16-Sadece benim.

13.6K 691 993
                                    

İnişli çıkışlı bir bölümle baş başa bırakıyorum sizleri..

İyi okumalar  ♡

Yer : Kim&Park Dairesi
Zaman : 17.10.17/00:54

Saçlarımı kuruttuğum havluyu omuzlarımdan indirirken odanın kapısını aralamıştım. Odaya girmemle göz şölenim başlamıştı işte. Jungkook banyodaki işini çoktan bitirmiş ve yatağımın ucuna oturmuştu. Yatak başlığıma astığı ıslak havlu ve saçlarındaki yerini koruyan nem, yeni yaptığı duşun kanıtlarıydı. Sıfır kol siyah atletim ve gri eşofmanım, bulundukları yerde mutlu olduklarını avaz avaz bağırıyordu.

Odaya girmemle parlayan irilerini, telefonundan çekip bana çevirmişti. Yüzünde beliren gülümsemesinin sebebi olmak, hayatta alabileceğim en güzel tattı.
Başımı, odanın kapısını kapatmak için saniyelik olarak arkama çevirip tekrar önüme dönmüştüm. Dönmemle beraber tutkulu gözlerini, gözlerimde karşılamam bir olmuştu.

"Özledim." demiş ve elini, ıslak saçlarıma atmıştı. Sırtımı kapıya verip ellerimi yanlarımda birleştirmiştim. Vakit kaybetmeden bana gelip kollarını başımın iki yanından geçirmiş ve avuç içlerini kapıya yaslamıştı. Hadi ama.. Banyodan yeni çıkmıştık..

"Bir saat olmadı ayrılalı." demiştim, ellerimi omzuna çıkarırken. Elleri, vücudumdaki bir numaralı mekanını yani belimi bulurken başı da boynumu yurt edinmişti. İtiraz etmeden başımı sağ tarafa yatırıp hem sol tarafımda hem sol yanımda ona yer açtım.

''Bir saniye bile ölüm gibi.'' demişti. Her cümlesindeki derinlikte boğuluyordum. İpsiz kuyulardaki nefessiz kalışıma daha fazla kayıtsız kalamayan kollarım, kollarına dolanarak kurtuluş aramıştı.

Bir yandan da boynumdaki işini bilen dudakları rahat durmuyor, haz noktamı arıyordu. Küçük buseler kondurarak bahşettiği seri öpücükler başımı döndürüyordu. Ellerimden birini saçlarına götürerek yorgun saç köklerini okşamıştım. Hissettiğim nem, parmak uçlarımı kendisine çekiyordu.

''Saçlarını kurutalım.'' demiştim inlemelerimin arasından. Beni kendine mecbur bırakıp kıvrandırmaya bayılıyordu. Teklifimi es geçip beni, bacaklarımın arkasından yukarı kaldırarak vücudumu sahiplenmişti.

Ne olduğunu şaşıran gövdem geriye doğru yalpalayınca eliyle boynuma, gözleriyle hayatıma destek olmuştu. Şu vaziyette itiraz etme şansım yoktu. Bir elimi saçlarına daldırmış, diğerini omzunda konaklatmıştım. Omzumdaki ıslak havlu çoktan yerle bir olmuş ve benim yerime anın güzelliğinin tadını çıkarmaya başlamıştı.

Yavaş adımlarla odamın ortasındaki yatağıma giderken bile boynumdaki hakimiyetini boşluğa bırakmamıştı. Ben ise kedi gibi başımı yanaklarına sürterek durumumuzu daha şanslı kılmaya çalışıyordum.

Soğuk çarşafa değen nemli tshirtimin içindeki sırtım irkilmişti. Ancak bunun için bile bana zaman tanımayan Jungkook, üstümde kurduğu baskıyla duyu algılarımı unutturmuştu.

Bacaklarımı aralayıp arasına yerleşmiş, kollarını iki yanımdan bana sarmıştı. Çenesini göğsüme yaslayıp en güzel yerinden, kirpiklerinin arkasından beni izliyordu. Ben de ellerim için en uygun yer olduğunu düşündüğüm yanaklarına konumlandırmıştım parmaklarımı.

''Çok güzelsin.'' demişti, çeneme öpücük kondururken. Dudaklarındaki sıcaklıkla dokunduğu yer yanarken burnumun ucundan onu izliyor ve yanaklarını keşfediyordum.

Playboy|TaeKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin