“Keremmmm”
“Geliyorum.”
“Hadi ama. Çocuklarımızın altının değişmesi lazım. İkini de aynı anda temizleyemem.”
Kerem çalışma odasından sonunda çıktı. “Özür dilerim canım. Yarın yapacağım toplantı için birkaç belge okuyordum.” Ve hemen oğlunu kucağına aldı. “Bu çocuklar aynı anda işememeleri gerektiğini öğrenmeli.”
İnci de kızını alıp bebek odasına gitti. “Böyle bir şeyi gerçekleştirebilmek için özel güçlerin varsa durma Kerem ama şimdi mızmızlanmada beni takip et.” Çift bebekleri yan yana gelecek şekilde yerleştirilmiş altı temizleme masasına yatırdılar. “Ben ne yapıyorsam onu yapacaksın unutma.”
“Bu ilk alt temizlemem değil İnci.”
“Kusura bakma hayatım sanrım üçüncü olacak değil mi?” ve kızının altını çıkarmaya başladı.
Kerem de aynısını oğlu için yapıyordu. “Bu dördüncü.”
“İlkini sayıyor musun?” İnci gülmemek için kendin zor tutuyordu ama başaramadı.
Kerem’in kaşlar çatıldı. “Hemen bezi bağlamam gerektiğini söylemiş olsaydın oğlumun suikastine uğramamış olurdum. Ve lütfen gülmeyi bırak. Bir kez daha banyoya koşmak istemiyorum.”
“Cem’in bir anda yüzüne işeyeceğini nasıl anlayabilirdim ki?” Kızının bezini altına yerleştirdi ve belindeki bandajları yapıştırmaya başladı. “Bantları çok sıkma. Nefes alacak yer kalsın ama çok da boşluk olmasın yoksa yaptığı her şey dışarı çıkar.”
Karısının yaptığı gibi yapmaya çalışıyordu ama küçük beyin yerinde durmaya pek niyeti yoktu. Amacı üzerine eğilen babasının burnunu yakalamaktı. “Bu çocuk bu kadar hareket ederse nasıl yapabilirim?”
İnci kocası ile oğlunun haline bakınca “Buraya gel de Cemre ile ilgilen. Ben Cem’in bezini hemen bağlarım.”
Böylece çift yer değiştirdi. Kızının altını hemen bağlayan genç adam kucağına aldığı kızına sevgiyle bir öpücük verdi. “Bu çocuk kime çekti acaba güzel kızım. Senin gibi olacak diye ödü kopuyor. “ Cemre babasını anlıyormuş gibi yüzüne bakmış dinliyordu. “Şu güzel, sakin kızıma bak. Ne kadar da uysal babasına sorun çıkarmayan ideal evlat. Cem’e ders vermelisin kızım. Bu yaşlı babanın suratına bir daha işememeli.”
İnci de kucağına aldığı oğlu ile kocası ile kızına bakıyordu. Ne kadar da tatlılardı şu anda. Kızı babasının her sözünü dinliyor hatta aguları ile sanki cevap bile veriyordu ona. “Baba kız dertleşmeniz bittiyse uyku vakti.”
“Bak görüyor musun tatlım anne nasıl da kıskandı bizi. Oğluyla sohbet etme şansı olmadığı için böyle yapıyor.”
“Oğlumla uğraşmayın Kerem Bey.” Kızına baktı genç kadında. Çocukları ile büyüklermiş gibi konuşmaya o kadar alışmışlardı ki kendilerini durduramıyorlardı artık. “Ve sen küçük hanım ben ne dersem o olur. Uyku vakti geldi diyorsam babaya değil bana bakacaksın.”
“Sen anneye bakma canım. Hadi gidelim de anne ile yaramazı uyutalım sonra biz sohbetimize davam ederiz. Hatta Kerim ağabeyini bile aramıza alabiliriz.”
“Keremm.”
“Geliyoruz İnci’m. Ne zaman kızımla sana isyan ettik.”
“Şöyle yola gelin de uyuyalım.”
Not: Kerem ve İnci diğer iki hikayemde de ara ara yer alıyorlar. Ve İnci'nin hamileliği Asi Çiçeğim de var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞLILIK 1 - ANNELİK ANLAŞMASI -(TAMAMLANDI - DÜZENLENİYOR)
Ficção GeralAnnelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.