Bu bölüm biraz kısa oldu sanırım ama affedin lütfen. Medyada Ömür Keskin ve bugün ki hali.
Keyifli okumalar !
"E' stato un piacere conoscerti Omur. Grazie mille." Ömür Keskin İtalya'dan gelen misafirlerinin samimiyetine inanamazken,aynı şekilde o da tanıştıklarına sevdiğini söyleyerek,teşekkürlerin sundu ve Mesut Beyle Alberto Beye veda etti.
Henüz daha tam olarak oturtamadığı bir İtalyancası vardı Ömür'ün ve bu sabah tercüman tutmayarak biraz hata yaptığını anladı. Adamlara kaç defa anlayamadığını,biraz yavaş konuşmalarını rica ettiğini hatırlayamıyordu bile.
Ah tam bir rezillikti.
Yine de,her şeye rağmen güzel bir iş görüşme olmuştu. İmzalar atılmış,Anka yurtdışına açılmıştı. Ömür mutluydu ve keyifliydi. Bu yüzden direk şirkete geçmek yerine bu güzel mekanda bir kahveyi hak ettiğini düşünerek güneş gözlüklerini taktı ve boğaz manzarasını karşısına alarak masaya oturdu.
Boynuna bağladığı fuları çıkartıp masaya koyarken,garsondan bir kahve rica etti. Henüz sabah saatleri olmasına rağmen geldikleri mekan kalabalıktı ama herkes kendi halinde takılıyordu. Zaten iş görüşmeleri ve Ömür'ün tanıdığı iş camiasının sık sık tercih ettiği bir mekandı burası. Herkes kendi işini halleder,oturur kalkar,giderdi.
"Ömür,sana katılabilir miyim ?" Ömür bakışlarını manzaradan çekip,tok sese odaklanırken karşılaştığı manzarayla nefesi kesildi.
Alaz Devrim karşında deri ceketi,basic tişörtü ve koyu kotuyla dururken kim bu teklife hayır diyebilirdi ki ?
"Tabii Alaz,buyur lütfen." Alaz,sandalyeyi çekip otururken karşısında ki kadının gözlüklerinin yansımasında kendini izledi.
"Seni böyle şirket dışında görmek beni şaşırtıyor." Alaz,dudaklarında ki ufak bir sırıtmayala Ömür'e bakarken,genç kadın gözlüklerini çıkartarak karşısında ki adamı süzdü.
Hala onunla aralarında ki resmiyeti kaldırmakla iyi mi etti yoksa kötü mü bilemiyordu. Karşısındaki bu heybetli adama karşı karşı koyulmaz bir çekimin içinde olduğunu inkar edemezdi ve böyle samimi diyaloglar onu daha da zorluyordu. Son isteyeceği şey Alaz Devrim gibi kaba bir adama tutulmaktı.
"Aslında bir iş toplantım vardı. O güzel geçince kendime ufak bir paydos verdim. Ya sen ?" Ömür kendi içinde girdiği uzak durma işine,yine kendisi uymazken garsonun getirdiği kahveden ufak bir yudum aldı.
"Türkiye'ye döndüğümden beri oldukça sık duyduğum bir mekandı burası,bende bir uğrayayım dedim." Alaz'ın ilk defa böyle rahat tavırlar ve ruh halinde gören Ömür için bir şok dalgası vücuduna yayılırken,kendi kendine gülümsedi.
"Bu güzel şehirde görmen gereken çok yer var." Ömür bakışlarını huzurla boğazda gezdirirken Kanada'da kaldığı zamanlar burayı ne kadar özlediğini fark etti. Genç kadın iliklerine kadar aşıktı İstanbul'a. Her türlü kötü yanına,çekilmezliğine,gürültüsüne rağmen.
"Dünyanın hep iyi tarafını gördün değil mi ?" Birden Alaz'ın sorusuyla şaşkınca ona dönen Ömür bir süre anlamadı. Lüks içinde,bir dediği iki olmadan büyümüş olması elbetti ki iyi ve güzel taraftı fakat ölüm denen bir gerçek vardı ki...Hangi tarafta olduğun zerre önemli değildi. Gelip seni buluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/114002926-288-k467727.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUNULMAZ
Action"Dokunulmaz birisin. " Adam kucağına kedi gibi kıvrılan ve ince parmaklarıyla zarifçe yüzünü okşayan güzel kadının sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrılıp bu dünyada ki sınavı olduğuna inandığı yeşil gözlere baktı ve alayla güldü. "Ve sen güzelim,s...