2 AY SONRA
BATUHAN'DAN
önümde öylece uzanan hayale baktım daha sonra "kim istemezki böyle aşk ve güven kokulu bir vücuda sarılmayı?" diye fısıldadım daha sonra alnından öptüm sonra bir sevinç doldu içime hemşirenin yanına doğru gittim koşarak "hayal, hayal ellerini oynattı" dedim bir anda hemşire koşar adımlarla odaya doğru yürüdü tekrar tekrar muayene etti hayali "bakın yaptığı şey reflekste olabilir bilinci yavaş yavaş açılıyor da olabilir bunu ilerleyen saatlerde göreceğiz" en azından bir umudun olması güzeldi yatağın hemen yanındaki sandalyeye oturdum ve "sen uyanana kadar buradayım" diye fısıldadım ......
"batu-h-an" ismimin telafuz edilmesiyle uykumdan uyandım sesin geldiği yöne baktım "hayal" diye bağırdım içime öyle bir sevinç dolmuştu ki elini tuttum hemşireler gelene kadar bir an olsun ayrılmadım yanından daha sonra annesi arkadaşları birlikte girdiler odaya
***************************************************
uyandığımda yanımdaki kişinin batu olduğunu farkına vardığım sıra seslenmeye çalıştım sesim çıkmıyordu doğrulmayı denediğim sırada bacağımdaki sızıyı fark ettim kolumdaki çizikleri ve kafamdaki acıyı tekrar seslenmeyi denedim tam o sırada batuhan uyandı bana baktı hızla ayağa kalktı ve hemşireleri çağırdı hemşireler beni muayene ederken elimi tuttu yaptığı davranış beni mutlu ederken gülümsedim daha sonra annem ve arkadaşlarım odaya girdi o anda elini çekti sonra birbirimize baktık ve gülümsedik sonra doktorumun da anlattığı şekilde 2 ay boyunca komada kaldığımı öğrendim yaklaşık iki hafta gözetim altındaydım sonra ise hastaneden çıkışım yapıldı batuyu son gördüğümden beri hiç görmemiştim hastaneden eve geldikten sonra kapı çaldı ve açan annem "Hayalciğim bir misafirin var" dediğinde arkama baktım gelenin batuhan olduğunu gördüğümde kumandayı elime alıp televizyonu kapattım karşımdaki koltuğa otururken gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmadı "iyisin değil mi" diye sorduğunda kafamı salladım o sırada kafasındaki yarık kollarındaki çizikler ve işaret parmağındaki alçı dikkatimi çekti "sen iyi misin peki" dedim gülümserken "iyiyim"dedi ve gülümsedi kapı tekrar çalınca annem tekrar kapıya baktı ve bu sefer kapının arkasındaki kişi her kimse ona bir şeyler fısıldıyordu "ama anneciğim biz hayale geçmiş olsuna gelmiştik" diyen evrimi duyduğumda anneme "evrim bu eve girmeyecek " dedim "ben girebilir miyim peki?"abimin sesini işittiğimde sorusunu cevapsız bıraktım evrim içeriye pat diye girince ayağa kalkmaya çalıştım "abim isterse kalabilir ama evrim gidecek" dedim evrim karşımdaki berjere oturduğunda batuhana baktım ve "batuhan odama çıkmamda yardımcı olur musun?" dedim batuhan yerinden kalktı ve kalkmama yardım etti elimi omuzuna doğru koyduktan sonra belimi kavradı ve yürümeme yardımcı oldu merdivenlerden çıkarken ayağımın ağrıdığını söylediğimde "3 basamak kaldı hayal biraz daha sabret" dedi son üç basamağı da atlattıktan sonra odama girdim ve yatağıma oturdum batuhana bakıp "aşağıda olanlar için üzgünüm" dedikten sonra olanları anlattım "sorun değil hayal" dedi ve yanıma oturdu "yanımdan bir an olsun ayrılmamışsın annem söyledi" dedim gülümsedi ve ardından "hayal benim gitmem gerek ama bir şeye ihtiyacın olursa hemen beni ara" dedi kafamı salladım "istersen aşağı inmene yardımcı olabilirim" dedi "burda kalsam iyi olacak" dedim batuyu yolcu ettikten sonra yatağıma uzandım ve anneme mesaj attım
gönderilen: Anneciğim <3
evrim ve abim gitti mi?
mesajı yolladıktan sonra kitabımı elime aldım ve okumaya başladım daha sonra telefonumun ışığı yandığında gelen mesaja baktım annem aşağıya inmemi söylüyordu ve abimin gitmediğini kaşağı inerken batuya mesaj yolladım
gönderilen: Batuhan
biraz sonra evde kıyamet kopacak beni sahile götürür müsün?
aşağıya indim anneme "ben gidiyorum anneciğim" dedim annem "nereye hayal" dedi o sırada kapı çaldı "batuyla birlikte sahile gideceğim" dedim ve dışarı çıkıp kapıyı kapattım "lütfen uzaklaşalım " dedim batuhan kapımı açıp "buyurun prenses" deyince gülmeye başladım "daha çok kül kedisi diyelim" dedim araba bindim batuhanın parmağındaki alçıyı göremeyince "parmağın iyileşti mi?" diye sordum "iyi" dedi "iki aydır alçıda mıydı?"diye sordum "kemiklerim paramparça olduğu için sürekli alçıda kalması gerekti" dedi sahilde durduğumuzda bir banka oturduk "baban geldi mi?" diye sordu "hayır geleceğini de düşünmüyorum zaten" dedim "ben öyle sanmıyorum babam ve annemi konuşurken duymuştum"mesaj sesi gelince ekrana baktım mesaj annemdendi
gönderen:Anneciğim
baban geldi seni bekliyoruz :*
mesaj ekranını batuya gösterdiğimde gülümsedi tam o sırada tekrar mesaj sesi geldiğinde batu çoktan mesajı görmüştü ve gülüyordu mesajın kimden geldiğine baktım OH,MY GOOD gelen mesaj kızların grubuna aitti mesajda yazan ise
ooo hayal hanımcığımız batu beyciğiyle geziyolarmış <3 <3
tuğçeyi gördüğüm yerde boğacaktım ama şu an sakin olmalıydım "bence artık gidelim hem babamda gelmiş aynen aynen hadi gidelim" dediğimde batu "utanmaya devam edeceksen seni götürmeyi düşünmüyorum" dediğinde tekrar ona baktım banka iyice yayılmıştı "tamam hadi gidelim" ayağa kalktıktan sonra arabaya doğru yürüdük arabaya bindiğimde kafamı cama yasladım eve vardığımızda batuhana teşekkür ettim o da "teşekkür etmene gerek yok hayal" dedi eriyordum sanırım içten içe sanki telefonumun çaldığını duyunca çantamdan telefonumu çıkartıp tuğçenin aramasını cevapladım "he tuğçe " "he değil efendim de yarın senin doğum günün o yüzden yarın harıka bir davet düzenliyoruz" fikir güzeldi aslında"oha kızım ne daveti alt tarafı yaş günüm"davet beni kasardı smokinli insanlar süslenmiş kadınlar falan düşününce bile sinirlerim bozuluyordu "ama balım 18. yaş günün çok güzel olmalı ihtişamlı olmalı göz kamaştırmalı üstelik hem doğum günün hem de babanın istanbula gelişini kutlayacaklarmış annenler ile öyle konuştuk" dediğinde resmen kriz geçirecektim"tuğçe istersen gemide kutlaya-" derken aramayı sonlandırmıştı daha doğrusu suratıma pat diye kapatmıştı kapıyı açıp içeri girdim annem ve babamın tartıştığını duyduğumda hiç onlara bakmadan odama çıktım dolabımı açtım ve ne giyebileceğimi düşünmeye başladım o sırada odamın kapısı çaldı ve içeri kızlar girdi "sizin burda ne işiniz var"tuğçe ezgi ve buket gelmişti ama neden "yarın doğum günün ya ondan" dedi buket ezgi elindeki elbise kılfının fermuarını açtı ve içindeki toz pembe rengindeki elbiseyi üzerime tuttu "s beden giyiyordun değil mi?" dedi olumlu anlamda kafamı salladım daha sonra tuğçenin çantasından çıkardığı ayakkabıya baktım bağcık detaylı desenli beyaz bir topuklu ayakkabıydı tuğçe ayakkabıları yere bırakıp bana giysene kızım bakışları atarken ayakkabıyı giydim ezgi elime elbiseyi verince banyoda üstümü değiştirdim aynada kendime baktım elbise çok güzeldi buket "hadi hayal seni bekliyoruz" dediğinde banyodan çıktım buket elime takıları tutuşturduğunda aynanın karşısına geçip pudra pembesi küpeleri taktım çok güzellerdi