Sabah mert beni evden aldı ve birlikte kahvaltı yaptık sonra ise birlikte atölyeye doğru yol aldık "çok heyecanlıyım" dedim mert bana baktı ve "sesin zaten güzel dert etme" dedi ne olursa olsun stres yapıyor ve sesimin kötü olduğunu düşünüyordum sonunda atölyeye vardığımızda arabadan indik mert arabanın anahtarını valeye verirken telefonumu çıkardım ve mesaj geldi mi diye baktım mert "hadi gidelim" dediğinde peşinden gittim oldukça büyük binanın içinde önce sağa sonra sola doğru ilerledik daha sonra büyük siyah kapıdan içeri girdik oda iki ayrılmıştı hani şu filmlerde gördüğümüz yer işte çantamı masanın üstüne bırakırken mert bazı tuşlara bastı ve diğer kapıdan içeri girdim koltuğa oturdum condenser mikrofonu önüme doğru çektim ve boyunu alçalttım ve mert'in işaretiyle şarkıya başladım mert kulaklığı takarken onu izledim
Take away your things and go
You can't take back what you said, I know
I've heard it all before, at least a million times
I'm not one to forget, you knowI don't believe, I don't believe it
You left in peace, left me in pieces
Too hard to breathe
I'm on my knees right nowşarkıyı içimden geldiği gibi söyledim şarkının sonunu söylerken mert gülümsedi şarkıyı sonlandırdıktan sonra mertin yanına doğru ilerledim o ise elindeki cd ile koşar adımlarla koridorun sonundaki odaya girdi içerideki beyaz elbiseli kadına birşeyler anlattı ve cdyi uzattı kadın cdyi bilgisayara taktıktan sonra mert le aralarında fısıldaştılar daha sonra kadın bana elindeki kağıdı uzattı "tatlım sesin çok güzel senden ricam bu şarkıyı da söylemen" dedi elimdeki şarkı bir öncekine göre daha kalın sesle söylenen bir şarkıydı "adele-set fire to the rain" dedim kadın evet anlamında kafasını salladığında "hayır. yani yapabileceğimi sanmıyorum" dedim mert bana anlamamışcasına bakarken arkamı döndüm ve hızla dışarı çıktım bu hayat bana göre değildi, çok tempo iyi değildi, sürekli çalışmak iyi değildi. para iyi değildi. önümden geçen taksiyi durdurdum ve eve gittim kapının önünde durduğumda batunun bağırışlarını duydum bir anlık endişeyle evlerine koştum sesi bahçeden geliyordu ilerledim batunun sesi kulaklarımı doldurduğunda daha da hızlandım "sizden nefret ediyorum" dedi daha da yaklaştım batu bana baktı hızla yanıma geldi ve elimi tuttu ve beni arabaya sürükledi arabayı o kadar hızlı kullanıyordu ki önüme bakamıyordum "batu dur" diye bağırdığımda yanağımdan bir damla yaş süzüldü batu anında frene bastı ve direksiyona sertçe vurdu "lanet olsun hayal bak çok özür dilerim" dışarı çıktım nefes almam gerekiyordu gözlerimi yumdum tekrar açtım ve bir bedene çarptım batu olduğunu anladığımda göğüsüne vurdum bir kaç kez. bağırdım ve sonunda sarıldım birlikte yürümeye başladığımızda batu defalarca özür dilemişti ve daha sonrada anlatmaya başladı "bugün olanlar annem ve babam" durdu "bana anlatabilirsin" dedim "babam kendimi bildim bileli ne yaparsam yapayım daha iyisini bekledi benden hep daha iyisini ve hayatım sırf bu yüzden mahvoldu" duraksadı ve devam etti "annem hep arkamda durur ve yaptıklarımla gurur duyardı babam ise umursamazdı yaptığım hiçbir başarıyı tebrik etmezdi" zaten çoğunu biliyordum"ve babam kendini beğenmiş o iğrenç adam anneme o saf kadına şiddet uygulardı ezerdi artık yaşadıları yaşaması lazım" dedi çok yanlış düşünüyordu yaşattıklarını ona kendisi ödetemezdi her şeyin bir zamanı vardı ve o zaman eldiğinde herkes cezasını çekecekti , babası akolikti annesi ve babası aynı evde yaşıyor olmasına rağmen neredeyse hiç konuşmazlardı başım dönünce tekrar durdum kendime gelince yürümeye devam ettim son zamanlarda başım çokça dönüyordu ve bundan doktoruma bahsetmem gerekiyordu çünkü kullandığım ilaçların yan etkisi baş dönmesi, baş ağrıması gibi şeylerdi dönüşte batu arabayı yavaş yavaş sürmüştü