İki hafta sonra pazar günü genç kadının kapısı çalındı. Üzerinde olan yeşil, tozpembe tişört ve kot pantolon ile kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla da donup kalması bir oldu. Kapı da ellerinde çiçekler ile ilk Kerem’i ve ardından da küçük Kerim’i gördü.
“Kerem, Kerim siz….”
“İçeri gelebilir miyiz İnci?” diye sordu genç adam.
“Tabi içeri gelin.”
Elindeki beyaz çiçekleri uzattı. “Bunlar senin İçin inci.”
Çiçekleri alırken “Teşekkür ederim Kerem ama ne gereği vardı.” Diye mırıldandı.
Genç kadına cevabı ise küçük çocuk verdi. “Anneler günün kutlu olsun ….anne.” dedi yüzünde gülümseme, elinde uzattığı küçük bir hediye paketi ile.
“An..ne anneler günü mü?” Konuşmakta zorlanıyordu. Küçük çocuğun ağzından çıkan anne sözü ile bir an yalpaladı ama hemen toparladı. Ardından da çömelerek bir dizini yere koydu. “Benim anneler günümü kutlamaya mı geldin?”
“Evet….yakında zaten babamla evlenince annem olacaksın ama ben şimdiden sana anne dememin sorun olmayacağını düşündüm….yoksa kızdın mı bana?”
“Hayır, canım hayır. Ben çok sevindim sadece biraz şaşırdım. Bugün seni karşımda bana anne derken, anneler günümü kutlarken beklemiyordum o kadar. Sakın beni yanlış anlama oğlum.” Diyen genç kadın yanmaya başlayan gözlerini kapayarak küçük bedene sarıldı.
Kokusunu içine çekti ve artık gözlerinden akmaya başlayan yaşlara engel olamadı. Genç adamın orada onları izliyor olduğunu unutarak sıkıca oğluna sarıldı mutlulukla ağladı.
Genç adam da oğluna sarılan kadını izledi. Onu ilk kez böyle görüyordu. Duygularını saklamaya çalışmıyordu en azından oğlunun yanında saklanmıyordu. Onunla olduğu her an ne hissediyorsa yansıtıyordu. Ya gülüp kahkahalar atıyor ya da şu anda olduğu gibi sevinç gözyaşlarına engel olmuyordu.
“Hadi anne hediyeni aç artık ve ağlama. Ben seni mutlu etmek istedim ama sen….”
“Ben mutluyum. Mutlu olduğum için kendimi tutamadım. Çok mutluyum hem de.”
“Bak hediyeni ben seçtim. Babam sadece beni alışveriş mağazasına götürdü.”
“Teşekkür ederim Kerim.” Küçük kutuyu açtı genç kadın gözlerindeki yaşları sildikten sonra. Kutunun içinden çok sade ve çok alımlı bir inci kolye ile takımı olan küpeler çıktı.
“Çok güzeller canım. Çok zevkli bir erkek olacaksın büyüyünce. Kızları hayran bırakacaksın kendine. Ama ilk sırada ben olacağım.”
“Tabi sen olacaksın anne. Seni seviyorum. Hadi taksana onları babam da görsün.”
O zaman diğer misafirini hatırladı yeniden. Biraz önce onun önünde ağlamıştı şimdi nasıl kafasını kaldırıp bakacaktı yüzüne. Onun karşısında bu şekilde olmaya alışkın değildi.
“Tabi takarım. Ama ilk önce hadi oturma odasına geçelim.” Ayağa kalktı. “ Baksana burada kapının önünde kaldık. Baban da oturup dinlenir ben de hediyeni denerim.”
Oturma odasında baba oğul çift kişilik koltuğa yerleşti, genç kadında banyoya girerek yüzünü yıkadı. Ardından da inciden yapılmış kolye ve küpeleri taktı sonra da içeri geçmek için banyodan çıktı.
“Çok güzel olmuş anne.” Diyen Kerim yerinden koşarak yanına geldi, elini tuttu. Sonra da kendi oturduğu yere yani babasının yanına oturmasını sağladı genç kadının.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞLILIK 1 - ANNELİK ANLAŞMASI -(TAMAMLANDI - DÜZENLENİYOR)
General FictionAnnelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.