2]ARKADAŞ

5.2K 211 14
                                    

Gülümsemesi aklımdan çıkmamıştı. Daha doğrusu çıkmasını istemiyordum. Beyaz tenli çok kısa olmayan siyah saçları kemikli ağız yapısı, bembeyaz dişleriyle sırıtması, hafif kirli sakalı ve çim yeşili gözleri. Nasıl bişiydi lan bu. Utanmasa rüyalarıma giricek. Sınıfa girdiğim anda bütün gözleri üstüme çekmeyi başarmıştım. Lanet olsun gene süperdim. Normalde ilginin üstümde olmasını severdim ama böyle rahatsız edici bakışlarla istemiyordum. Baştan aşağı süzdüler, tekrar ve tekrar. Göz  devirip içeri girdim. Gözüm boş sıra arıyordu. Gözüm cam kenarı 2. sıraya odaklanmıştı. Cam kenarı olsunda isterse en ön olsun fark etmezdi. Çantamı koyup oturdum. Umarım yanıma birisi gelmezdi. Arkadaş istemiyordum. Sadece ben ve hayal dünyam. Sadece ikimiz. Kulaklığımı takmış kendi kendime düşünürken birisi omzumu dürtüyordu. Yana döndüğümde çok tatlı bi kız görmüştüm.

'Şey... Yanın boş mu acaba?' çekinerek sorusunu bitirdiğinde gülümsemiştim.

'Evet.'

Çantasını sıranın yanına asıp oturmuştu. Kalem ve defter çıkarıp bişiler yazmaya başladı. Daha sonra önüme koydu.

'Ben Hande. Yeni geldim. Sanırım sende yeni geldim. Fazla konuşurum pardon.'

Al işte. İlk okuldan kaçıp yanıma düşmüş gibiydi. İlk günden terslemek istemedim.

"Mete Cem m.o" yazıp geri uzattım. Ondan sonra gülümsedi ve çukur gibi gamzeleri belli oldu. Muazzam bi kızdı. Bütün erkeklerin, ben hariç bütün erkeklerin hoşlanacağı bir kızdı. Sanırım bundan sonra bir şey demezdi. Kulaklığımı takıp dışarıyı seyretmeye başladım. Okulun yarısı dışarda gibi duruyordu. Aslında amacım dışarıyı seyretmek değildi. Az önce ki çocuğu bulmaktı. Yüzü yüzünden kıyafetlerine pek fazla odaklanamadım. Bulması biraz zor olucaktı. Bir kaç dakika sonra tekrar aynı minik eller omzumu dürttü. Boş gözlerle handeye bakıyordum.

Fısıldamaya başlamıştı. Numara da yapmıyordu gerçektende utanıyordu. Utanınca ayrı bi tatlı olmuştu.

'Ya pardon ama sadece seni tanıyorum. Şey yani tam tanımak değil. Of of çok salağım.'

Beni güldürmüştü.

'Sorun değil. Noldu?'

'Kantine gidebilirmiyiz? Evde pek bişi yemedim.'

'Olur.'

Kulaklığımdan ayrılma vakti gelmişti. Çantama koyup Hande'nin yanına gittim. Baş başa kalınca daha çok konuşur sanmıştım ama utancından tek kelime edememişti. Bazıları bizi kesmeye başladı. Tamam fazla yakışıklı olmasam da bakılcak bi tiptim. Sanırım bizi sevgili sanmışlardı. Onun için mal mal bakıyorlardı. Aldır etmeden yürüdüm.

'Allah allah! Neden herkes bize bakıyo domates gibi oldum.'

Cidden de kızarmaya başlamıştı. Kantine girdik yiyecek bir şeyler aldı. O yemek yerken bende telefonumla uğraşıyodum. Fare gibi ısırıyodu. Yarım saate ancak yiyebilcek gibiydi.

****

Okulun bitmesine bir ders kalmıştı. Okulun çoğunu onu aramakla geçirmiştim. Nafile bi kez bile görememiştim. Son dersi Handeyle dışarda oturarak geçirmiştik. Aslında saf görünüşü ve fazla utangaçlığı dışında gerçekten de iyi bi kızdı. Beni yeni tanımasına rağmen yaşadığı çoğu özel olayları anlatmıştı. Ben kimseye bu kadar çabuk güvenemezdim. Bir yandan onu dinlerken, diğer bir yandan da gözlerimle 'ona' bakınıyordum. Dışarda yürüyodu. Erken çıkmıştı. Onu görünce kalp atışlarım hızlanmıştı. Yanında bi kaç arkadaşı daha vardı. Sonra spor bir arabaya yöneldiler. Sürücü koltuğuna geçti ve arkadaşları da arabaya binince gittiker. Hass... Şuan da onunla birlikte olma düşüncem bir anda patladı.

' Eğer sıktıysam gidebilirsin. Nazik olmana gerek yok.'

Bunu söylerken üzgündü ve yere bakıyordu.

' Saçmalama. Eğer sıkılmış olsam dediğin gibi giderdim. Ama sıkılmadım.' samimi gülmüştüm.

Tek ortak yönümüz kolay kolay arkadaş edinemiyorduk. Ama bu kıza kanım ısınmıştı.

' İstersen telefon numaramı verebilirim. Tabi eğer konuşmak istersen.'

Küçük kız çocukları gibi sessizce kafasını salladı. Ardından telefon numaramı verdim.

Okul çıkışına az kalmıştı ve herkes çıkmaya başlamıştı. Biz de kalkıp çıktık. Vay canına. Şimdiden arkadaş gibi birisi bulmuştum. Ben ve arkadaş?

Bir Damla MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin