Bölüm 21

284 10 3
                                    

Cehennemin dibinden doğan güneşi tadıyordum, dünyanın yalan dolu oyunlarından kurtulmuş kendi zihnimin bilinmez diyarlarında sadece bizden bir parça olan bebeğimi düşünüyordum. Ölümün korkunçluğunu benimsemiştim, korkmuyordum. Elimi yorgun argın karnımın üzerine koyup okşamaya başladığımda güneş henüz odaya yeni vuruyordu. Atmakta zorlanan kalbim beni sürekli yorgun düşürüyordu. Elim karnımı odamın kapısı açılıp kapandı. Yorgun bedeniyle yanıma doğru yürüyen Aras, uyandığımı fark edemeden yanıma gelip alnıma bir öpücük konmak için eğildiğinde ellerinde ki kan kokusu burnuma doldu.

"Uyuyorsun sanıyordum kelebek." deyip bir öpücük kondurup yanıma ilişti.

"Sen... Sen iyi..."

"İyiyim kelebek, sende iyi olacaksın."

Yapmış olduğu şeyin ağırlığı kalbime yavaş yavaş çöküyordu. Ellerinde kan başkasına aitti. Beni yaşatmak için öldürdüğü kaçıncı insandı bu. Kimi öldürmüştü? Uyumlu bir kalp için kimi öldürmüştü ya da kimleri? Boynuma gömülüp başını hafifçe bana yasladı. Elini karnımın üzerinde ki elime koyup okşamaya başladı.

"Bu hayatta sen ve çocuğumuz için yapamayacağım hiç bir şey yok biliyorsun değil mi kelebek?" deyip boynuma nefesini bıraktı.

"Biliyorum sevgilim." deyip telaşlandım, bu ona ilk ve belki de son sevgilim diyişimdi.

"Çok zamanım kalmadı yanında kelebek, söylemek istediğin..."

Sözleri bozuk kalbimi daha da da yavaşlatırken lafı ağzına tıkıp " Gidiyor musun?" deyip dolan gözlerimin dudaklarımı ıslatmasına izin verdim.

"Geri döneceğim."

"Ne zaman?"

"Bilmiyorum."

"Seni seviyorum."

"Gidiyorum ben kelebek."

"Ama..."

"Herkes bir gün gider kelebek."

"Sen gitmesen?"

"Ölüme karşı gelebilecek kadar güçlü değilim."

"Söylesene hangi hikayede karga kelebekten önce ölüyor?"

"Kelebeğime kavuşmak için azrailden kaçmazsam...." deyip burnunu burnuma sürterek "Bu hikayede." dedi.

Bir şeyler söylemek istedim, gün doğarken üzerimize ama ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Sessizce göz yaşlarım aramıza sızıyor ve ona mühürlüyordu kalbimi. Benim için azraile sunduğu canını yine benim için kurtarmaya çalışıyordu. "Seni seviyorum." diyebildim sadece.

"Sizi seviyorum." dediğinde kapı açıldı.

Beyaz önlük yanımıza gelirken Aras beni öpüp iliştiği yerden kalkıp doktora bir bakış attı.

"Günaydın, aradığımız kalbi eşiniz bir şekilde gece getirdi. Bütün hazırlığımız tamam, eğer sizde hazırsanız ameliyata alalım."

"Bize bir dakika verin." dedi Aras.

Doktor odadan çıkınca elimi tutup yanımda yere çöktü.

"Beni öldürebilecek tek şeye aşık oldum, sana. Birbirimizin tenlerine, nefeslerine karışırken dünyanın en tehlikeli zehri olduğumuz bu dünyanın dengesini, ölüme aşık bir kadınken gelip benim şeytanım olup yoldan çıkardığın yaşama aşık olup bozdun. Tanrıyı kızdırdık kelebek, olmaması gereken iki parçaydık, bir araya gelip yangınlar çıkardık. Şimdi isyanı bırakıp merhamet diliyorum tanrıdan. Seni benden almaması için." dedikten sonra yerden kalkıp göz yaşlarımı silip dudağıma bir öpücük kondurup " Sana elbet geri geleceğim, yeter ki benden gitme. Seni seviyorum kelebek."

"Bende seni seviyorum." deyip sustum.

O kapıdan çıkarken sıkışan kalbimi aldırmak sızın hıçkırıklarımı teker teker dışarı bırakırken hemşirelere gelip beni ameliyata hazırlamaya başladı. Uyumadan önce hatırladığım son şey bana bakan mavi gözlerinden akan yaşlardı.

Gri KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin