11]BELA

3.1K 146 15
                                    

Sabah telefonun isyan edercesine titremesiyle uyanmıştım. Hala sersem gibiydim. Alışamadığım güneş gözlerimi dürtmeye devam ederken telefonu elime aldım. Ölü bir adamın vücudu kadar ağır hissettiğim bedenim üstünde ek olarak başka ağırlıklarda vardı. Kafamı çevirmekle yetindiğim zaman Mert'in bacağını ve kolunu üstümde gördüm. Arada olan yastık yerinde değildi. Hafif aralanmış olan ağızıyla beraber saf bebekler gibiydi. Rahatını bozmak istemedim. Telefonun tuş kilidini açıp gelen bildirimlere baktım. 2 cevapsız çağrı, 5 tane mesaj. Derdi neydi bunların. Önce mesajlara baktım. 2 tanesi Hande'den 3 tanesi ise Ömer'dendi. Önceliği bayana verip onun mesajlarına yanıt verdim. Daha sonra küfür içerikli Ömer'in. Gelen çağrılara baktığımda da Ömer'e ait olduğunu gördüm. Tahmin ettiğim gibiydi.

Yataktan, yuvarlanarak çıktım. Balkona geçip Ömer'i aradım. Bir gözümde Mert'in üstündeydi.

'Nerdesin!'

'Sanada günaydın ya.'

'Mete.'

'Evdeyim, nerede olabilirim başka?'

'Okula neden gelmedin?'

'Cumartesi değil mi bugün?'

'Cuma. Bekle alamaya geliyorum.'

'Daha yeni uyandık hem saat zaten öğle arasına yaklaşmış boşuna gelme istersen. Hem gelmeyiz bu saatten sonra.'

'Gelmeyiz derken?'

'Mert bize gelicek demiştim.'

'Kalıcak dememiştin.'

'Ne fark eder? Hem sabah sabah sevgiliminden günaydın bile duymamışken, laf yemem ayrı bir konu olsa gerek.'

'Yarım saat içinde hazır olsanız iyi olur.'

'Gelmi-'

'Okula gidicez demedim.'

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Sabah sabah bozulmak ayrı bir kötüydü. Odamdaki duşa girdim. Hala leş gibi bira kokuyordum. Mümkün olduğunca sessiz olmaya çalıştım. Duşuma yeni girmişken kapı açıldı.

'Ah sen mi vardın? Günaydın.'

Sesi gayet sıradan bir şey oluyormuş gibiydi. Bütün köpüğü olabildiğince üstüme çektim. Biraz utanmıştım gerçi. Eşofmanını indirip işemeye başladı. Gözlerimi kapatıp kendimi küvete gömdüm. Nefesimin yettiği kadar aşağıda kalmaya çalışsamda fazla dayanamadım. Çıktığımda telefonuyla ilgileniyordu.

'Mert ne zaman çıkmayı düşünüyorsun?'

'Dert etme beni sen, yokmuşum gibi davran.'

Sanki böyle bir şey mümkünde.

'Tuvalet keyfide yok arkadaş.'

'Hatırlamışken duşa giyin ve hazırlan, Ömer gelir birazdan.'

'Duş. Yanına mı geliyim?'

'Soldan ikinci kapı.'

Eşofmanını çekip, elini de yıkadıktan sonra gitti. Derin bir oh çektinden sonra, banyo keyfime devam ettim.

***

Yanımda duran telefon tekrar titredi.

'Nerdesiniz?'

'Biz hazır değiliz, kapının yanında duran saksıda anahtar var. İçeri gel.'

Mesajın gelmesiyle buruşmuş olan ellerimin farkına vardım. Duştan çıkıp hemen kurulandım. Belime havlu sarıp çıktım. Bir yandan giyinirken diğer bir yandan da kapıya bakıyordum. Hızlıca üstümü giyindikten sonra aşağı indim. Mert çoktan giyinmiş ve kahvaltı hazırlamıştı. Gözlerimin bana yaptığı bir oyun sansamda gayet ciddi bir şekilde sigarasını yakmış beni bekliyordu.

Bir Damla MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin