İkizler uyuyordu bu yüzden sesiz olmaya çalışarak karısının yanına yatağa sokuldu. Yatak odasının hemen bitişiğindeki odanın kapısı bebeklerin sesini rahat duymak için açık duruyordu gerçi buna gerekte yoktu sonuçta bebek odasındaki diafon yatak odasında da vardı.
İnci tanesine baktı. Karısının gözleri kapalıydı. Büyük bir ihtimal daha yeni uyumuştu. Annesi kendisi eve gelince gitmiş ve gitmeden önce gelini ile torunlarının mışıl mışıl uyuduğunu söylemişti. Hastaneden çıkalı tam üç gün olmuştu. Bu yüzden annesi her gün gelinine yardıma geliyordu, Rüya da kendi bebeğinde acemilik yaşamamak için yeni doğan bebeklere dikkatle bakıyordu.
Usulca sokuldu karısına burnunu hemen saçlarına soktu mis gibi kokan karısının. Aslında ona sarılmak istiyordu ama hala dikişleri alınmamıştı. Canını yakmaktan ölesiye korkuyordu. Uzaktan sevmek ama aslında bir o kadar da yakından çok güzeldi. Yeter ki sevdiği gözlerinin önünde olsun.
“ Erken gelmişsin.” Dedi İnci uykudan uyandığı için çatallı, kısık sesi ile.
“Uyandırdım mı canım, üzgünüm.”
“Sen eve geldiğin an uyandım. Annen gitti mi?”
“Evet. Nasılsın İnci’m.”
“İyiyim.” Gözlerini açıp çok az dönerek kocasına baktı. “Neden sarılmıyorsun?”
Karısının dudaklarına buse konduran Kerem “Canını yakmaktan korkuyorum. Hala zor hareket ediyorsun zaten.”
Elini uzatıp kocasının kolunu kendine doğru çekti. “Karnıma doğru çok fazla inmediğin müddetçe sorun yok. “
Kerem de hemen atılmıştı zaten balıklama. Karısı ile aylardır ayrı, ona hiç dokunmamış gibi özlemişti onu. Yavaş hareketler ile sıkmadan karısına sarıldı. Alnına, dudağına buseler kondurdu.
“Keşke normal doğum yapabilseydim.”
“Ne önemi var? Siz iyi olduğunuz müddetçe normal ya da sezaryen fark eder mi?”
İnci kocasının yanağına dokunup gözlerinin içine baktı aşkla. “O zaman doğumda olabilir, bebeklerimizi görebilirdin. Kerim de böyle bir şansın olmamıştı. Ben son ana kadar hep belki normal doğum yapabilirim dedim ama olmadı. Senin için önemliydi bu biliyorum. Kerim için orada değildim ama Cem ve Ceren içinde aynısı oldu, üzgünüm.”
“Böyle konuşursan kızarım ama. Ben seninle evlatlarımız olduğu için binlerce defa şükrediyorum. Doğum anına şahit olamamak umurumda dahi değil. İsterdim belki ama önceliğim hiç olmadı. Önceliğim sizin sağlığınızdı. Ne sen bu durum için ne de ikizlerimiz suçlu. Bir daha bu konuda özür dilemeyi sana yasaklıyorum.”
“Yinede…….”
“Sen benim hayatımın kadını, yüreğimde atan tek aşk. Oğlumun annesi ve şimdi de diğer oğlumu kızımı doğuran kadın. Sen benim İnci’msin. Hayatımın inci tanesi. Huzurum, mutluluğum, sevgim ve aşkımsın. Seni seviyorum İnci’m. Seni seviyorum. Yanımda olduğun, benim olduğun, beni sevdiğin müddetçe ne ben ne de çocuklarımız için başka hiçbir şeyin önemi yok. Önemli olan biziz, sevdamız.”
İki damla yaş aktı gözlerinden ve kocasının boynuna kollarını dolayarak onu kendine çekti, sıkıca sarıldı.
“Canın acıyacak…..”
“Umurumda değil. “
“Ama benim umurumda karıcığım.”
“Seni o kadar çok seviyorum ki Kerem bunu senin gibi kelimelere dökemiyorum şu anda. Ama sana ölesiye aşığım. Ben senin için ne ifade ediyorsam sen benim içinde aynısın hatta daha da fazla. Seninim. Senin olmak için doğmuşum sanki. Çocuklarımız, sevgimiz için. Allah’ın bize bahşettikleri için şükürler olsun. Seni bana verdiği, evlatlarımızı bize verdiği için ve aşkımızı verdiği için.” Diyen genç kadın son kelimelerini söyler söylemez kocasının dudaklarına kendi dudakları ile dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞLILIK 1 - ANNELİK ANLAŞMASI -(TAMAMLANDI - DÜZENLENİYOR)
Ficción GeneralAnnelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.