BÖLÜM 3

1.3K 53 11
                                    


Hayallerin ve hayaletlerin varlığı gibi sardı karanlıkta içimi. Kaç gecedir teninin kokusundan yoksun olduğumu bilmeden onun yatağına yatmış bu gece de onu bekliyordum. O gideli dört gün olmuştu ve ben bu dört gün de eşyalarımı toplayıp iyice onun olan eve yerleşmiş ve içki sigara kuşağıma sarılmış ve belki de biraz ot çekip onun hayaline sarılmıştım. Bana bir mesaj atsın diye beklediğim telefona sayısız şarkı yüklemiş numarasını bile bırakmamıştı. Müzik zevki ruhunun aksine fazla asil ve karmaşıktı ama onu anlatan birkaç parçaydı işte. Bir şarkıya takılmıştım bugün. Bir piyano ile çalınan sözsüz klasik bir müzikti. Şehvet dolu ritimleri ve onun sigara içişi anlatılmıştı bence. Bir sigara daha yakıp tavana doğru üflerken kapının sesini duydum. Kokusu yayıldı sonra yavaşça içeriye doğru. Kafamı çevirip baktığımda yorgun görünüyordu, elinde bir bira şişesiyle bana bakıyordu. Uykusuz ve güçsüz düşmüş gibiydi. Kalkıp yanağına bir öpücük kondurup onu yatağa doğru çektikten sonra sigaramı dudaklarına kondurup bira şişesini yere bırakıp ceketini çıkardıktan sonra dikkatli bir şekilde tişörtünü çıkarıp onu yatırdım. Sessizliğini koruyordu, odadaki tek ses benim durmaksızın dinlediğim o şarkıydı. Sigaramı dudaklarının arasından alınca kelimeleri dudaklarından döküldü.

"Ona öyle zihin oyunları oynadım ki, silahımı alıp kendini vurdu kelebek." Dediğinde vicdan azabı çekmem gerekirken zevkle sigaramdan bir duman çekip kafamı onun göğsüne koyup "Teşekkür ederim Aras." Dedim.

"Teşekkür ederim."

"Kelebek" dedi.

"Beraber yaptık, bizim için." Deyip elini saçlarımı götürüp dudaklarımdan çıkan dumanı ciğerlerine solurken "Yeniden başlamak için yaptık." Dedi.

Sigaramdan derin bir nefes alıp dediklerinin arasından "bizim için" dediği kısmı alıp defalarca tebessüm ettikten sonra sigaramı yere bastırıp söndürdükten sonra nasıl olduğunu anlamaya çalıştığım hikâyeyi düşünmeyi bırakıp tanrımın göleğesin göğsüne yatıp gözlerimi usulca kapadım.

Gözlerimi açtığımda yatakta yapyalnız yatıyordum. Biraz gerildikten sonra gözlerim onu arıyordu ki banyonun kapısından belinde bir havluyla dışarıya doğru yürümeye başladı. Vücut hatlarının her biri tanrının bir sanat eseri gibiydi ve su tam olmak istediğim gibi bütün bedeninde süzülüyordu. Onu hayranlıkla izlerken hafifçe yataktan doğrulunca göz göze gelip uzunca bir süre gözlerine bakmaktan manzarama geri dönemedim ama dudaklarımı hala ısırıyor ve onu süzüyordum. O ise bana bakmayı bırakıp dolaba doğru yönelip kıyafetlerini aldıktan sonra banyoya geri dönmeyi tercih etti. O banyoya dönünce kendimi yatağa geri bırakıp aptal bir gülümsemeyle tebessüm ederken buldum kendimi. Şu günlerde tebessümlerin hepsi içimden kopup geliyordu, tamamen dürüsttü. Banyodan çıkınca yanıma doğru yürüyüp onu görmediğim bir yarım ağız gülümsemeyle konuşurken buldum.

"Kelebek, hadi gidip biraz kafayı bulalım."

Beklemediğim bir teklifti. Yatakta doğrulup ona baktığımda çoktan üzerini giydiğini ve hazırlandığını görünce bende yataktan kalkmak için hamle yaparken uyandıktan sonra ki ilk cümlelerimi kurdum.

"Sonra?"

"Sonra ne?"

"Sonra ne yapacağız?"

"Ne yapmak istiyorsun kelebek?"

"Sence?"

"Bakışlarına kanarsam seks demeliyim ama bence başka bir şey?"

"Haklısınız bayım, peki ama ne?"

"Kafayı bulmadan öğrenmezsin kelebek."

"Kafayı bulmadan bir duş alayım o zaman."

"Tabi..." deyip önümden çekilince kalkıp dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerden alıp biraz cilveli şekilde yürüyerek banyoya girip kapıyı kapadım.

Gri KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin