Büyük bir hevesle yazdığım bu bölümü, umarım beğenirsiniz ♡
Yorum yaparsanız, sevinirim ♡
Yer : Gangnam Yürüyüş Parkı
Zaman : 19.09.17/07.21Tanıdık olanın; yabancı, tehditkar ve baştan çıkarıcı olmaya başladığında ya da çok iyi bildiğim bir yerde kaybolduğumda böyle hissederdim.
Hatta bir boşluk hissi ya da çaresizlik, beni yuttuğunda.
Mesela gayet anlaşılır şeyler yaşadığımda ama kabul etmediğimde. Emin olamayıp güvenemediğimde.
Lanet olası tanışma partisinden sonra ilk kez dün gördüğüm karanlık adam, düşüncelerimi kabusa çevirmişti.
Bir kaç ay önce anlatsalar inanamayacağım, hatta imkansız gelen şeyleri, yaşamaya başlamıştım. Aslolan da benim buna karşı koyamıyor olmamdı.
Düşüncelerimi de yanıma alıp sabah koşusuna çıkmıştım. Bugün dersim yoktu ve sabaha böyle başlamak, geceleri bölünen uykularımı tamir edebilirdi belki.
Ağaçlar ve sabahın erken saatlerinin verdiği sessizlik çok iyi gelmişti; ancak buraya gelmiş olmam, dışarıda bir yerde gerçek bir hayatım olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Eşofmanımın altından, kolumdaki saatime baktım. Eve gidip, yataktaki azgın çifti birbirlerinden ayırmak için planlar yapmaya başlamıştım bile.
İçimdeki susuzluk hissinin, eve gidene kadar dayanamayacağını anlayıp parkın başındaki çeşmeye doğru koşmaya devam ettim.
Çeşmenin yanına gelip nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım. Ellerimi dizlerime koyup eğildim, doğrulup geriye doğru esneme hareketleri yaptım. Sonunda düzene giren nefeslerimle daha rahat su içebilecektim.
Çeşmenin musluğunu kıvırıp suyun akışını sağladım. Çeşmenin yere yakınlığı nedeniyle hafif eğildim. Akan suyla beraber, önce elimi ve yüzümü yıkadım. Sonunda sıra, dilimde ve damağımdaki kuruluğu gidermeye gelmişti.
İki elimi üst üste koyup suyu biriktirmeyi planlıyordum. Ancak elimin yeterince temiz olmadığını fark edip bu fikirden vazgeçtim.
Akan suya yaklaştım. Dudağım ve dilim yardımıyla suyu, gözlerimi kapatıp kana kana içmeye çalışırken aklımı başımdan alabilecek bir şey olmuştu.
Dudaklarıma değen tenle zevkle kapadığım gözlerimi hızla açmıştım. Bir çift el, dudaklarımın altında, mideme yol almak için can çekişen suya, çukur oluşturmuştu.
Hızla başımı kaldırıp dudaklarımdan akan su damlalarını silmek için elimin tersini, dudaklarımın kenarına mendil yapmıştım. Aynı zamanda dudağıma değen tenin sahibine bakıyordum.
Gördüğüm sıfatla kaşlarım istemsizce çatıldı. Adrenalin ve gerginlik bedenimi esir alırken, vücut ısımın giderek arttığını hissedebiliyordum.
Sinirle oflayıp gözlerimi kısıp Jungkook'la göz göze gelmemizi sağladım.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedim bu cüreti nereden bulduğunu açıklamasını umut ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playboy|TaeKook
Fanfic''Asla bırakmam seni.'' Kulağıma dolan bal sesinin yanında, sol omzunun altında heyecanını ispatlayan kalp ritimleri, ömrümde duyabileceğim en güzel sesti.