Başak ve Rima her zaman ki gibi arkadaşlarını havaalanında beklerken,Başak'ın sürekli çektiği burnu ve boşalan göz yaşları artık Rima'nın canını sıkmaya başlamıştı. Arkadaşını bu denli üzen şeyin ne olduğunu bir türlü öğrenememek ve ona yardım edememek bozuk olan moralini daha da diplere çekmişti.
"Anne ben çok sıkıldım !" Berk oturdukları demir bankta kıpırdanırken elinde ki tableti yanına bıraktı.
"Tamam oğlum,gelir şimdi teyzen." Rima,küskün tavırlı oğluna bakarken Tugay'a olan siniri biraz daha arttı.
Alt tarafı bir haftalığına Berk'e bakmasını istemişti ama o ne yapmıştı ! Sevgilisi Nursena ile tatile gidiceklerini söylemişti. Oğlunu ve Rima'yı ikinci plana atarak ergen kızın tekiyle sevgilicilik oynuyordu. Rima sinirle ayağını sallarken nihayet karşıdan gelen Ömür'ü gördü.
Ömür Keksin her zaman ki aceleci tavrıyla bavulu çekiştiriyor ve taktığı kapüşonundan çıkan saç tutamlarını geriye ittiriyordu. İş hayatında ki dakik tavrını sosyal hayatında koruyamayan bir kadındı Ömür. İhalelere,toplantılara,birikmiş dosyalara o kadar çok vakit ayırıyordu ki arkadaşları ile buluşmalara tıpkı şimdi olduğu gibi hep geç kalıyordu.
"Kusura bakmayın,şirkette işleri toparlamak sandığımdan daha uzun sürdü. Berk nasılsın teyzecim ?" Ömür aklı bir karış havada Berk ile sarılırken,arkadaşlarının ruh hallerini fark etmeyecek kadar başka şeyler düşünüyordu.
Üç kadın da güç bela yetiştikleri uçakta yerlerini alırken,üçününde aklı çok başka yerlerdeydi. Üçünü de düşünceler içine daldıran adamlar vardı.
Başak,yaşadığı olayın şokuyla kendini ağlamaktan alamıyordu. Aldatılmış hissediyordu. Evinin ve kalbinin kapılarını araladığı adam,ona bir açıklamayı çok görürken fıstık gibi kızın tekiyle sarılabiliyordu. Başak hatırladığı anlarla tekrar ağlama krizine girerken,birkaç saat önce Önder'in tuttuğu kolunu eliyle kavradı. Hayatının bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar kötü hale geldiğini bir türlü anlamıyordu. Daha bir kaç ay önce,hovardalık peşinde dilediğince eğlenen genç kadın şimdi bir erkek için göz yaşı döküyordu.
"Başak,sen iyi misin ?" Ömür uçağın yeni kalkmasına rağmen,küçük pencereden karanlığı izleyen arkadaşına endişeyle baktı. Sessiz ortamda arada Başak'ın iç çekişlerini duyabiliyordu.
"Değilim ama şimdi de konuşmak istemiyorum." Başak huysuzca burnunu çekip,omuz silkerken Ömür arkadaşını sıkmak istemeyerek kulaklığının taktı ve koltuğunu yatırarak uyku konumuna geçti.
Yoğun geçen bir günün ardından onu en iyi kendine getirebilecek şey uyku iken bir türlü uyuyamadı. Aklı kendini tekrar tuşuna almış gibi sürekli aynı sahneyi hatırlatıyordu ona.
Alaz Devrim'in yüzüne oldukça yakın olan yüzü ve vücudunu saran kolları,gözünü her kapatışında aklında beliren sahneydi. Uyumak için son bir şansını daha değerlendirip,gözlerini yumarken yine o alev alev yanan gözler belirdi. Ayak tırnağından saç diplerine kadar hissettiği bir ürpermeyle,yattığı yerden doğrulan genç kadın bu sefer bakışlarını diğer arkadaşına çevirdi.
Rima'nın bir derdi olduğu oldukça belliydi. Omzuna yaslanan oğlunun saçlarını okşarken kederli bir ifadeyle tıpkı eski filmlerde ki gibi uzaklara dalmış,bir şeyler düşünüyordu.
Ömür,arkadaşlarının iç karatıcı manzarasından sıkılıp ayaklandı ve lavaboya doğru gitti. Tahminen iki saat sürücek yolculuk için uyumaktan vazgeçmişti. Elini yüzünü yıkayıp,zihninde ki görüntülerden kurtulmalıydı. Yaşadığı iç gıdıklayıcı olayı bir an önce def etmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUNULMAZ
Action"Dokunulmaz birisin. " Adam kucağına kedi gibi kıvrılan ve ince parmaklarıyla zarifçe yüzünü okşayan güzel kadının sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrılıp bu dünyada ki sınavı olduğuna inandığı yeşil gözlere baktı ve alayla güldü. "Ve sen güzelim,s...