıyordu tuğçeye sarıldıktan sonra buketin hediyesine baktım gucci marka bir çanta ezginin hediyesini elime aldığımda aklımdan geçen şey olduğunu biliyordum fotoğraf makinesi herkesin hediyesini açtıktan sonra herkese sarıldım. saat 11'i gösterdiğinde herkes gitmiş bir tek kızlar kalmıştı birlikte odama çıktık buket elbisenin içinde daraldığını söyleyip üstünü değiştirmye gittiğinde herkes telefonuna dalmıştı buket üzerinde pembe sabahlık ayağında terlik ve göz bandıyla banyodan çıktığında bir anda gülmeye başladık "buketcim şortlu takımın çok güzel fakat " sabahlığa terliğe ve uyku bandına gerek varmıydı" dediğimde kafasını salladı tuğçe "ya benim canım sıkılıyo evde oturmaktan" diyice hep bir ağızdan kahkaha attık ezgi "hayatım iyide sen evde otumuyorsun ki sen hep dışarıdasın" dedi tuğçe "yahu ben öyle mi diyorum hani böyle bi tatil olur kaçamak olur" dedi buket ise "kızlar bence kampa gidelim" dediğinde bu fikir aklıma oldukça yatmıştı "bence harika bir fikir" dedim kızlarda buketin fikrine katılınca ezgi "ben bir grup kuruyorum oradan da kampa gideceğimizi falan söyleyeyim" dedi bir kaç dakika sonra tuğçe "kimleri ekledin" deyince ezgi eklediği isimleri söylemeye başladı "çınar,batu,sen,hayal,buket,kaan,burak,orçun,rüzgar,mine,melis,arya,aras" dedi hep bir ağızdan "arya!" diye bağırdığımızda ezgi "sırf onu gıcık etmek için kampa çağırıyorum,kantinde üzerime kasıtlı olarak döktüğü kahveyi unutmadım!" dediğinde intikam gülüşünü savurdu birkaç dakika sonra "ııııı herkes geliyor ama aras belli değil batu da görmedi mesajı" dedi tuğçe "aslında ne kadar kalabalık olursak o kadar iyi" dedi buket "uykunuz gelmedi mi yahu" dediğinde ayağa kalktık ve yataklarımızı açtık ezgi ve buket misafir odasında tuğçeyle ben ise benim odamda yatacaktık yataklara uzandığımızda bugünü düşünmeye başladım batu yanında o kızla içeri girdiği anları onunla güldüğü anları hatırlayınca dişlerimi sıktım gözümden bir damla yaş akarken derin bir nefes aldım odanın kapısı pat diye açıldığında yataktan bir anda fırladım tuğçe ayağındaki terliği ezgiye fırlattı ve "gerizekalı uyuyorum burda" dedi ezgi bir anda " hayal batu geliyormuş ama dedi ki arkadaş grubumu da getirebilir miyim?" tuğçe bana baktığında tekrar ezgiye bakıp ona ölümcül bakışlar attı tuğçe "gelsin söyle görelim bi tanıyalım düşmanımızı ne demişler 'dostunu yakın tut düşmanını daha yakın' " dedi