Bölüm 18

40 6 0
                                    

       ve bolu günü gelmişti biz kızlar Tuğçelerde erkeklerde mertlerde kalmıştı  saat 7'de kapıda olmak şartıyla anlaşmıştık arasın babası bize siyah bir minivan ayarlamıştı anladığım kadarıyla arabayı batu sürecekti sabah 6 da uyandık ve üstümüzü değiştirdik daha sonra bavullarımızı kapının önüne çıkartıp dışarı çıktık minivanın içine bavulklarımızı yerleştirdikten sonra erkekleri bekledik onlarda kısa süre sonra geldi ve bavullarını yerleştirdi batu sürücü koltuğuna mert de yanına oturdu bende kızların arasına bir yere oturdum spor ayakkabılarım triko bol pantolonum ve toz pembe swaetimle diğerlerinden çok farklıydım kalan herkes kot pantolon,kazak ve kar botu giymişti aras "ben açım ya" dediğinde istemsiz olarak "biz tok muyuz?" diye bağırdım aras  ağzının fermuarını çeker gibi yapınca güldüm  tuğçe kol çantasından çıkardığı bir keki arasa fırlatınca aras "kekle doyulmazda" dedi buket "ütüde yumurta mı pişirelim" dediğinde herkes gülmeye başladı  ezgi "kim kiminle kalacak otelde" dediğinde batu "benimle hayal kalacak o kesin gerisini halledersiniz" dediğinde kızarmama hakim olamadım konuyu geçiştirmek için "ya kahvaltı yapılacak bir yerde dursak ya" dedim aras ayaklanıp "hay ağzını öp.." derken batu araya girip "hop hop" dedi aras kıkırdarken batu kaşlarını çattı  yaklaşık 15 dakika sonra bir yerde durduğumuzda kahvaltı yapıp arabaya geri döndük mert "of ne kadar kaldı kusacağım şimdi" dediğinde ipek "ay benimde midem bulandı" dedi söylediklerini duymazdan geldim arkamı döndüğümde arasın ve kaanın uyuyakaldığını gördüm burakta telefonuyla ilgileniyordu "ne o aryayla mı mesajlaşıyorsun?" dedim burak inleyerek kafasını geriye attı " valla sıktınız sizde" derken sinirlendiğini anladım amacım onu sıkmak ve sinirlendirmek değildi önüme dönüp kafamı cama yasladım sabah erken kalktığımızdan bir hayli uykum vardı kulaklığımı takıp kendimi uykuya bıraktım

         konuşan ve gülen insan sesleri arasında gözlerimi açtım koltuktan kalkarken ezgi "hadi geldik" dedi spor ayakkabılarımı çıkartıp kar botlarımı ayağıma geçirdim ve arabadan indim batu bavulum elinde yanıma gelirken  "ne koydun buna ya" dedi diğer eline baktığımda orta boy  bir seyahat çantası vardı "asıl sen ne koydun buna" dedim birlikte otele doğru yürürken ipek "of ya yürüyemiyorum" dedi kaan onu kucağına alırken "ay yettiniz sizde" diye carladım ipek kıkırdarken kaan "kıskanmayın" dedi  ezgi araya girip "kaan şu otelin en üst katını görüyor musun?" dedi sakince kaan "hıhı" dedikten sonra "seni ordan sallandırırım" diye bağırdı kaana park alanı ile otelin arasında olan mesafe sonlandığında resepsiyona doğru ilerledik tuğçe bana dönüp "senin batuyla kalmaktan başka çaren yok" dediğinde batu "çaresi yok değil ben öyle istiyorum" dediğinde kaan ipeğe "biz niye aynı odada kalmıyoruz aşk böceğim" dediğinde önce kahkahamı püskürttüm sonrada "ağla" dedim batu elinde oda kartıyla "hadi odamıza gidelim aşk böceğim" dedi ve kaan hariç herkes kahkahalara boğuldu daha sonra  batuyla  beraber odamıza doğru ilerledik odaya yerleştikten sonra batu "ben acıktım yemeğe inelim mi?" dediğinde  dolaptan kot pantolonumu ve siyah kaşe kazağımı aldım ve banyoya doğru ilerledim  üstümü giyindikten sonra siyah bilek botumu da giydim ve odadan çıktık saat 12 olduğundan sadece geç kahvaltıya yetişebilmiştik bir şeyler atıştırdıktan sonra "ben odaya çıkayım üzerime kalın bir şeyler alıp geleyim sonra dışarıya çıkarız" dediğimde onaylarcasına kafasını salladı yukarı çıkarken merdivenlerde alp'i gördüm "sen nerden çıktın" dedim alp "abi sevgilimi alıp buraya geliyorsunuz ve bana haber vermiyorsunuz " dediğinde istemsizce güldüm ve "34. oda" dedim gülümsedikten sonra merdivenlere yöneldi odaya çıktım ve kar kıyafetlerimi giyindim aşağıya inip batuyu aradım "ben lobideyim" dedim batu "tamam geliyorum" dedikten sonra telefonu kapattı birkaç dakika sonra buket ve alp arkalarından mert ve aras geldi ezgi ve tuğçede gelince batuyu bekledik alp "siz zaten beni aramayın" dedikten sonra küsmüş gibi yaptı Alp'e "sırf sen üşüme diye çağırmadık" dedim tuğçe kıkırdarken "hayal sonuna kadar haklı" dedi tuğçeye çak yaparken alp "iş birlikçi" dedi tuğçeyi göstererek tekrar telefonuma döndüp batuyu aradım neden açmadığı hakkında hiçbir fikrim yoktu yanlarına geri dönüp "açmıyor telefonu biz gidelim" dedim hep birlikte önce abant gölüne sonrada kayak yapmaya gittik saat 6 gibi otele geri döndüğümüzde lobid batuyu gördük görmezden gelip "ben odama çıkıyorum" dedim saat ikiden beri ne aramış ne sormuştu ve gerçekten herkesi çok merak ettirmişti gerçekten anlamıyorum ne işi olabilirdi ki ne sebep sunabilirdi gerçekten merak ediyorum odaya hızlıca çıktım üzerime siyah bir tayt ve sweatshirt giydikten sonra odanın berjerine oturdum kapının açıldığını duyunca telefonumla oynuyormuş gibi yaptım içeri giren kişi batu yerine burak ve kaandı burak "n'oldu" dediğinde "baksana ne bir haber veriyor sonrada bir geliyoruz beyfendi lobide oturuyor" dedikten sonra ayağa kalkıp telefonumu şarja taktım kaan  "çok düşüncesiz" dediğinde kafamı salladım ve " siz anahtarı nerden buldunuz" dedim "sen ben gidiyorum diyip gidince aklımız kaldı anahtarı batudan alıp geldik" dedi yanlarına gidip onlrarı kucaklarken kapı tekrar açıldı batu içeri girerken buraklar " biz gidelim deyip çıktılar yatağa oturup telefonumu şarjdan çıkardım ve buketi aradım "neredesiniz" dediğimde buket "alple birlikteyim diğerleride lobide" dedi telefonu kapatıp üzerime bir hırka aldım odadan çıkarken batu "nereye" dediğinde cevap vermeden dışarı çıktım lobiye doğru ilerlerken bir el kolumu sıkıca tuttuğunda batu olduğuna adımdan daha çok emindim "benimle geliyorsun" deyip beni odaya doğru çekiştirdi odaya geçtiğimizde "ne var" dedim sesimi yükselterek o ise yatağa oturduktan sonra "bana bağırma" dedi ve devam etti "ne bu tavrın" gerçekten batuyu hiç anlamıyordum ne miydi bu tavrım "ben gidiyorum" dediğimde sesini daha da yükseltip "cevap ver bana" dedi "sorun şu batu seni anlamıyorum seni artık tanıyamıyorum" derken sesimi gittikçe yükseltmiştim  gözlerime bakarken arkamı döndüm ve gittim lobiye gittiğimde orada kimse yoktu ki muhtemelen odalarına gitmişlerdi otelin koridorlarında dolaşırken sendeleyince arkamdan birinin tuttuğunu hissettim arkamı döndüğümde genç uzun boylu bir çocuk " iyi misin" dedi " teşekkürler ben iyiyim" dedim çocuk elini uzatıp "çağatay" dediğinde bende elimi uzattım ve "hayal" dedim çağatay "lobiye gidiyorum gelmek istermisin" dediğinde kafamı salladım birlikte lobiye giderken "hangi okula gidiyorsun" dedi "istanbul,okyanus koleji. Sen?" dedim çağatay bana dönüp "sizin okulunuza oldukça yakınım, yani uğur okulları" dedi lobiye gittikten sonra karşılıklı iki koltuğa oturduk çağatay oldukça samimi ve komik bir çocuktu yaklaşık 1,5 saat sonra odaya doğru yine beraber ilerledik odamın önünde durduğumda "yarın görüşürüz" dedi "görüşürüz" dedim ve odanın kapısını açtım içeri girdikten sonra hırkamı astım ve batu bana bakarken "kimdi o" dedi banyoya ilerlerken "biri işte" dedim banyoya gidip yüzümü yıkadım ve yatağa girdim yastığın birini yere attım "yerde yatacaksın" dediğimde batu "çok istiyorsan sen yat" dedi yastığı tekrar yatağa attığında ayağa kalktım ve yedek çarşaflardan birini aramıza çizgi gibi koydum "geçme burayı" dedim ve yatağa uzandım tekrardan batu çarşafı alıp odanın diğer köşesine atarken ofladı ve sarıldı "batu çek ellerini gerçekten sana sinirliyim" dedikten sonra ellerini ittirmeye çalıştım ellerini sıkıyordu ve ben engel olamıyordum tanrım gerçekten kendimden nefret ediyorum batuya karşı koyamadığım için kendimden nefret ediyorum ona git diyemediğim için kendimden nefret ediyorum gözümden bir damla yaş batunun eline düşerken "lanet olsun bunun için ağlıyorsan gidebilirim gerçekten" dedi ayağa kalkıp "ben orda meraktan ölürken neredeydin gerçekten çok merak ediyorum" dedim gözümden yaşlar dökülmeye devam ederken " ben endişeleniyorum senin için" derken duraksadım ve "bizim için" dedim her ihtimali düşünmüştüm normalde beni hiç yalnız bırakmazken nerde olabilir diye her ihtimali düşünmüştüm söylediklerimi duyduktan sonra yüzüme bile bakmadan odadan çıktı bu tanıdığım batu değildi o bu kadar düşüncesiz değildi yatağıma uzandım ve telefonumu elime aldım ve ezgiyi yanıma çağırdım

 OY KULLANMAYI UNUTMAYIN 💕

yorum ve eleştirilerinizi yazabilirsiniz 😊

YENİ BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin