6

35 3 0
                                    

İki Gün Sonra...

"Bakın Ayşegül Hanım,çok önemli,acil,ölüm kalım meseli diyorum neden anlamıyorsunuz ?Ömür Hanım ile görüşmek zorundayım !" Doruk artık sabrının sonuna gelmiş,her zaman takındığı eğlenceli ifadesini sinirli hatlara bırakmıştı. Yaklaşık on beş dakikadır içerde hiçbir işi olmayan Ömür Keskin ile görüşmek adına asistana dil döküyordu.

Denemediği yol,yordam kalmamıştı. Cazibesini kullanmış,sert çıkışmış,kibarca rica etmiş ve hatta rüşvet bile teklif etmişti ama sinir bozucu,ciddi asistan nuh diyor peygamber demiyordu!

"Bende olmaz diyorum Doruk Bey ! Ömür Hanım sizinle görüşmek istemiyor ! Anlaşma ve ortaklığınız feshedildi." Ayşegül bu inatçı adamın gözlerinin içine bakarak,her kelimesinin üzerine ayrı bir baskı uykuladı ki Doruk Efe Yazgın anlasın. Ayşegül burada olduğu sürece ve Ömür Hanım,Doruk Bey ile görüşmek istemediği sürece bu adam bir adım öteye dahi geçemezdi ! İşte o kadar !

Genç asistan kemik gözlüklerini orta parmağıyla yavaşça ittirdi ve Doruk'a samimiyetsizce gülümseyip işine döndü. Boş katta yine asistanın takır tukur klavye sesleri yankılanırken Doruk derin bir nefes aldı. Artık ne bekleyemeye ne de bu gerzek asistan ile uğraşmaya sabrı kalmamıştı. Ani bir hamle ile masayı geçerek,Ömür Keskin'in kapısına ulaştı ve içeri daldı.

Doruk'un pat diye içeri dalmasıyla Ömür kafasını doysaların arasından kaldırdı ve odasına densizce giren kişiye baktı. Şaşırdığı söylenemezdi,aynı sahneyi bu adamın arkadaşı tarafından daha önce de yaşamıştı.

"Ömür Hanım,ben özür dilerim ! Doruk Bey'e müsait olmadığınızı söyledim fakat kendisi bir türlü anlamadı !" Ayşegül kapının girişinde Doruk'a sert bir bakış attı ve patronundan tekrar özür diledi. Bu adam konusunda içi rahattı,biliyordu ki Ömür Keskin en güzel şekilde onu bu şirketten uğurlayacaktı.

"Önemli değil Ayşagül'cüğüm,çıkabilirsin. " Ayşegül son kez nefret doku bakışlarını Doruk üzerinde gezdirdikten sonra kapıyı kapatıp çıktı.

Ömür ise normalde saygı gereği odasına gelen misafiri ayakta karşılamak yerine,oturduğu deri koltuktan kılını kıpırdatmadı. Kapıyı bile çalmaya cüret etmeyen,kabul edilmediği yere pat diye dalan bu adama tabiki de saygı göstermeyecekti !

"Kapıyı çalmadan odaya dalmak siz ve arkadaşınızda huy sanırım Doruk Bey ! Buyrun çekinmeyin,oturun lütfen. " Ömür'ün keskin ses tonunda yatan imayı anlayan Doruk,boynu kıldan ince bir halde mahçupça koltuğa yerleşti.

"Ömür Hanım yaşadığınız tüm olaylar için gerçekten özür dilerim." Az önce odasına paldır küldür dalan,sinirli adam ile şimdi ki adam arasında ki farkı gören Ömür hangisine inanıcağına karar veremiyordu. Doruk Efe Yazgın,duyguları çok çabuk değişen bir kişilik miydi,yoksa ortamın nabzına göre duygularını kontrol etmeyi çok iyi öğrenmiş bir oyuncu mu ? Bir türlü anlayamıyordu ama yine de kendi tavrından ödün vermedi. Karşısında ki kişi ne kadar yanar döner olursa olsun Ömür Keskin net biriydi,bunu değiştiremezdi.

"Hangi olaylar Doruk Bey ? Sizin tavsiyenizle ortak olduğum Alaz Devrim'in şirketimi basıp,beni alenen tehdit etmesi mi ? Yoksa şirket ve benim adıma çok değerli bir ortağımı kovması mı ? Ya da bir düşündüm de bence siz,Alaz Bey'in suratıma attığı kağıtlardan bahsediyorsunuz değil mi ? Tabi şey de var...hiçbir izin istemeden odama pat diye girmeniz ama merak etmeyin onu ben çoktan unuttum."

Ömür'ün kılıçlarını kuşanmış bir halde,hiç acımadan,gözünü dahi kırpmadan darbelerini indirmesini büyük bir sabırla bekledi Doruk Efe Yazgın. Böyle bir tepki elbette ki bekliyordu. Tamam,belki düşündüğünden daha ağırdı ama bekliyordu.

DOKUNULMAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin