Bölüm 20

296 8 4
                                    

Ölüm gelip çattığında kelebeğini kurutup saklamak istedi tanrının gölgesi. Buz kesmiş kalbini yangınlarda eritip içine saklamak istedi kelebeğini. Binlerce şiir dokuduğu kanatlarının solgun görüntüsüne bile aşıktı çünkü. Tıpkı kelebeğinin ona aşık olduğu gibi, benim ona aşık olduğum gibi. Rutubetli hastane odasının kenarına çökmüş, inançsızlığına rağmen ağlayarak dua ederken buldum onu. Titrek göz kapaklarımın arasından bakıp dudaklarımın arasından küçük bir fısıltı çıkarttım.

"Aras."

Titreyen bacaklarının verdiği sarsıntıyı umursamadan çöktüğü köşeden yanıma gelip saçlarıma bir öpücük kondurdu. Göz altları siyaha yakın bir morluktaydı, dizleri titriyordu ve... Ve tıpkı bir ölü gibi buz kesmişti dudakları. Onu hiç böyle görmemiştim. Elimi avuçları arasına alıp sıkıca kavradı.

"Kelebek, buradayım."

Gözlerimi iyice aralayıp yüzüne dikkatle baktım. Tümüyle bir enkazdı. Zorlukla gülümseyip avucunun içinde ki parmaklarımla ellerini okşadım. Bedenim yorgun, uyuşuk ve bitkindi. Ne olduğunu bilmiyordum, soramıyordum da. Korkuyordum çünkü henüz daha yeni bulmuşken yaşamımı kaybetmekten korkuyordum. Korkularım zihnimi git gide sararken beyaz önlüklünün o garip sesini duydum.

"Hastamız uyanmış demek." deyip bir yandan da klasik kontrollerini yapıyordu. Aras biraz geri çekilse de elimi bırakmadı. Doktor kontrollerini bitirip konuşmak için ağzını açamadan Aras araya girdi.

"Durumu nasıl, neyi var onun?" dedi titrek sesiyle elimi sıkarken.

"Bebeğin durumunu soruyorsanız..."

"Kimin dediniz?"

"Bebeğin, eşinizin hamile olduğunu bilmiyor muydunuz?" diyen doktora ikimizde dönüp bakarken korkmam mı sevinmem mi gerektiğini anlayamamıştım.

"Peki ya kelebek... Şey yani Dünya'nın nesi var?"

Ben doktorun dediği şeyden durumuma odaklanmak için derin bir nefes alıp verirken Aras'ın elimi daha sıkı tuttuğunu fark ettim.

"Bazı komplikasyon...."

"Sadede gelin lütfen." diye çıkıştı Aras.

"Kalp nakli olması gerekiyor, hemde acilen. Doğuma kadar bile yaşayabileceğinden emin değiliz, bu yüzden nakil olmaması durumunda erken doğum için imza istemek zorundayız."

"Her hangi bir kalp..."

"Sadece uyumlu bir kalp nakledebiliriz, üzgünüm."

Aras'ın gözlerinden iki damla yaş süzülüp gergin yüzünden aşağıya akıp giderken beyaz önlükte odadan çıkıp gitti. Ölümün haberini bir melekle almak gibi ellerinde duran elimi karnıma koydum. Yanımda duran sandalyeye çöküp elini karınımın üzerinde ki elimin üzerine koydu.

"Çok güzel bir anne olacaksın." dedi titrek sesiyle.

"Ölmene izin vermeyeceğim."

Güçsüzdüm. Sustum. Sadece gözlerimin yorgunluğuna bıraktım kendimi, bırakmasam ağlayacaktım.

Gri KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin