''peki ya sen benim hakkımda ne biliyorsun'' dedim ve batuhana baktım davetin üzerinden 3 haftageçmişti ve biz sadece 3 defa buluşmuştuk ki ona buluşma denmezdi diğer insanlara kıyasla iyi davranıyordu '' ismini'' dedi ve gülümsedi bende gülümsedim ve''bu kadar çok şeyi nereden öğrendin?'' diye sordum ''dalga geçme!'' dedi ve gülmeye başladık batuhan okulda hiç gülmezdi hatta hiç gülmezdi açıkçası çok güzel gülüyordu sanki onu çok önceden tanıyormuşum gibiydi dönüp ''film başlıyor'' dedim ve batunun bana baktığını farkına vardım gülümsedim daha sonra filmi izlemeye başladık film bittikten sonra batuhan beni arayla evin önüne getirdi ve annem ''e batuhanı da çağır yemek yiyelim birlikte" dediğinde ''yook artık!'' dedim annem ısrar edince batuhana döndüm ve ''annem seni yemeğe çağırıyor'' dedim ''selen teyze mi?'' dedi ve gülmeye başladım sorusuna yanıt olarak ''benim başka annem mi var?'' dedim ve gülmeye devam ettim ''tamam bekle arabayı park edip hemen geliyorum''dedi bize gelmesine üzülmemiştim belki güzel geçerdi yemek diye düşünüyordum ki arkandan batuhan "hızlı olsana biraz"dedi hızlandım ve kapıyı açan annemi öptüm annem batuhana "hoşgeldin batuhancığım" dedi batuhan da "hoş buldum selen teyze" dedi annem benim ona sinir olmamı sağlan cümlesini söyledi "bana anne dediyebilirsin" istemsizce ağzımdan çıkan "oha!" lafını bütün herkes duydu ve bu da benim yerin dibine girmeme sebep oldu içeri girdiğimizde masa hazırlanmıştı bende kanepeye oturdum elime telefonumu aldım ve kızlarla olan grubuma girdim kızlar ortalama 2 saat içerisinde 465 mesaj yazmıştı ve ben onların hepsini teker teker okumuştum yemek yedikten sonra batuhanın sıkıldığını anlayıp odama geçtik "her şey den çok çabuk sıkılıyorsun"dedim ve kendimi yatağıma tam anlamıyla attım "hayır hayal" dedi ve oda kendini yatağıma attı yan yana yatıyorduk ve bunu düşünmesi bile bana kötü gelmişti ayağa kalktım ve "aynen öyle batuhan inkar etsen de öyle" batuhan yatakta oturur pozisyona geldi ve "sen benim yanımdayken ben sıkılmam böyle bir ihtimal bile yok" dedi şu an kalbimin sesini kesin duyuyordu gözlerimiz bir an bile birbirinden ayrılmamıştı ki ben"iyi" diyene kadar iyi mi kızım sen salak mısın ne iyisi sen kafayımı yedin diye düşündüm kendi kendime batuhan gülmeye başladı ve o anda bende kendimi tutamadım ve gülmeye başladım batuhan "lavabo ne tarafta"diyince odanın sağ tarafındaki ebeveyn banyosunu gösterdim batuhan lavabodan çıkınca "benim telefonum aşağıda kaldı sanırım" dedi ve aşağıya indi üç dakika sonra batuhan geldiğinde "annen bugün burada kalmamı istedi bende tamam dedim" dedi bende "tamam mı dedin?" diye sordum şaşkınlıkla "evet hayal aşağıya indiğimde annen saat geç oldu bu saatte gidemezsin dedi bende saygısızlık olmasın diye tamam dedim" diye söyleyince batuhana "saygısızlık olmasın diye tamam dedin yani" dedim ve batuhan "tamam istemiyorsan giderim" dedi bende "ne alakası var batuhan" dedim "söylediklerini duymazdan geliyorum o zaman" dedi kafamı salladım batuhan "bide bana batuhan demezsen çok iyi olur" dedi " ne diyim o zaman" dedim batuhan "batu de çoğu kişi öyle der zaten" dedi bende "peki batu" dedim ve onu misafir odasına götürdüm yatağını açtım ve "burası senin yatağın benim odamı zaten biliyorsun yan tarafta ise lavabo var" dedim "tamam iyi geceler" dedi "iyi geceler" dedim ve kapısını kapattım ardından odama geçtim yatağımı açtım ve kafamı yastığa koymamla uyumam bir oldu
açılan perdeden sonra yüzüme gelen güneşle uyandım "sen hala uyuyor musun" dedi o tanıdık ses "bir insan bu saatte uyandırılır mı insafsız" dedim "birincisi ben insafsız değilim ikincisi saat 12 ve hala uyuyacağını söylüyorsun ya hemen ayağa kalkarsın ya da başından aşağı bir sürahi buzlu suyu dökerim" dediğinde ayağa kalktım dolabımdan beyaz kot şortumu ve kayık yaka bluzumu çıkardım ve banyoya doğru gittim giyindim yüzümü yıkadım ve hemen ardından dişlerimi fırçaladım batuhan odada yoktu önce benim olduğum kata sonra giriş kata baktım fulya abla "kimi arıyorsun kuzum?" diye sorduğunda "dün hani biri gelmişti ya akşam yemeğine" derken sözümü kesti ve "terasta"dedi teşekkür edip iki kat yukarı çıktım ve terasta hazırlanmış olan kahvaltı sofrasını gördüm ve elinde telefonuyla oynayan batuyu "insan ben terasa çıkıyorum kahvaltı hazır gelirsin der falan" dedim muhtemelen beni dinlemiyor diye düşündüğüm sırada "of hayal ya otur ye işte" dedi kızgın bir şekilde onun neye kızdığını bilmemek beni daha da öfkelendiriyordu "yemeğini ye sonra gidiceğiz" dedi sesini sert bir tonda yemek yemeğe devam ederken "ben hiç bir yere gelmiyorum" dedim batu bana baktı yanıma geldi ve beni kucaklayıp aşağıya doğru indirirken "ya bırak diyorum bırak anlamıyor musun ya" dedim ve buna karşılık çok sakin bir şekilde "ilaçlarını içtin mi" dedi "hayır ama bırakırsan içebilirim" dedim ilaçlarımın olduğu çantamı aldı ve arabaya doğru ilerledi beni ön koltuğa tam anlamıyla fırlattıktan sonra sürücü koltuğuna oturdu. "bana her istediğinde bağıramaz,böyle sırtına aldığın gibi götüremezsin!" dedim hiçbir cevap vermeden öylece sustu "nereye gidiyoruz acaba" diye sessizliği bozdum "çok fazla konuşuyorsun" diyen batuhana döndüm ve" beni peşinden sürükleyen sendin" diye bağırdım o ise arabayı kenara ani bir şekilde çekti ve "yeter artık sus " diye bağırdı kapı kilidini açmasını söyledim daha sonra kapıları açtı, hiç düşünmeden arabadan çıkıp dağ yolunda yürüdüm bir anlık arkamı döndüğümde gördüğüm kişinin batuhan olup olmadığını anlamak için tekrar arkamı döndüm "özür dilerim, isteyerek yapmadığımı biliyorsun" dedi önüme döndüm susarak eğer sürekli biri susacaksa şimdi benim susma vaktimdi öylece sustum yanıma oturduğunu farkına vardığımda ayağa kalktım kolumdan çekilince de yere tam anlamıyla yapıştım dirseğim kanıyordu ve bileğim burkulmuştu bunu gören batu " vallahi bilerek yapmadım" dedi ve beni sırtına aldığı gibi arabaya götürdü "hastaneye gidelim mi?" dedi şaşkın şaşkın ona baktım "sakin ol sadece küçük bir sıyrık" dedim "emin misin?" dedi kafa salladım onayladı ve koltuğa oturdu "bak istersen gerçekten gidebiliriz" dedi tekrardan "batu yeter ama sadece bir sıyrık"dedim batu "peki" dedikten sonra dağ yolundan çıkabilmiştik artık , virajlı uçurum yollarından geçmeye başladığımız sırada batu "bu yollar mıcırlı ya" dedi "mıcır ne demek be" diye sorduğumda bana yollarda taşlar olduğunu ve bu taşların tehlike saçtığını anlattı korkmuş muydum? evet